Doğan AKIN
Türkiye tarihinin en karanlık darbesinin üzerinden henüz altı ay bile geçmemişti. Bu topraklarda insanların hayatları, onurları bir kez daha işkence tezgâhları ve idam sehpalarında yok edilmekteyken İspanya'da parlamento toplandı. Tarih; 23 Şubat 1981. İspanya hükümeti için güvenoylaması yapılacaktı ki parlamento baskına uğradı. General Franco faşizminden sonra toplumsal mutabakatla yapılan demokratik anayasadan rahatsız olan darbeci albay Tejero, emrindeki askerlerle parlamentoyu basıp kürsüye çıkarak çevreye ateş açtı. Darbeci askerler başbakan seçilecek Leopoldo Calvo Sotelo ve muhalefet liderlerinin de aralarında bulunduğu siyasileri rehin aldı.
Parlamentodaki darbe girişiminin görüntüleri ekranlara yansırken El Pais gazetesinin yazı işleri toplandı. Toplantıda özel bir sayı çıkarılması ve "Yaşasın Anayasa" başlıklı editoryal bir yazı kaleme alınması kararlaştırıldı. Ve El Pais, darbe girişimine karşı o unutulmaz başlıkla basıldı:
El Pais anayasanın yanında
Gazeteyi adlandıran "El Pais" İspanyolca'da "ülke" anlamına geliyordu!
İspanya Kralı'nın da direndiği darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı, darbeci askerler rehineleri bırakarak teslim oldu.
Yaklaşık altı ay önce Türkiye'de gazeteler darbeci generalleri alkışlarken İspanya, Franco faşizminden sonra bir kez daha darbeye geçit vermemişti:
Kıt'a dur!
Gazetecileri hapsettiren savcı sürgün,
arkasındaki siyasi irade Köşk'te
El Pais'in yaptığını Türkiye için yürürlüğe sokan günlerden geçiyoruz. Malum, Fethullah Gülen cemaati bünyesindeki yayınlarda çalışan gazetecilerin toplu olarak gözaltına alınıp tutuklanmaları gündemde.
Oysa aynı cemaati hedef alan kitap taslağı nedeniyle meslektaşımız Ahmet Şık ile Nedim Şener'in tutuklanıp 375 gün hapsedilmelerinin - dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın "bombadan bile tesirli kitaplar olabilir" kışkırtması eşliğindeki - kirli hatıraları henüz soğumadı. Şık ve Şener'i gözaltına alıp tutuklama talep eden Savcı Zekeriya Öz'ün "hiçbir tutuklama gerekçesi" göstermemesi de... Tepkiler üzerine "Bu aşamada açıklanması mümkün olmayan deliller var" iddiasını öne sürmesi de... Açıklanması mümkün olan ya da olmayan hiçbir delil ortaya konamadan iki gazetecinin tam 375 gün hapsedilmeleri de hâlâ hafızalarda.
Ve daha dün, bu kez cemaatin sorgulandığı operasyonda, bir başka savcının, Tekin Küçük'ün Ahmet Şık'ı hapsettiren "İmamın Ordusu" kitabının "devletteki paralel örgütlenmeyi anlattğı" görüşüyle iddianame hazırladığı haberi geldi. Şık'ları, Şener'leri hapsettiren Zekeriya Öz bugün sürgünde ve soruşturuluyor. Öz'ün arkasındaki siyasi irade ise Köşk'te ve tahammül çıtası her gün düşen iktidarını sürdürüyor.
Korkmuyoruz
Hukuk ve demokrasiyi katlederek iktidar hırsının anaforuna kapılan muktedirlerin kendilerine gelmelerinin bedeli bir topluma daha ne kadar ödetilebilir?
Kenan Evren'in, kendi eseri olan darbenin yüz karası tablosunun karşısına oturtulması için 30 yıl gerekti. Evren 12 Eylül davasında mahkûm edildi. Henüz kesinleşmemiş o mahkûmiyetin, 12 Eylül darbesinin bu topluma ödettiği korkunç bedeli telafi ettiğini söyleyebilir misiniz?
Evren'in elbette önemli olan yargılanması daha çocukluk çağında idam edilen Erdal Eren'leri (yarın 34. ölüm yıldönümü) geri getirebilir mi? 12 Eylül işkencelerinde bir ömür boyu yaralanan hayatları tedavi edebilir mi?
Onca darbe ve müdahale girişiminden sonra hâlâ fişten çekilmemiş bir demokrasi düşmanlığı hayatımızı karartmaya daha ne kadar devam edecek?
Bu toplum, "otoriter baba"ların sopası altında ve "otoriter babalar"ın iktidarı için daha ne kadar tahammül yerine düşmanlığa bileylenecek?
Birbirimize tahammülsüzlüğümüz, bu ülkedeki diktatörlük heveslerine daha ne kadar malzeme olacak?
Ve doğrularla yanlışların birbirine karışarak bir selin önünde sürüklenmesinin sonucu, karşı karşıya bulunduğumuz hukuksuzluklara kayıtsız kalmamız mı olacak?
Zorbaların kılığına girecek miyiz?
Evet; bu ülkede "yolsuzluk değil darbe girişimi" olduğuna ve darbe heveslilerinin bakanların koluna gizlice saatler taktığına, yatak odalarına para sayma makineleri koyduğuna, ayakkabı kutularına dolar doldurduğuna inanmamız beklenirken planlanan medya operasyonuna karşı ne yapacağız?
Hangi görüşte olursa olsun, Türkiye'de gazeteciler, demokrasi düşmanlarının kılığına girerek, bir kez daha demokrasi düşmanlarının en büyük zaferi olacak mı?
Bizim cevabımız, hayır.
Kimsenin hukukunu savunmak için sicil sorgulaması yapıp görüşlerini paylaşmamız gerekmiyor.
Kan davası peşinde hukuk devleti tehcirlerine, özgürlük soykırımlarına hayır.
İnsanları korkutmaya çalışarak kendi korkularını sakladıklarını sananlardan korkmuyoruz.
Çekin ellerinizi gazetecilerin üzerinden. Daha düne kadar el ele tutuştuklarınızdan da, hiçbir zaman el uzatmadıklarınızdan da.
Kıt'a dur...
"Yeni Türkiyeli" sen de dur!
Yazarlar
-
Vahap COŞKUNÇözüm Sürecinin Hukuki Mutfağı 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUBu kadar “kötülük”ten “iyi” bir şey çıkar mı? 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİDağlar ve tüneller 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEAltan Öymen 22.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKKürt açılımının toplumsal meşruiyeti nasıl artar? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞOPERASYONLARIN ARKASINDA ABD Mİ VAR? 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluDevlet, başta dürüst olmazsa sonra kimseyi inandıramaz 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSuriye tiyatrosunda üçüncü perde 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR“Türk-Kürt-Arap kardeşliği” Orta Doğu’ya dönük yeni bir hamle mi, yoksa yeni toplumsal meşruiyet ara 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan, temel saflaşmanın eksenini 10 yıl sonra bir kez daha değiştirmeye çalışıyor: ‘Millîlik’ yer 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNVahşetin idaresi! 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTarih, milliyetçilik, muhafazakarlık 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYASelahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın Tutukluluğunun Devamı Siyasi Bir Karardır: 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEMurat Çalık’tan halkın payına düşenler 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Terörsüz Türkiye’ başarılı olsun isteniyorsa… 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
1.09.2020
2.04.2020
28.10.2019
2.02.2018
20.06.2018
1.02.2018
5.02.2018
24.04.2018
19.02.2018
24.01.2018