Vahap COŞKUN
Ne Cumhur İttifakı ne de Millet İttifakı, Kürt seçmenlerin oyunu almadan seçimleri kazanabilecek bir çoğunluğu arkasına alabilmiş değil. Her iki ittifakın da seçim yarışında ipi göğüslemek için Kürtlerin desteğine ihtiyacı var. Kürt oylarının bu derece belirleyici olması hem partilerin siyasetlerini hem de aday tercihlerini etkiliyor.
Seçimde hem Meclis üyeleri hem de Cumhurbaşkanı seçilecek. Meclis seçimlerinin sonucunun, yasama-yürütme ilişkilerinin sağlıklı yürüyüp yürümeyeceğine ve geleceğine tesir edeceğinden belli bir değere sahip olduğuna şüphe yok. Ancak gözler Cumhurbaşkanlığına dikilmiş vaziyette. Çünkü Cumhurbaşkanlığını kazanan, seçimi de kazanmış olacak. Dolayısıyla cumhurbaşkanı adayının tespiti hayati bir önem taşıyor.
Cumhur İttifakının adayı belli; Cumhurbaşkanı Erdoğan, o cephede herhangi bir tartışma yok. Millet İttifakında ise sivrilen üç isim var: Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş. Hangisinin aday olup olmaması gerektiğine dair çeşitli düzeylerde yürütülen canlı bir tartışma var ve ismi geçenlerden hangisinin Kürtlerin teveccühüne daha yakın olduğu bu tartışmalarda odaklanan en mühim konulardan birini oluşturuyor.
Genel olarak Kılıçdaroğlu veya İmamoğlu’ndan biri aday olduğunda, muhalefetin Kürtlerin oyunu almada bir güçlük çekmeyeceği düşünülüyor. Ancak Yavaş’ın adaylığı halinde, birtakım sorunların çıkabileceği belirtiliyor. Bu nedenle “Kürtlerin oyunu alır mı?” sorusu her ne kadar üç aday adayı için gündeme getirilse de, tartışma daha çok Yavaş üzerinden yapılıyor. Başlıca iki nedeni var bunun da:
Kürt oyuna talip Türk milliyetçisi
Yavaş eksenli tartışmalarda iki önemli parametre var: Biri, Yavaş’ın bir Türk milliyetçisi olarak tanınmasıdır. Diğeri ise, 2019 yerel seçimlerinde Yavaş’ın Kürt seçmenlerin oyunu alarak Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak seçilmesidir. Bu iki parametre Yavaş’a dair birbirine zıt iki genellemeye yol açıyor. Kimileri onun Türk milliyetçisi kimliğinden ötürü Kürtlerin teveccühüne mazhar olamayacağını ifade ediyor. Kimileri de 2019’u işaret ederek o Kürt seçmenlerin Erdoğan karşısında Yavaş’ı tercih edebileceklerini söylüyor.
Zannımca mesele bu kadar basit değil. Ne Türk milliyetçiliğiyle maruf olması Yavaş’ı otomatikman taca atar ne de dün almış olduğu destek bugün Yavaş’a oy verilmesini garanti eder. Kürtlerin seçimleri babında dört temel etmenin altı çizilebilir:
Birincisi, diğer seçmen grupları gibi Kürtler de bir yekparelik arz etmiyor; muhalefet ile birlikte hareket eden, iktidarın yanında duran ve henüz ne yapacağına ilişkin kati bir karara varmayan Kürtler var. Son dönemlerde aleyhine oy geçişleri olsa da AK Parti halen Kürtlerin ikinci partisi. AK Parti’de ısrarcı olan Kürt seçmenler için Erdoğan tek seçenek; onlar Erdoğan’ın dışında ne Yavaş’a ne de başka bir isme yönelirler.
Buna mukabil, HDP’li, AK Parti ile mesafeli ve arayış içinde olan Kürt seçmenlerde giderek ağırlık kazanan bir Erdoğan karşıtlığı var. Bilhassa seküler ve genç seçmenlerin hatırı sayılır bir kısmı için, kimin kazanacağından ziyade Erdoğan’ın kaybetmesi bir anlam taşıyor. Erdoğan’ın yenildiğini görmek, onları harekete geçiren temel bir saike dönüşüyor. Yoğunlaşmış bir Erdoğan muhalifliği, onun karşısındaki her isme ve elbette aday olursa Yavaş’a da büyük bir avantaj sağlıyor.
Kapalı kutu
İkincisi, aday olması durumunda Yavaş’ın nasıl bir siyaset izleyeceği ve nasıl bir dil kuracağıdır. Erdoğan, her yönüyle bilinen bir aktör; hangi tuşa bastığınızda hangi sesin çıkacağını tahmin edebiliyorsunuz. Fakat Yavaş, siyaseten bir kapalı kutu! Şimdiye kadar sadece belediyecilik hizmetleri ile kamuoyunun karşısına çıktı. Yakıcı siyasi mevzulara girmekten imtina etti. Polemiklerden uzak durmaya ve çok konuşmamaya özen gösterdi. Bir nevi “siyasetsiz” bir duruş inşa etti.
Lakin cumhurbaşkanlığı siyaset dışı kalınarak icra edilebilecek bir vazife değil, bizatihi siyasetin kendisi! Eğer Yavaş muhalefetin adayı olursa, dibine kadar siyasete dalmak zorunda kalacak. Kritik sorunlar karşısında bir tavır belirlemesi gerekecek ve tabii ki memleketin en temel sorunu olan Kürt meselesi hakkında sorulara muhatap olacak. Anadilin eğitimde ve kamuda kullanılması, merkezden yerele yetki devri, vatandaşlık anlayışı, çözüm süreci, HDP ile ilişkiler, PKK ile görüşme, vb. gibi suallerle karşılaşacak ve mecburen bunlara cevaplar verecek.
Yavaş’ın kaderini, işte kamusal alandaki bu konuşmaları çizecek. Vereceği cevaplarla, belediyeciliği ile edindiği iyi intibaı perçinleyebileceği gibi berhava da edebilir. Sağlam ve kapsayıcı bir söylemle Kürtlerin kafasındaki kuşkuları izale etmesi veya asgariye çekmesi mümkün; ancak muğlak ve dışlayıcı bir dile başvurduğunda kendisine açılması muhtemel krediyi bütünüyle kaybetmesi de mümkün.
Ezcümle aday olduğu takdirde Yavaş’ın “siyasetsiz” kalma lüksü olmayacak! Başka çaresi yok, Yavaş konuşacak ve alacağı destek verdiği mesajlara bağlı olacak. Doğru mesajlar verirse şansını yükseltecek, yanlış mesajlar verirse şansını düşürecek.
Bu çerçevede bir hususu belirtmek gerekir. Yavaş, Van’da Demirtaş merkezli bir tartışmanın içine düştü. Vatandaşlarla konuşmasındaki “İnşallah” ifadesini, Demirtaş’ın özgürlüğü için kullandığı şeklindeki haberlerin kamuoyuna yansıması üzerine Yavaş’ın ekibi bir yalanlama yayınladı. Van’daki bocalama ve akabindeki yalanlama, Yavaş için iyi bir sinyal sayılmaz. Bu vaka, Yavaş’ın cazibesini siyasetsizliğine ve konuşmamasına borçlu olduğu, ağır siyasi sorunlarla alakalı konuştukça süksesini yitireceği yönündeki tahlilleri doğrular nitelikteydi.
Erdoğan’ın eli ve HDP’nin tavrı
Üçüncüsü, Erdoğan’ın ne yapacağıdır. 2015’ten bu yana muazzam bir gerileme yaşasa da Erdoğan, Kürt meselesinin bazı sorun alanlarında muhalefetin önünde duruyor. Seçim yaklaştıkça Erdoğan, AK Parti ile arası açılan ve kararsız olan Kürt seçmenlere dönük birtakım hamleler yapabilir. Bu hamlelerin Erdoğan’ın ve AK Parti’nin 2015’ten bu yana yaşadığı kaybı telafi etmesi zor. Fakat Erdoğan elini açar ve muhalefet ile adayı buna bir karşılık veremezse, Erdoğan kararsız ve Kürt meselesinde adım atılmasını önceleyen seçmenleri kendine çekebilir.
Dördüncüsü de HDP’nin tavrıdır. Eğer muhalefet adayının Yavaş olduğunu ilan ederse, HDP üç şekilde davranabilir: Ya tarafsız kalır, ya destekler ya da karşı durur. Herkesin dönüm noktası olarak baktığı bir seçimde tarafsızlık, iş göremez. Herhalde HDP de kendisini direkt devre dışı bırakacak böyle bir yola girmez. Destek ve karşılığa gelince; şahsi kanım HDP’nin izleyeceği karşıtlık siyasetinin destek siyasetine nispetle seçmenine daha fazla sirayet edeceğidir. Bir başka ifadeyle, HDP Yavaş’a mutlak bir karşıtlık sergilerse, o vakit Yavaş’ın HDP’li seçmenlerin oyunu alması ihtimali düşer.
Velhasılı kelam, Yavaş’ın adaylığı, bugüne kadar hep, tabir-i caizse laboratuvar ortamında konuşuldu, konuşuluyor. Hep steril alanda kaldı ve bu da onu parlak kıldı.
Ancak bu parlaklığın gerçekliğini sınamak için, laboratuvardan çıkmak gerek.
Yazarlar
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025