Vahap COŞKUN
HDP, 3 Temmuz’da Ankara’da 5. Olağan Büyük Kongresi’ni gerçekleştirdi. Coşkulu bir katılımın olduğu kongrede Pervin Buldan ve Mithat Sancar, eş genel başkanlık görevlerine tekrar seçildiler. Kongrede, içinde liberal isimlerin de yer aldığı güçlü bir Danışma Kurulu listesi de oluşturuldu.
Kongrenin ardından Mithat Sancar, yazılı ve görsel medyada kendisiyle yapılan söyleşilerde, HDP’nin bu kritik süreçte takip edeceği siyasetin ana hatlarını çok açık bir biçimde ortaya koydu. Sancar’ın açıklamalarından, yeni dönemde HDP siyasetine yön verecek altı başlık çıkartmak mümkün:
1. Seçimlere yaklaşırken HDP, siyasi tartışmaların ortasında yer almaya devam ediyor. Herkes bir şekilde HDP’yi konuşuyor. Muhalefet, 2019 seçimlerinde olduğu gibi HDP’nin fiili desteğini almak istiyor. İktidar ise, HDP üzerinden hem muhalefet içinde bir çatlak yaratmaya hem de muhalefeti seçmen nezdinde zayıf düşürmeye çalışıyor. HDP, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde anahtar parti konumunda olduğunu, bunun kendisini siyaseten güçlü kıldığını biliyor. Kongrenin ana temasını oluşturan “Çözüm Biziz” sloganı, partinin bu gücün farkında olduğunu yansıtıyor. HDP, muhataplarından da bu gücü görmelerini ve ona uygun bir ilişkilenme modeli geliştirmelerini talep ediyor.
“PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi değiliz”
2. HDP, kendisine dönük “sadece Kürt meselesi ile ilgili parti” algısının haksız olduğunu düşünüyor ve bunu kırmayı hedefliyor. Bunun Türkiye’deki bütün toplumsal kesimlerle diyalog içinde olmaya, onlara ulaşmaya, kendilerine dair kaygıları, korkuları ve köklü önyargıları konuşmaya, anlamaya ve bunları aşmak için çareler bulmaya çalışacağını belirtiyor. “Türkiye partisi olma” ve “Türkiyelilik”, artık HDP için geri dönüşü olmayan bir yol; öyle ki HDP kendisini “en Türkiyeli parti” olarak tanımlıyor. Türkiye’nin bütünlüğünü savunan ve demokratik cumhuriyeti hedefleyen parti, Türkiyeliliğini üç temele oturtuyor:
a. Türkiye’nin çoğulculuğunu partide göstermek; her kimliğin partide temsil edilmesini ve yönetime katılmasını sağlamak.
b. Türkiye’nin her sorununa çözüm üretmek için çalışmak.
c. Türkiye’nin her yerinde örgütlenmek ve siyaset yapmak.
Kongredeki “Sözümüz Var” sloganı, bu bağlamda, bir taraftan memleketin her bir sorunu hakkında partinin söyleyeceği bir sözünün olduğuna, diğer taraftan bu sorunları aşmak için partinin üzerine düşeni yapacağına ve sorumlu harekete edeceğine söz verdiğine işaret ediyor.
3. HDP, eskiden olduğu gibi Öcalan ve PKK’nin Kürt meselesinin çözümünde önemli rollerinin bulunduğunu söylemekten kaçınmıyor. Ama diğer yandan, son günlerde dikkat çeken bir eğilim de var: HDP’liler siyasi bir partinin (HDP) silahlı bir örgütle (PKK) bağının olamayacağını daha fazla dillendiriyor. Nitekim önce Sancar ve ardından Demirtaş, HDP’nin “PKK’nin uzantısı, sözcüsü ya da destekçisi” olmadığına dair kuvvetli ifadeler kullandılar.
Keza parti yöneticileri, bunu halka anlatma ve halkı ikna etme sorumluluğunun da kendilerinde olduğunun altını çiziyorlar. Kendi başına siyasi entite olma ve sorumluluk almaya dayanan bu çizgide ısrar edilirse, önümüzdeki günlerde benzer beyanlar daha sık gündeme gelebilir. HDP’nin PKK ile mesafelenme eğiliminin güçlenmesi, hem HDP’ye hem de Türkiye siyasetine fayda sağlar.
Salt iktidarda değil siyasette esaslı bir değişim
4. HDP, parlamento seçimlerine “Demokrasi İttifakı” dediği kendi ittifakıyla girecek. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise, ülkeyi felakete götürdüğünü düşündüğü iktidara yani Cumhur İttifakına destek vermeyecek. HDP, iktidarın mutlaka değişmesi gerektiğini düşünüyor. İktidarın ilk turda mağlup edilebileceği bir çoğunluğun oluşması için de muhalefete –yani Millet İttifakına- bir çağrıda bulunuyor ve ortak aday belirlenmesine açık olduğunu belirtiyor.
Ortak adaylık için HDP’nin iki şartı var: Açık müzakere ve doğrudan diyalog. Bu süreçte HDP bazı konularda -doğal olarak- hassas davranabilir ve ısrarcı olabilir, ama bu HDP’nin kendi programını diğer partilere dayatacağı anlamına gelmez. HDP, muhalefetin demokratik ve barışçıl bir programın etrafında bir araya gelmesi gerektiğini savunuyor. Dolayısıyla açık müzakere ve doğrudan diyalog yoluyla ilerleyecek süreçte ortak bir program ve aday üzerinde mutabık kalınabilirse, HDP buna destek verecek. Aksi takdirde % 12-15 aralığında oy gücüne sahip bir parti olarak, kendi adayırı çıkartacak, kendi yolunu izleyecektir.
5. HDP’nin Türkiye’nin AK Parti-MHP ortaklığındaki iktidardan kurtulması gerektiği konusundaki kanaati kesin. Mamafih, parti, iktidar değişimlerinin her zaman bir çözüm üretmediğinin de ayırdında. Sorun, A’nın gitmesi ve B’nin gelmesine indirgenemez. İktidarın ismi farklılaşabilir, ama yeni gelen iktidar, eğer ülkenin hayati önem arz eden meselelerinde eski iktidarın rotasına benzer bir rota takip ederse, halk için tablo çok değişmez ve hatta daha da ağırlaşabilir.
Binaenaleyh değişim, salt bir iktidarın gitmesi ile sınırlı düşünülmemelidir. Türkiye’nin esas derdi, cumhuriyetin bir asırdır demokrasi ile buluşmamasıdır. Demokrasi eksikliği çok yönlü tahribatlara neden oluyor. Siyasetin vazifesi, evvela bunu tespit edip, bir fırsat kapısı açma potansiyeline sahip önümüzdeki seçimleri demokratik cumhuriyeti kurmak için kullanmaktır. Muhalefet, bu çerçevede, bütünlüklü bir program üretmekle mükelleftir. Türkiye’nin gerçek bir dönüşüme ihtiyacı var; elbette bu değişimin bugünden yarına çok kısa sürede olması beklenemez, mühim olan bunun yolunu açmaktır ve HDP de hem sayısal hem de siyasal bir güç olarak buna omuz vermeye hazırdır.
“Barış süreci”
6. Kürt meselesinde çözüm mekânının Meclis olmasında, HDP diğer muhalefet partileri ile hemfikirdir. Çünkü Meclis; güvenceleri oluşturma, mekanizmaları kurma, şeffaflığı sağlama ve en geniş katılımı sağlamada hayati bir işlev taşır. İşin bir yönü budur; ancak Kürt meselesinin bir de şiddet boyutu vardır. 40 yıldır bir çatışma hali yaşanıyor. Şiddet ve çatışmanın, toplumu ve siyaseti esir almasının önüne geçmek gerekiyor. Bu da geniş bir toplumsal mutabakatı gerektiriyor.
Toplumsal mutabakatı için HDP muhalefete yöneliyor, iktidarın mevcut zihniyeti ve yapısıyla bir çözüm patikasına girmeyeceğini vurguluyor. Muhalefete çözümün muhtevasını ve yöntemini konuşmak amacıyla bir araya gelmeyi öneren HDP; bu meselede inşa edilebilecek bir mutabakatın, Türkiye’ye verilmiş en büyük vaat olacağına inanıyor.
HDP, 2013-2015 arasındaki çözüm sürecini değerli görüyor; bu sürecin toplumu bir yerden daha ileri bir yere taşıdığını kabul ediyor. Ancak sürecin eksikleri ve yanlışlarının olduğunu ve bu nedenle beklenen şekilde sonuçlanmadığını belirtiyor. Mithat Sancar, “çözüm süreci” ifadesinin yıprandığını, Türkiye’nin bugün gelinen aşamada bir “çözüm” değil “barış süreci”ne ihtiyacının olduğunu ve barış odaklı bir inşa siyasetinin halk nezdinde kabul göreceğini belirtiyor. Mesele, halkın benimseyeceği bir siyasete muhalefetin hazır olup olmadığı ve cesaret edip edemeyeceğidir.
Velhasıl, seçim oyununa giderken HDP kartlarını açıyor. Görünen o ki, HDP kapıları iktidara tamamen kapalı, muhalefet ile bir işbirliği zemininde birlikte hareket edilebilmesi ise, muhalefetin siyasetine bağlı.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025