Vahap COŞKUN
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Roboski’ye gitti. 11 yıl önce savaş uçakları tarafından katledilen 34 köylünün aileleri ile görüştü. Olayı tamamen aydınlığa kavuşturacağının sözünü vermek için Roboski’ye geldiğini söyledi. Anaların gözyaşlarının dinmesi ve gerçek bir helalleşme için, adaletin tecellisinin şart olduğunu vurguladı.
Yaslı ailelerin talebi de aynı yöndeydi; onlar gerçeğin bütünüyle ortaya çıkarılmasını ve faillerin hukuken hak ettikleri cezaya çarptırılmasını istediklerini ifade ettiler. Adalet duyguları tatmin edilmediği müddetçe de haklarını helal etmeyeceklerini bildirdiler.
Helalleşme, son dönemde CHP’nin söylemlerinde en çok öne çıkan kavramlardan biri. Daha evvel CHP yöneticilerinin pek iltifat etmediği bu kavrama Kılıçdaroğlu sıklıkla atıf yapıyor. Konuşmalarında sözü bir vesileyle helalleşmeye getiriyor, toplumsal barış ve huzurun sağlanması için bir helalleşmeye ihtiyaç olduğunu, kendisinin ve partisinin bu konuda üzerine düşeni yapacağını söylüyor.
Kılıçdaroğlu bu kavramla, farklı dönemlerde farklı nedenlerle mağdur edilen ve vakti zamanında kendileriyle hemdert olunmayan toplumsal kesimlerle bir irtibat kurma niyetini anlatıyor. Helalleşmenin altı açık bir biçimde yakın bir tarihte çizildi ama helalleşme siyaseti yeni değil. CHP’nin bu yola 2014’te, CHP’liliğiyle maruf birinin değil, muhafazakâr-milliyetçi bir bilim adamı olan Ekmeleddin İhsanoğlu’nun cumhurbaşkanlığına aday gösterilmesiyle birlikte girdiği söylenebilir.
Devlet iktidarını kaybetmek
Peki, CHP’yi helalleşmeye iten nedir? CHP’de helalleşmeyi gündeme getiren dinamikler nelerdir?
Elbette, burada Kılıçdaroğlu’nun şahsi temayülünden bahsedilebilir. Onun bir helalleşme gerçekleştirmeden partisinin iktidar yüzü görmeyeceğini düşündüğü söylenebilir. Mamafih, parti olarak CHP’nin helalleşme yoluna girmesinde iki siyasi gelişmenin belirleyici olduğu kanısındayım:
İlki, CHP’nin devlet iktidarının bir parçası olmaktan çıkmasıdır. Türkiye’de siyasi iktidar-devlet iktidarı ayrımı vardı. Sandıktan çıkmak siyasi iktidar olmaya yeterdi ama bu tamamen iktidar olunduğu anlamına gelmezdi. Bir de vesayet odaklarınca kullanılan ve asıl gücü temsil eden bir “devlet iktidarı” söz konusuydu.
CHP, 1950’den sonra, siyasi iktidar olmasına yetecek bir halk desteğini arkasında bulamadı. Ancak ordu, yargı, üniversiteler, medya ve iş dünyasındaki ağırlığı sayesinde devlet iktidarında söz sahibiydi. 20 yıllık AK Parti iktidarı, bu yapıyı bozdu; CHP’nin dayanaklarını elinden aldı ve kendine göre düzenledi. Mevcut halde, bu dayanakların hepsi AK Parti’ye hizmet eder hale geldi.
Böylelikle CHP iktidar sahasının dışına itildi. Ona iktidar mücadelesinde avantaj sağlayabilecek tek bir adres kaldı: Halk desteği. Helalleşme de bu desteği kazanmanın şartlarından biri.
Kapsayıcı siyaset – dışlayıcı siyaset
İkincisi, AK Parti siyasetindeki keskin kırılmadır. Kuruluş döneminde ve iktidarının ilk yıllarında AK Parti geçmişiyle hesaplaştı, katı ideolojik duruşunu terk etti, ezber sloganlardan kaçındı. “Milli görüş gömleğini” çıkardı; uzlaşmacı ve reformist bir siyasi çizgide ilerlemeye gayret etti. Memleketin geçmişten gelen sorun alanlarına (Alevi, Kürt, başörtüsü, Kıbrıs, askeri vesayet, AB, vb.) el attı ve çözümler üretmeye çalıştı. Her toplumsal grupla diyalog kurmaya büyük bir önem atfetti.
Bu kapsayıcı siyaset halkta karşılığını buldu; AK Parti, içinden çıktığı siyasi geleneği fersah fersah aşan bir oy desteğine erişti. Ancak AK Parti, girdiği her seçimi kazanmasını sağlayan ve kendisini rakipsiz bir parti haline getiren bu yoldan çıktı, 2015’ten itibaren tam aksi bir yönde ilerlemeye başladı. Toparlayıcı ve kurucu bir politika yerine, dağıtıcı ve kırıcı bir politikayı tercih etti. Bu da AK Parti’den kopmalara ve siyasi alanda bir boşluğun doğmasına sebebiyet verdi.
Helalleşme iyi gelecek
Kılıçdaroğlu da AK Parti’nin boşalttığı bu alana talip oldu. 2019’da bu yönde mühim bir hamle yaptı; milliyetçi (İYİ Parti) ve muhafazakâr (Saadet Partisi) kimlikleriyle bilinen iki partiyle işbirliğine girdi. Ayrıca daha önceki seçimlerde metropollerde yoğunlukla AK Parti’ye oy veren Kürt seçmenlerin önemli bir kısmını da yanına çekti. Tabii ki bunda AK Parti’nin dışlayıcı siyasetinin payı da az değildi.
2019 yerel seçimleri hem CHP’nin tabanı hem de Kılıçdaroğlu’nun şahsı için son derece kritikti. Zira alınacak bir seçim yenilgisi, tabanda zaten çok güçlü olmayan demokrasi inancını tümüyle sarsabilir ve Kılıçdaroğlu’nu da yerinden edebilirdi. Fakat seçimlerden büyükşehirleri kazanarak çıkmak tabana demokratik umut aşıladığı gibi Kılıçdaroğlu’nun da manevra kabiliyetini artırdı. Helalleşme, bu sayede, geçmişe nazaran daha bir cesaretle dile dökülür oldu.
Kılıçdaroğlu, CHP’nin kuruluş kodlarıyla halkın teveccühüne mazhar olmayacağını görüyor. Halka ters düşen yüzüyle partisinin demokratik bir siyasette iktidar koltuğuna oturamayacağını biliyor. Helalleşme söylemiyle, CHP’nin bu sert kabuğunu kırmaya çalışıyor. Şüphesiz, bu kolay olmayacak. Ama derinleştirildiği ve kapsayıcılığı artırıldığı ölçüde bu helalleşme ülkeye de CHP’ye de iyi gelecek.
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025