Vahap COŞKUN
Türkiye, demokratik bir ülke değil, demokratikleşmeye çalışan bir ülke; dün de de böyleydi bugün de böyle. Demokrasisini kurmaya ve geliştirmeye çalışan her ülkede demokratik değerlerin bayraktarlığını yapan kesimler olur. Türkiye’nin yakın tarihinde de demokrasi daha ziyade üç kesim tarafından savunuldu: Liberaller, muhafazakârlar ve Kürtler.
Bu üç kesim birbirlerine yakınlaştıklarında ve fiili bir işbirliği yaptıklarında, Türkiye demokrasi ve özgürlük yolunda ciddi bir mesafe kat etti. Mesela Avrupa Birliği ile ilişkilerde kritik eşiklerin geçilmesi, 12 Eylül rejiminden kısmî çıkış ve vesayet düzenin kırılması gibi tarihi dönüm noktaları hep bu kesimlerin desteğiyle dönüldü. Müesses nizamın direnci, bunların beraber hareket edilmesiyle kırıldı.
Keza Çözüm Süreci de, bu birlikteliğin en kıymetli ürünlerinden biriydi. Liberal fikriyatla (demokratik müzakere, eşit vatandaşlık, hak ve özgürlük alanlarının genişlemesi, kamusal rıza, vb.) beslenen sürecin gayesi, Türkiye’nin kanayan en büyük yarasını bağlamaktı. Kürtlerin ve muhafazakârların kahir ekseriyetinin desteğini kazanan bu süreçle birlikte Türkiye, -diğer temel sorunlarına da kaynaklık eden- Kürt meselesini aşma yönünde çok değerli bir fırsata sahip oldu.
Ne var ki, bu fırsat heba edildi, işbirliği bozuldu ve demokrasi yürüyüşünde keskin bir geri dönüş yaşandı, yaşanıyor. Gelinen noktada, demokrasinin ilerlemesinde katkıda bulunan bu üç kesim de ciddi problemlerle malul. Sırasıyla bakalım.
Liberaller
Liberallerden başlayalım. Bireyciliğe iyi gözle bakılmayan bu topraklarda liberalizm, hiçbir vakit geniş bir tabana sahip olmadı. Doğrudan kendisini “liberal” olarak tanımlayan bir siyasi hareket de iktidar koltuğuna oturmadı.
Lakin liberalizmin “özgürlük” ve “eşitlik” merkezli düşünceleri, devletin kendilerini hapsettiği cendereden çıkmak isteyen her kesimin içinde yer etti. Adı öyle konmasa bile, çetin politik mücadelelerde liberal prensipler referans alındı. Dolayısıyla liberal tezler, politik istikametin belirlenmesinde çok önemli bir işlev gördü.
Ancak hâlihazırda dünya, evrensel ideolojilerin çekiciliğini kaybettiği bir zamandan geçiyor. Elbette liberal ideoloji de bundan payını alıyor. Liberalizm gerilerken, milliyetçilik güçleniyor. Türkiye de benzer bir havayı soluyor ve burada da milliyetçilik yükseliyor. Hatta Türkiye’deki havanın daha ağır olduğu da söylenebilir. Zira siyasi yelpazenin her iki tarafında da milliyetçi ton giderek daha baskın hale geliyor.
Milliyetçi diskur, gerek iktidar ve gerek muhalefet cephesini kıskaca alıyor. Buna mukabil, liberal umdeler ise geri plana itiliyor, daha az dillendirilir ve duyulur oluyor. Liberalizm açığı, salt Kürt meselesini bir açmaza sokmuyor, aynı zamanda yabancı düşmanlığını ve sığınmacı/göçmen karşıtlığını da körüklüyor. Ülkenin demokratik zemini zayıfladıkça, sorunlar da daha karmaşıklaşıyor ve derinleşiyor.
Muhafazakârlar
Muhafazakârlara gelelim. Onların en azından AK Parti’yi destekleyenlerinin büyük bir kısmı ne yazık ki artık demokrasi taraftarlığı ile temayüz etmiyorlar. Aksine, devlete tümüyle hâkim oldukları zehabına kapıldıklarından, her meseleye devletçi bir gözlükle bakıyor ve en anti-demokratik uygulamaları bile meşrulaştırma gayreti içine giriyorlar.
Muhafazakâr kesimin kısa bir sürede demokrasinin itici güçlerinden biri iken katı devletçi bir çizgiye kaymasında, 2015 ve 2016’dan sonra AK Parti’nin yaşadığı savrulmanın etkisi büyük. Kaba bir milliyetçilik, MHP ile birlikteliği hem Meclis içinde hem de dışında derinleşen AK Parti’nin eylemini ve söylemini esir aldı. AK Parti’nin içinden geldiği gelenekte var olanı da aşan bu sert milliyetçilik ile partinin tabanı demokrasiden uzaklaştı.
“Yerli ve milli” ve “beka” vurgularıyla dokunulmaz kılınan bu siyasi hat, muhalefeti kriminalize etti, muhalefete yapılan saldırıları meşrulaştırdı. Hak alanını daralttı, iktidarın belirlediği sınırların dışına çıkan herkese müdahale edilmesini normalleştirdi. Devleti kutsayıp hak talep eden vatandaşı tehdit olarak gördü. Kendi güçlü hisseden devlet ajanlarının demokratik siyasete daha fazla tavır almalarına neden oldu.
Maliyeti ağır oldu, bu milliyetçi siyasetin. Muhafazakârların ağırlıklı bir kısmı demokrasi, fikir özgürlüğü ve ötekinin hakkını savunma gibi ilkelerle arasını açtı; hukuk ve demokrasi dışı yönelimlere itiraz etmedi ve dahası bununla barışık yaşar oldu.
Bunun hayati bir problem olduğuna şüphe yok. Çünkü gözle görülür bir erime yaşamasına rağmen AK Parti halen birinci parti konumunda ve ülkenin en büyük partisinin destekçilerinin büyük bir çoğunlukla demokrasi iddialarının peşini bırakması ise, demokrasinin güçlü bir taşıyıcı kolondan mahrum kalması anlamına gelir. Destekleri azaldığında, demokrasi yanlılarının işleri çok daha güçleşir.
Kürtler
Türkiye’de demokrasinin akıbeti ile Kürt meselesi arasında çok yakın bir ilişki var. Tecrübeyle sabit; bu meselenin çözümünün siyasette arandığı dönemlerde, demokrasi mevzi kazanır. Çözüm sürecinin, Türkiye siyasetinde en demokratik dönem olması boşuna değildir. Fakat bu meselenin çözümünde siyasi ve demokratik mekanizmalar devre dışı bırakıldığında ise, ülke koşar adım otoriter bir yapıya bürünür. Rejim, otoriterliğini Kürt meselesi üzerinden tanzim eder. 2015’ten bu yana yaşananlar otoriterleşmenin boyutunu göstermesi bakımında çok öğreticidir. Kürt meselesini çözmeden Türkiye’de dört başı mamur bir demokrasi inşa edilemez.
Kürtler, 2015’e kadar olan dönemde hem siyasi dengeleri etkileyebiliyor ve hem de siyasi gündemi belirleyebiliyorlardı. Lakin aradan geçen süre Kürtlerin aleyhine işledi. Kürtler hala siyasi dengelere tesir edecek güçlerini koruyorlar, fakat artık siyasi gündeme kendi renklerini veremiyorlar. 2019 yerel seçimlerinde de vaziyet aşağı yukarı böyleydi; Kürtler kimin kazanacağına karar verecek komumdaydılar, ancak bu konum onların istemlerini gündeme getirmelerine ve istemlerine karşılık verecek bir muhatap bulmalarına yetmedi.
Mevcut durumda da Kürtlerin taleplerinin siyasi ve toplumsal aktörlerin ajandalarında üst sıralarda yer aldığı söylenemez. HDP’nin hali bunu açıklar mahiyette, şöyle ki: % 10-12 bandında seyreden oylarıyla HDP, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirleyici bir noktada duruyor; iktidarın da muhalefetin de gözü HDP oylarında. Ancak HDP bu şekilde bir nevi “kingmaker” rolünde olmasına ve son derece mütevazı taleplerde bulunmasına rağmen, onun söyledikleri ne muhalefet ne de iktidar katında bir yankı yaratıyor.
Velhasılı kelam, bir dönem liberaller, muhafazakârlar ve Kürtler arasında fiili olarak oluşan ve demokratik taleplerin taşıyıcılığını üstlenen işbirliğinin çökmesiyle demokrasi geriledi, hukuki ve siyasi birçok kazanım yitirildi. Memleket bir anaforun içine düştü. Zannımca, dün olduğu gibi bugün de bu anafordan çıkış, ancak demokratik esaslı işbirlikleri ile mümkün olabilir.
Türkiye’nin yeni demokratik ittifaklara ihtiyacı var.
Perspektif, 5 Temmuz 2022
https://www.perspektif.online/yeni-demokratik-ittifak-ihtiyaci/
Yazarlar
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025