Vahap COŞKUN
Siyasette bazen tek bir adım çok şey anlatır. Sürekli kullandığınız bir slogan, baş tacı ettiğiniz bir sembol, hep yanınızda tuttuğunuz veya yanınıza almaya çalıştığınız bir kişi, görüştüğünüz bir çevre, vb bir açıdan sizin siyasette takip edeceğiniz yolu verir. Tercihiniz o kadar güçlüdür ki, çok laf tüketmenize, yoğun bir çaba sarf etmenize, dağ bayır dolaşmanıza gerek kalmaz; tek başına o tercih sizin haritanızı ortaya serer.
Diğer taraftan böylesine adımlar, sizi izleyenlerin, ne yapıp edeceğinizi gözleyenlerin de size olan bakışını belirler. İnsanların sizin hakkınızda belli bir meselede bir kanaatleri varsa, o adımınızla ya o kanaatlerin gözden geçirilmesini ve yeni bir değerlendirmeye tâbi tutulmasını sağlarsınız veya o kanaatlerini kökleştirirsiniz. Eğer o kanaat müspet ise ne ala; yok menfi ise, o vakit yandı gülüm keten helva!
Sedat Edip Bucak, bu meyanda, sembol bir isim! O, bir “aşiret reisi” denip geçilebilecek bir şahıs değil; o bir “marka” ve bu marka herkese çok şey anlatır, özellikle de Kürtlere. Genel Türkiye kamuoyu Bucak’ı daha ziyade Kasım 1996’da Balıkesir-Susurluk’ta meydana gelen trafik kazası ile tanır. “Mafya-siyaset-devlet” üçgenini açığa çıkaran bu kazadan sağ çıkan tek kişi olan Bucak, devlet merkezli karanlık ilişkilerin göbeğinde yer alır. Kürtler için ise Sedat Bucak ismi, Mehmet Ağar ile özdeşleşen 1990’ları hatırlatır; Kürtlere reva görülen baskıyı ve kendini hukukla bağlı saymayan bir devletin ne kadar zalimleşebileceğini sembolize eder.
Hülasa Bucak adı; Türkiye’nin geneli için muteber değil ve Kürtlerin hafızasında da meşum bir şöhrete sahip; yani iki yönden de arıza içeriyor. Kendisi de bunun farkında olduğundan, Susurluk’tan sonra bir nevi perde gerisini çekildi ve ismini toplum nezdinde unutulmaya bıraktı.
Akşener, Kürtlere ne diyor?
Fakat Bucak, geçen hafta gömüldüğü sessizlikten çıktı; Urfa-Siverek’i ziyaret eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partinin kurmaylarını yanına alarak Bucak ile görüştü. Serbestiyet’te yer alan habere göre, bu görüşmede Bucak ve ailesinin İYİ Parti’ye katılması ve seçimlere İYİ Parti’nin Urfa listesinde birinci sıranın Bucak veya kardeşine verilmesi konuşuldu.
Akşener’in bu adımı, demin bahsi edilen siyasetteki belirleyici adımlardan biri; zira bu ziyaret İYİ Parti’nin Kürt meselesine dair tasavvurunu bütünüyle aşikâr ediyor. “Akşener Kürtlere ne diyor?” sorusuna cevap vermek için artık İYİ Parti’nin saatlerce dil dökmesine ve hatta sayfalar dolusu raporlar-kitaplar yazmasına gerek yoktur; çünkü cevap artık bellidir, Akşener’in Bucak ile verdiği fotoğraftır.
Bucak ile yakınlaşmak ve onu partisinin bir parçası kılmak, kendi başına bir siyasettir; onunla birlikte olmak, başka söze hacet bırakmayacak derecede kesin bir siyasi duruşu temsil eder. Fakat siyasetini netleştiren bu tercihinin Akşener ve partisi için büyük bir handikap taşıdığını da belirtmek gerekir. Üç açıdan:
Köşe bucak kaçmak
Birincisi; kentleşme, orta sınıflaşma, okullaşma ve benzeri dinamiklerin tesiriyle Kürt sosyolojisinde de büyük bir değişim yaşanıyor. Dolayısıyla Kürtlerin kapısını eski anahtarla açmaya çalışmak başlı başına büyük bir hataya işaret ediyor. Kürtleri halen “aşiret” kavramı üzerinden okumak, Kürt seçmenlerin oylarını aşiret ve büyük aileler üzerinden kendine çekmeye çalışmak, bir garabet. Bucak ve benzeri aktörlerin belki lokal düzeyde zayıf bir etkileri olabilir ama bunun genel eğilimi belirleme ihtimali yok.
İkincisi, İYİ Parti, Kürt seçmenlere ulaşmada zaten son derece sıkıntılı bir parti; nitekim RAWEST’in Diyarbakır, Van, Urfa ve Mardin’i kapsayan son araştırmasında, İYİ Parti’nin bu dört ildeki oyu % 2.1 olarak çıkmıştı. Kürt seçmenlerin büyük bir çoğunluğu için kirli ve kanlı dönemleri simgeleyen Bucak gibi isimlerle içli dışlı olmak, İYİ Parti için Kürtlerle zaten var olan mesafeyi büyütmekten ve sıkıntıyı artırmaktan başka bir netice vermez. Akşener, Bucak ile birlik olduğunda Kürtlerin kendisinden köşe bucak kaçacağından emin olabilir.

Üçüncüsü ise, bizzat Akşener’in şahsıyla ilgili; zira içişleri bakanlığı yaptığı dönemle ilgili olarak Akşener hakkında birçok iddia dile getiriliyor ve Akşener’in Türkiye’nin karanlık günlerinin önde gelen aktörlerinden biri olduğu dillendiriliyor. Bucak ile poz vermek, Akşener’in gündeme gelmesini istemediği bu dönemi sahiplendiği anlamına geliyor.
Bucak ile kol kola giren bir Akşener’in bundan böyle “temiz ve demokratik bir siyaset”ten bahsetmesi, ancak bir ironi olabilir!
Yazarlar
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025