Vahap COŞKUN
Türkiye yakın tarihte, mağdurlarında çok ağır tahribatlara yol açan bir ayrımcılık tecrübesinden geçti. İnançlarından ötürü başlarını örten kadınlar, bir nevi vebalı muamelesine tâbi tutuldu. Çağdaşlığa uymadığı, laikliğe aykırı düştüğü, siyasi bir simge olduğu, özel alanda her neyse de kamusal alanda varlığına müsaade edilemeyeceği, vb. son derece çürük argümanlarla, kadınların hayatları karartıldı. Sırf başlarını örtükleri için kadınlar, eğitim hakkı, çalışma hakkı, din ve vicdan özgürlüğü gibi en temel haklarından mahrum edildiler. Kimi evinden-yurdundan, kimi işinden oldu; kimi sağlığını, kimi ailesini kaybetti; kimi eğitimini kimi de hayatını idame ettirmek için gurbeti mesken tuttu.
O vakit yasağın savunucuları, devletin sopasını başörtülülerin kafasından eksik etmemek için ellerinden geleni ardına koymuyorlardı. Olmaması gerektiğini düşündükleri bir yerde başörtülüleri gördüklerinde, ihbar etmekte veya haklarında şikâyette bulunmakta bir beis de görmüyorlardı. Devlet yanlarında duruyordu nasıl olsa; onun devasa kudretini arkasına alarak kendileri gibi olmayan, düşünceleri ve hayat tarzları farklılaşan insanların hayatlarını tarumar etme hakkını kendilerinde buluyorlardı. Burası onlarındı; başörtülüler çok meraklıysalar Arabistan’a gitsinlerdi!
Başörtülüler bu katmerli baskıya karşı, muazzam bir sivil direniş sergilediler. Elbette büyük bedeller ödediler, ancak inançlarından ve düşüncelerinden taviz vermediler. Mücadelelerini geniş platformlara taşıdılar, yasağa karşı duran farklı kesimlerle dayanışma içine girdiler ve karar alıcıları seslerine kulak kabartmaya mecbur bıraktılar. Siyaset bu açık haksızlığa gözlerini daha fazla kapatamaz hale geldi ve zaman içerisinde başörtülülere hayatı zindan eden yasaklara peyderpey son verildi.
“Başını aç, beynine oksijen gitsin”
Bugün artık başörtülülerin eğitimlerinin ve çalışmalarının önünde hukuki bir engel bulunmuyor. Başörtülüler -olması gerektiği gibi- sosyal yaşamın her sahasında varlar. Elbette bütün sorunlara çare bulunduğu söylenemez. Lakin bu meseledeki tablo, eskisiyle kıyaslanmayacak ölçüde, müspet. Öyle ki, bir zamanlar başörtüsü karşıtlığının bayraktarlığını yapan CHP dahi, yasakçılığın ne denli yanlış bir yol olduğunu kabul etti ve o dönem mağdur ettikleri ile helalleşme çabasına girdi.
Mamafih ortalık tamamen de süt liman değil, toplumsal münasebetlerde gerginliklerin su yüzüne çıktığı da oluyor. Bazı kesimlerde başörtüsüne yönelik menfi tutum sürüyor ve bazen ikili ilişkilerde bu tutum kendini dışa vuruyor. Son günlerde gündeme gelen, Beşiktaş’ta başörtülü bir muhabirin sokak röportajı yaptığı esnada bir kadınla yaşadığı olay da, bu türden.
Olayı biliyorsunuz: Kadın, izni olmadan çekim yapıldığı için muhabire tepki gösteriyor. Muhabir karşılık verince tartışma büyüyor ve iddiaya göre kadın, muhabire “Başını aç önce, biraz hava alsın, beynine oksijen gitsin” diyor. Muhabirin şikâyeti üzerine kadın gözaltına alınıyor, ifadesi alındıktan sonra mahkemeye sevk ediliyor.
Kadının muhabire yönelik sözleri rahatsızlık verici, meselesinin bu tarafında sorun var elbet. Fakat diğer tarafı pirüpak mı? Kadının gözaltına alınmasında, mahkemeye sevk edilmesinde insana batan bir yön yok mu? O densiz sözlere muhatap olan muhabirin, okkalı bir cevapla yetinmemesi tuhaf değil mi? Aralarındaki hadiseyi karakola taşımadan da, karşısındakinin haksızlığını yüzüne vuramaz ve kendi hakkını savunamaz mı? En küçük bir tartışmaya polisi, savcıyı, hâkimi karıştırmanın âlemi nedir?
Zannımca mesele, salt bu muhabire ve bu olaya indirgenemez; esaslı bir zihniyet problemi var burada. O da, özetle, şu: Türkiye’de hemen her kesimin temel gayesi devleti ele geçirmek ve ele geçirdiği devleti, karşıtı olarak damgaladığı kesimlerin üstüne sürmek. Maalesef, kimse bundan imtina etmiyor ve daha fenası bunda herhangi bir ahlaki zafiyet de görmüyor.
İktidar iksirini fazla kaçırmak
Başörtüsü bağlamında yaşanan da biraz bu. Köprünün altından çok sular aktı bu konuda; devlet, dün başörtülülerin karşısındaydı, bugün ise onların yanında. Dün başörtülülere karşı harekete geçirilen devlet, bugün ise iktidar iksirini fazla kaçırmış bazı başörtülüler tarafından başkalarına karşı harekete geçiriliyor. Böylece sivilliğin sembolü olan başörtüsünün üzerine devletin gölgesi düşüyor.
Başörtülülerin bir kısmında, bir zamanlar başörtüsü karşıtlarında olduğu gibi, devletin artık kendi devletleri olduğuna dair büyük bir özgüven var. Dolayısıyla en küçük bir tartışmaya bile hemen devleti müdahil kılıyorlar, zira neticenin kendi lehlerine olacağını düşünüyorlar. Kötü bir söze ya da davranışa maruz kaldıklarında, bunu ahlaki bir kınamayla veyahut dozunda bir yanıtla karşılamakla iktifa etmiyorlar. Anında devletin arkasına sığınıyor ve ondan karşısındakini pataklamasını talep ediyorlar.
Hülasa “nöbetleşe zorbalık” burada da hükmünü icra ediyor. Zayıfken müşteki olduğu ne varsa gücü eline geçirdiğinde aynıyla tatbik edenlerin olduğu bir yerde ise, doğal olarak, aranan huzura bir türlü ulaşılamıyor.
Yazarlar
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025