Vahap COŞKUN
Yatak altımdan bir gitti, bir geldi, irkilerek uyandım. Yan ve alt katlardan kırılan camlara, düşen dolaplara çocukların endişeli ve korku dolu sesleri karıştı. “Deprem oluyor.” Daha önce de depremi yaşamışlığım var; çocuklara sakin olmalarını, acele etmemelerini, sarsıntı durduktan sonra dışarı çıkacağımızı söylüyorum.
Evde bir eşiğin altında toplanıyoruz. Beşik gibi sallanıyor, kayık gibi bir sağa bir sola dönüyoruz. Hayatımda hiç bu kadar sallanmadığımı düşünüyorum. Dehşet verici bir an ve dahası bitmek bilmiyor. Saliseler yıl gibi sanki; bir ömür kadar geçen bir sürenin ardından nihayet yer sallanmaya bir ara veriyor. Üzerimize kalın birer mont alıp hemen kapıya yöneliyoruz.
Koridorlarda herkes aşağı inme çabasında; komşular, soğuktan kendilerini ve çocuklarını korumak için ellerine ilk gelenleri üzerlerine geçirmişler merdivenlerden hızlıca aşağıya iniyorlar. Korku gözlere yansımış ama bir telaş yok; çocuklara, yaşlılara, hastalara, kadınlara öncelik veriliyor, herkes elinden geldiğince bir diğerinin elinden tutmaya çalışıyor. Felaketlerin, insanın özündeki iyiliği ortaya çıkaran bir tarafı var. O güne kadar birbirlerinin hayatlarına kayıtsız kalmış, en iyi ihtimalle diğeriyle bir selamdan öte bir ilişki kurmamış insanlar birden birbirlerinin en yakını oluyor. Acısını, kederini paylaşıyor, yapabileceği varsa imkânı dahilinde bir şeyler yapmaya çalışıyor.
Sitenin bahçesi dolmuş; herkes elinde telefon evvela eşinin, dostunun, arkadaşının ahvalini soruyor. Depremin merkezi neresi bilmiyoruz. Sonra sosyal medyadan haberler düşmeye başlıyor. Herkes birbirine fısıldıyor, gerçek olmamasını umarak: “Galleria yıkıldı!” Galleria, bölgenin ilk alış-veriş merkeziydi, Hem iş hem de konut alanlarını içeren devasa bir yapıydı.
Bir acı haber daha alıyoruz çok geçmeden: “Tesisler Kavşağı’ndaki büyük bir bina da yıkılmış…” Görüntüler akıyor o dev binanın yıkılış anına dair; kâğıttan bir kule gibi bir-iki saniye içinde yerle yeksan oluyor. “Allah’ım sen koru” nidaları yükseliyor hep bir ağızdan. Gün ışıdıkça tablo daha net görünmeye başlıyor. Maraş merkezli, on şehre tesir eden, çok şiddetli bir depremin meydana geldiğini öğreniyoruz.
Kâh yürüyerek, kâh oturarak, kâh arabada durarak, sağdan soldan haber alarak ve sağa sola haber göndererek altı-yedi saat dışarıda kalıyoruz. Yetkililerden, artçı sarsıntılar için “Eğer evinizde hasar varsa içeri girmeyin” uyarıları geliyor. Çok şükür evde bir sorun yok; artık yer biraz durulmuştur diyerek içeri giriyoruz. Komşuların çoğu da öyle yapıyor. Lakin çok geçmeden evde tekrar sallanmaya başlıyoruz. “Artçıdır, merak etmeyin geçer” diyorum sakinleştirmek için çocukları, gel-gör ki geçmiyor. Herkes kanı çekilmiş gibi olduğu yerde duruyor.
Sonu gelmeyecek gibi gelen sarsıntı uzadıkça uzuyor. Sonradan Elbistan merkezli ve yine çok şiddetli bir deprem yaşadığımızı öğreniyoruz. Uzmanlar, tarihte böyle bir felaketle karşılaşılmadığını söylüyor; aynı günde, aynı bölgede iki büyük deprem olmasının ilk defa başımıza geldiğini belirtiyorlar. Bir dakika kadar sürüyor deprem ama gerçekte bizden bir ömür alıyor.
Bilhassa ikinci depremde her şeyin bittiğini düşünüyorum. Ölüm korkusu berbat bir his; hele de yanınızda çocuklarınız, çevrenizde küçük bebeler olunca… Sarsıntı durur durmaz tekrar aşağıya yollanıyoruz. İnerken, komşumun kucağından taşımakta zorlandığı bebeğini alıyorum. Yaşlı bir teyze “Oğlum siz geçin, biz yaşadığımız kadar yaşadık hamdolsun, çoluk çocuğunuz var, siz kendinizi kurtarın” diyor. “Olur mu teyze?” diyorum “hep birlikte kurtulacağız inşallah!” İniyoruz.
İkinci deprem, insanların psikolojisini tuzla buz ediyor. Gençleri, çocukları artık eve sokabilmenin olanağı yok. Koca site bir anda boşalıyor. Kimi toplanma alanlarına gidiyor; geceyi geçirmek için camilere, okullara, spor salonlarına sığınıyor; kimi de eğer yakınlarda varsa bir köyü, oranın yolunu tutuyor. Çocukların gülüp oynadığı, yüksek sesli muhabbetlerin yapıldığı site bahçesi bir anda bir korku filmi sahnesine dönüyor.
Biz de kendimizi, bir arkadaşımızın amcasının şehrin yakınındaki iki katlı bir evine atıyoruz. Dünyanın iyi insanların yüzü suyu hürmetine döndüğünü düşündürecek bir geceyi yaşıyoruz. Allah onların sayısını artırsın. Ertesi gün evimize döndük.
“Çocuklar halen korkularını atmış değil, ben de. Sürekli başımın ve dünyanın döndüğünü zannediyor, otururken hep tavandaki lambadan gözümü alamıyorum. Ama hayat da bir şekilde devam etmek zorunda.”
Ülke olarak, tarihimizin en büyük felaketlerinden birini yaşadık. Bunun soğukkanlı bir muhasebesini yapacağız elbet; eksikliklerimizi, hatalarımızı, zaaflarımızı, potansiyellerimizi konuşacağız muhakkak. Ancak öncelik yaraları sarmada, yas tutmada. Vefat edenlere rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Enkaz altındakilerin bir an önce çıkarılmaları için dua ediyorum. Bütün mağdurların, ailelerin acılarını paylaşıyorum. Allah sabır versin ve bir daha böyle bir acı yaşatmasın…
Yazarlar
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025