Vahap COŞKUN
Henüz enkazlar üzerinde kurtarma faaliyetleri yoğun bir şekilde devam ederken, insanlar göçük altındaki yakınlarına ulaşmak için canını dişine takmışken ve herkes bir hayat daha kurtarmak için varını yoğunu ortaya koymuşken bir seçim tartışması patladı. Sorular art arda geldi. Mayıs ya da Haziran’da bir seçim yapılabilir miydi? Anayasa’da seçimlerin ertelenmesine cevaz veren bir hüküm var mıydı? Bir erteleme olacaksa hangi yol tercih edilmeydi? Soruları farklı yorumlar izledi, tartışma alevlendi.
Seçimlerin yapılmayabileceğine dair bir kesimde öteden beri var olan endişeler bu tartışmalarla birlikte depreşti ve böylece seçimlerin ertelenmesi gündemin öne çıkan konularından biri oldu. Oysa daha can pazarı yaşanırken seçimleri dile dolamanın ne yeri ne de zamanı! Depremzedelerin yaralarını sarmaya ve onlara destek olmak için her türlü imkânı seferber etmeye odaklanmak gerekirken, bakışları seçimlere döndürmeye çalışmak ahlaken kabul edilemez.
Kuyuya atılan bu taş, salt ahlaken değil hukuken de zayıf; bu taşın dayandırılabileceği meşru bir zemin yok. Zira Anayasa’nın seçimlerin ertelenmesine dair hükmü, zerre kadar bile olsa muğlaklık barındırmaz, şüpheye mahal vermez. O derece açık bir dille kaleme alınmıştır. Konu, Anayasa’nın 78’inci maddesinde düzenlemiştir.
“Savaş sebebiyle yeni seçimlerin yapılmasına imkân görülmezse, Türkiye Büyük Millet Meclisi, seçimlerin bir yıl geriye bırakılmasına karar verebilir.”
Cumhurbaşkanı Seçimi Hakkındaki Kanun’un 5’inci maddesi de, Anayasa’nın bu hükmüyle uyumludur. Her iki madde metninden de çıkan iki sonuç vardır:
Bir, seçimler ancak ve ancak “savaş” sebebiyle geri bırakılabilir. Hatta sadece “savaş” olması da yetmez, savaştan ötürü seçimlerin yapılmasının imkân dâhilinde olmaması gerekir. Anayasa koyucu, burada başka bir mücbir sebebe yer vermez. Yorum yoluyla veya Anayasa Mahkemesi’nin geçmişte bağlamı tümüyle farklı bir kararına referansla, erteleme sebepleri artırılmaz.
İki, seçimleri erteleme yetkisi TBMM’dedir. TBMM’nin bu yetkisi ancak savaş halinde geçerlidir; yani TBMM de başka bir gerekçeye dayanarak seçimleri erteleyemez. Keza Yüksek Seçim Kurulu’nun da (YSK) böyle bir yetkisi yoktur. Anayasa’nın 79’uncu maddesi, YSK’yı seçim süreci içindeki işlemlerde yetkili kılar. Yoksa YSK, seçimlerin yapılıp yapılmaması veyahut vaktinde veya başka bir tarihte yapılması noktasında herhangi bir yetkiye sahip değildir.
Yan yollar
Hukuki durum budur ve tartışma götürmeyecek ölçüde de nettir. Buna mukabil iktidarın iradesi depremi vesile kılarak seçimleri erteleme yönünde gelişirse, birtakım yan yollara sapılması mümkündür. Tolga Şirin’in de belirttiği gibi, bu bağlamda, dört ihtimalden bahsedilebilir: İktidar; bir Meclis kararıyla, Cumhurbaşkanlığı OHAL Kararnamesiyle, YSK kararıyla ya da bir kanunla seçimleri başka bir tarihe bırakmayı düşünebilir.
Her dört yolun da yargısal olarak denetime tâbi tutulması son derece güç ve zayıftır. Daha açık bir ifadeyle, eğer bunlardan biri ile seçimleri ertelemeye kalkarsa, muhalefetin bunu hukuken engelleyebilme ihtimali yok mesabesindedir. Binaenaleyh muhalefetin bu konuda çok müteyakkız olması, işin bu raddeye varmasının önüne siyasetle geçmesi icap eder.
Bir kere muhalefet, bu tartışmanın normalleşmesine asla ve kata müsaade etmemelidir. Doğrudan iktidardan veya iktidar çevresinden gelecek bu türden bir talebe, yüksek perdeden karşı çıkmalıdır. Öyle kararlı bir duruş sergilemelidir ki, hiç kimse seçimlerin ertelenmesini aklından bile geçirmesin!
Demokrasiye darbe
Erteleme yandaşları, görüşlerini yumuşak bir üslubun ya da görünüşte makul gerekçelerin ardına gizleyebilirler. Kesinlikle bu tür yaklaşımlara alan açılmamalı; türlü bahanelerle sandığı halktan kaçırma, demokrasiye ve siyasete bir darbe olarak mimlenmeli ve “erteleme” lafını telaffuz eden bundan utanacak hale sokulmalıdır.
Çünkü fiili bir imkânsızlık hali yoksa -ki yok- seçimleri ileri bir tarihe ötelemek; ahlaken ve hukuken olduğu kadar siyaseten de büyük bir yanlışa işaret eder. Toplumda biriken enerjinin boşalmasını ve tansiyonun düşmesini sağlamanın en emin yolu, vakti geldiğinde halkın hakemliğine müracaat etmektir. Hukuki zorlama ve ayak oyunlarıyla sandıkların kurulmasının önüne geçmek, memlekete telafisi zor zararlar verir. Halk iradesinin tecelli etmesine engelleyenler ise, er ya da geç hesaba çekilir.
Velhasıl, oyun kurullarına göre oynanmalıdır. Herkes mesaisini, seçimlerin ertelenmesine değil, tam aksine seçimlerin zamanında, güvenlik içinde ve adil bir biçimde yapılmasına vakfetmelidir. Elbette aklıevvel birileri her zaman kuyuya çok sayıda taş atacaklardır. Ülkenin geleceğini dert edinenler buna karşı daima uyanık olmalı ve bu taşların demokratik siyaseti bloke etmesine izin vermemelidir.
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025