Vahap COŞKUN
Sandık günü yaklaşırken anahtar parti konumundaki HDP üç önemli karar aldı:
- HDP, seçimlere Yeşil ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol) listelerinden girecek.
- HDP’nin ana bileşeni olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı’nda, seçimlere Yeşil Sol listelerinden girmeyen partilere bir kontenjan ayrılmayacak.
- Emek ve Özgürlük İttifakı 14 Mayıs’ta cumhurbaşkanı adayı göstermeyecek.
Her üç kararın da HDP adına doğru kararlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü:
1. Parti hakkındaki açılan kapatma davası son aşamaya geldi. 11 Nisan’da sözlü savunma yapılacak. Seçimlere kalan bir aylık sürede Anayasa Mahkemesi’nde görülmekten olan dava, parti adına menfi bir neticeyle bitebilir ve partinin kapısına kilit vurulabilir. Zannımca seçimlerden önce dava nihayete ermez; ama HDP’nin hem kendisi için ağır bir tablo ortaya çıkaracak hem de seçimlerin akıbetine doğrudan tesir edecek böyle bir ihtimali göz önünde bulundurması makul.
Elbette, ciddi bir “marka değeri” olan HDP logosunun kullanılmayacak olması bir sorun, ancak karşı karşıya olunan sorun çok daha büyük. HDP kendi adında ısrar etse ve seçimlere kısa bir süre kala kapatılsa, parti yönetimi bu kararın altında kalırdı. O nedenle HDP’nin, muhtemel tehlikenin büyüklüğü nedeniyle, tercih etmese de böyle bir yola girmekten başka bir çaresi yoktu.
Sandığın Çıplak Gerçekliği
2. HDP, süreci başından beri, Emek ve Özgürlük İttifakı’nın seçimlerde tek liste ile yarışmasını savunuyordu. Ancak İttifak içindeki Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Emek Partisi (EMEP), İttifak partilerinin bazı şehirlerde ortak liste, bazı şehirlerde ise kendi listeleriyle seçim mücadelesine girmesinden yanaydı.
HDP, bunun üzerine, İttifak listesi dışından seçimlere girecek olan partilere, vekillik kontenjanı ayrılmaması yönünde bir karara vardı. İki nedeni vardı bu kararın: Biri, İttifak’ın bütün şehirlerde tek liste ile boy göstermesinin seçim sisteminden azami faydayı elde etmek için bir mecburiyet olmasıydı. Diğeri de, istedikleri yerlerde kendi isimleriyle seçime girecek olan partilere buna rağmen İttifak kontenjanından yer ayrılmasını, HDP’nin kendi tabanına izah edemeyecek olmasıydı.
Yapılan görüşmeler ve değerlendirmelerin ardından EMEP ortak listeye gireceğini duyurdu, TİP’in durumu ise halen belirsiz. Sanırım, bilhassa sosyal medyadan gördükleri alaka, TİP yöneticilerinde muazzam bir özgüvene sebep olmuş; kendilerini mutlaka saydırmak istiyorlar.
Şüphesiz meşru bir talep bu! Eğer TİP, yöneticilerin iddia ettiği üzere, yüzde 3 civarlarında bir oya sahipse, bunu sandıkta tescil ettirmeyi düşünebilirler. Zira yüzde 3; hem siyaseten dikkate alınması gereken bir güce işaret eder hem de partinin hazine yardımı almasını sağlar. TİP’in ayağına böyle bir fırsat gelmişken, bunu kullanmak istemesi gayet tabii.
Lakin ayakların yere basmasında fayda var; sosyal medyadaki popülerlik toplumda da aynı oranda kabule tekabül etmez. Sandığın çıplak gerçekliği de büyülü hayalleri yıkmakla meşhurdur. Evdeki bulgurdan olmamak için ÖDP tecrübesini akılda tutmak lazım!
İşi 14 Mayıs’ta Bitirmek
Bir cumhurbaşkanı adayı çıkarmak ya da çıkarmamak konusunda, HDP’nin kararını etkileyen beş dinamik vardı:
- 2015’ten beri HDP’nin mutlak bir AK Parti ve Erdoğan karşıtı bir politik hattan ilerlemesi ve muhalefete aşırı angaje bir konum alması,
- Erdoğan ve şeriklerinin politik tercihlerinin, genelde Kürt seçmenleri iktidardan uzaklaştırması ve özelde de HDP seçmeninde iktidar karşıtlığını keskinleştirmesi,
- Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu’nun HDP tabanında kabul edilebilir ve oy verilebilir bir isim olarak görülmesi,
- Emek ve Özgürlük İttifakı bileşenlerinin, cumhurbaşkanlığı seçimlerin ikinci tura kalmasının muhalefet için tehlike teşkil edeceğini ve ikinci turda zaten desteklenecek olan muhalefet adayına ilk turda omuz verilerek işin 14 Mayıs’ta bitirilmesi gerektiğini düşünmeleri,
- HDP’de cumhurbaşkanı adayı çıkarma heyecanının bulunmaması, taban için Erdoğan’ı yenmenin daha büyük bir motivasyon kaynağı olması ve ayrıca partide, bahusus 2014 seçimlerindeki Demirtaş gibi, kitleleri arkasına alacak adayın yokluğu.
Görüldüğü üzere bunların tamamı HDP’yi bir aday çıkarmamaya zorlayan dinamiklerdir. Eğer HDP, kendisini zorlayan bu dinamiklere karşın yine de aday çıkarsaydı, seçmen düzeyinde hatırı sayılır bir fire verir ve bu da parti yönetimini dara sokardı. HDP yönetimi de muhtemelen bu durumu göz önünde bulundurarak bir cumhurbaşkanı adayı göstermedi.
Emek ve Özgürlük İttifakı’nın konuya ilişkin açıklamasında herhangi bir isim zikredilmedi. Bazı yorumcular, bunun Kılıçdaroğlu’na zayıf bir destek olduğunu ve tabanı kenetlemek için kimin destekleneceğinin açıklıkla vurgulanması gerektiğini söylediler.
Bana göre, aday göstermemenin kendisi zaten Kılıçdaroğlu’nu desteklemek manasına gelir. Kaldı ki İttifak’ın açıklamasında, önceliğin AK Parti iktidarına son vermek olduğu özellikle vurgulanıyor. Dolayısıyla HDP seçmeninin aklını karıştıracak ya da onun zerre kadar da olsa kuşkuya düşürecek bir hal yok.
Hem arife de tarif gerekmez!
Yazarlar
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025