Vahap COŞKUN
Hâlihazırdaki geniş muhalefet bloğu, bir uzlaşmadan doğdu. Bugüne kadar yolu pek birbiriyle kesişmemiş farklı toplumsal kesimler bir araya geldiler. İktidara karşı oluşturulan birlik nedeniyle muhalefetin diline ister istemez uzlaşma ve barışma kavramları damgasını vurdu. Dolayısıyla muhalefetin kampanyası; memleketi sun’i gerilimlerin etkisinden çıkarmak, toplumsal huzuru temin etmek ve farklı gruplar arasında dayanışma ve işbirliğini sağlamak duygusuna dayanarak yol almaya başladı.
İktidar, kimlikleri karşı karşıya getirerek kendine alan açmaya çalışıyor. Kendi kaderi ile kendisine destek vermiş insanların kaderini özdeşleştiriyor. Sandıklardan mağlup çıkması halinde, tabanını oluşturan kimliklerin mensuplarının da kendilerini yenilmiş sayacakları bir hissiyat oluşturmak istiyor. Dindar-muhafazakârların kazanımlarının tamamen kendisinin iktidarda kalmasına bağlı olduğunu belirtiyor. Seçimleri kaybetmesi halinde, bugüne kadar kendisine oy vermiş olanların da mutlak bir hak yitimi yaşayacağı korkusunu genelleştiriyor. Yani safları, karşıtlıkla sıkılaştırmayı deniyor.
Muhalefet ise, buna mukabil, kimlikleri tanıyan ve kimlikler ile bir sorunu olmayan bir tasavvura yaslanıyor. Bireyleri birey yapan kimlikleri bir kavga ve çatışma sebebi olarak değil, doğal ve birleştirici bir unsur olarak gören bir dil kurmaya çabalıyor. İnsanların kimliklerinden ötürü ne ayrımcılığa maruz kaldıkları ne de imtiyazlı kılındıkları bir ülke tarif ediyor. Kimlikler üzerinden kurulan yaftalayıcı bir siyaset yerine evrensel insani değerleri temel alan birleştirici bir siyaseti savunuyor.
Menzile varmak
Nitekim Kılıçdaroğlu’nun Kürtler ve Aleviler temalı son iki video mesajı, tam da kampanyanın bu ruhunu yansıyor. Muhtemeldir ki, 14 Mayıs’a kadar bu vurgular artarak devam edecektir. Muhalefet, kampanyalar bağlamında, iktidarla arasına kalın bir çizgi çizerek alanını farklılaştıracak ve seçimlere iktidara tamamen zıt bir tahayyülün, idealin temsilciliğine soyunarak girecektir.
Peki, takip ettiği bu rota muhalefetin menzile varmasını sağlar mı?
İki kampanya ile muhatabız. Biri kamplaşmanın, diğeri uzlaşmanın üzerine oturuyor. İktidar, kutuplaşmadan medet umuyor. Muhalefet ise toparlayıcı ve kapsayıcı bir hatta ilerlemeye gayret ediyor. Zannımca zıtlaşma siyaseti aşınıyor ve artık seçmenden, geçmişe nazaran çok daha az yüz buluyor.
Dönemin bu ruhu düşünüldüğünde, uzlaşmaya yatırım yapmanın, muhalefet bakımından doğru bir tercih olduğunu söylemek mümkündür. Ancak seçimi kazanmak için tek başına bu yetmez!
Gölgelerle mücadele
İktidar, muhalefeti kendi belirlediği bir alana hapsetmek, hep suçlamaların gölgesi altında tutmak ve bu gölgelerle mücadeleye etmeye zorlamak ister. Muhalefetin yapabileceği en büyük yanlış, iktidarın bu oyununa gelmek olur. İktidarın ithamlarına sürekli cevap yetiştirmeye çalışmak muhalefetin enerjisini emer. Eğer muhalefet bu kısırdöngüye kapılırsa, geçmiş olsun!
Muhalefet, uzlaşmanın yanında kurucu bir akla sahip olduğunu da seçmene göstermek mecburiyetindedir. İktidarla dini ve milli değerleri yarıştırmanın, iktidarın daimi ithamlarına cevap yetiştirmeye çalışmanın bir gereği de bir faydası da yoktur. Seçmenin karnı artık buna doydu; bunlara dayanarak oy verecek olan seçmen artık büyük oranda kararını verdi, artık bu noktada o seçmenlerin oylarını değiştirebilmenin imkânı kalmadı. Dolayısıyla muhalefetin, mesaisini daha fazla ortada duran seçmene seslenmeye ayırması gerekir.
Bu seçmene yaklaşmak ise ancak mevcut sorunlara gerçekçi çözümler üretmek ve onları bu çözümlerin hayata geçirileceğine ikna etmekle olur. Muhalefetin oy havuzunu büyütebilmesi için; değer çatışmasına karşı değerlerin uzlaşmasını, hamasete karşı rasyonelliği, keyfiliğe karşı hukuku, kaynakların boşa harcanması yerine etkin kullanımını savunan ve gösteren somut bir programı halka sunması ve bunu yapabileceği hissiyatını halka geçirmesi lazımdır.
Siyasete katı ideolojik kabullerle bakmayan ve hayatı salt kimlik gözlüğüyle görmeyen; siyasetten beklentisi de günlük hayatını daha rahat idame ettirtmek, elde ettiklerini kaybetmemek, yönetim noktasında bir zaaf yaşamamak olan hatırı sayılır bir seçmen kitlesi var.
Muhalefet için doğru olan, gözünü, zaten yerini belirlemiş seçmenlere değil, bu seçmenlere dikmesidir. Söylemleri, eylemleri ve kadrolarıyla onların yönetime dair kaygılarını dindirmeye, kazanımlarının muhafaza edileceği noktasında onlara güven telkin etmeye ve onları gelenin gideni aratmayacağına inandırmaya çalışmasıdır.
Muhalefetin bir yandan yapay kavgalara cevap verirken, diğer yandan büyümeyi, gelişmeyi ve refahı vaat etmesi bağlamında, eskiden daha ileri bir noktada olduğunu teslim etmek gerekir. Ancak sandıktan muzaffer çıkmak için bu pozitif gündemli siyasetin derinleştiirlmesine ihtiyaç vardır.
Yazarlar
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025