Vahap COŞKUN
1 Kasım 2015 seçimlerinde AK Parti’nin oyu yüzde 49,5 oldu. Ancak alınan yüksek oy da, parti içindeki çalkantının durulmasını sağlamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu arasındaki çekişme, seçimlerden altı ay sonra Davutoğlu’nun tasfiye edilmesine yol açtı. Bütün ipleri eline geçiren Erdoğan, partide tek karar verici haline geldi.
Aslında AK Parti’de sular bir süreden beri alttan alta kaynıyordu. Partinin kuruluş ilkelerinden uzaklaştığı ve geçmişte eleştirdiği partilere benzediğini düşünen birçok kişi, ya resmi olarak partiden ayrılmış ya da fiili olarak parti ile arasına mesafe koymuştu. Erdoğan-Davutoğlu kapışması, fikrî ayrılığın yüzeye vurmasını ifade ediyordu.
Erdoğan; Davutoğlu’nu ekarte ettikten sonra, MHP ile yoğun bir işbirliği içine girdi ve AK Parti’yi -eskisinden tümüyle farklı-yeni hatta soktu. AK Parti’nin edindiği bu yeni kimlik, zamanla rahatsız olanların sayısını artırdı. Seçim sonuçları da rahatsızlığın büyüdüğünü kanıtlıyordu. 2018’de AK Parti yüzde 42,5 aldı; parti, üç yılda 7 puan kaybetmişti.
Halen partili olmakla birlikte kenara çekilen/çektirilen ve sessiz kalmayı tercih eden kimi aktörler, içeride kalarak partiyi düzeltme imkânının olmadığını görünce, yeni bir yol açmaya koyuldular. Öne çıkan iki aktör vardı: Davutoğlu ve Babacan. Kamuoyundaki beklenti; bu iki ismin beraber hareket etmeleri ve AK Parti’ye alternatif oluşturabilecek ortak bir çatı inşa etmeleriydi.
Ancak beklenen olmadı; birtakım görüşmeler yapılmasına ve camianın tecrübelilerinin iyi niyetli uyarılarına rağmen güçlü bir birliktelik zemini oluşturulamadı. Her iki aktör de kendi partilerini kurdular. Davutoğlu’nun Gelecek Partisi 12 Aralık 2019’da, Babacan’ın DEVA Partisi de 9 Mart 2020’de kuruluşlarını ilan ettiler. Böylece AK Parti’nin içinden iki parti doğdu.
Ağırlık merkezi olamama
Ayrı partileşme, iki aktörün, hayati derecede önem arz eden hatalarının ilkiydi. Çünkü kamuoyu, Davutoğlu ile Babacan arasında, her birinin ayrı bir parti kurmasını gerektirecek kadar esaslı bir fark görmüyordu. Aksine ikisinin ülkeye ve dünyaya dair tasavvurlarını, siyaset etme biçimlerini birbirine çok yakın buluyordu. Dolayısıyla güçlerini birleştirdikleri takdirde onlara kredi açabilecek bir zemin vardı; yeni partinin güçlü ve iddia sahibi olması kuvvetle muhtemeldi.
Ancak beklentilerin tersine yolların ayrılması ve her birinin ayrı bir parti tabelası asması, daha baştan itibaren bu zemini tahrip etti ve iddialarının altını oydu. Zira iki parti, evvela elit düzeyinde bir bölünme yarattı. Evet, AK Parti’den memnun olmayan nitelikli isimlerin bir kısmı Gelecek Partisi’ne, bir kısmı da DEVA’ya gitti. Ama daha büyük bir kısım, mânâ veremedikleri bu ayrılığa tepki göstererek ya AK Parti içinde kaldı ya da siyasetin dışında kalmayı tercih etti.
Keza, elitler gibi, AK Parti’nin takip ettiği rotaya itirazı olan seçmen de hayal kırıklığına uğradı. Partisinden ayrılmaya meyyal ve güvenebileceği bir adres arayışı içinde olanların umutları erkenden soldu. Tek parti; seçmenin oylarını kıymetlendirip bir ağırlık merkezi teşkil edebilirdi. Oysa iki parti, seçmenin oylarının heba edilmesi anlamına gelirdi. Seçmen, bu nedenle, tek parti yerine iki parti kurulmasını kabul etmedi ve bu partilere yüzünü dönmedi.
Suya düşen hayaller
Seçmen arka çıkmadığı için, kurulmaları öncesinde bu partilere bağlanan bütün hayaller suya düştü. Kamuoyu araştırmalarında bu iki parti bir türlü görünür hale gelmedi. Parti yöneticileri, bir süre bu gerçeğe sırtlarını döndüler; araştırmacıların bilerek kendilerini yok saydıklarını, aslında halkta ciddi bir karşılık bulduklarını ifade ettiler. Ancak gerçek ortadaydı. Toplum; ayrı parti kurma ısrarları yüzünden her iki partiyi de cezalandırmış, onları “diğer partiler” kategorisine hapsetmişti. Güneşi balçıkla sıvamanın imkânı yoktu.
Davutoğlu ve Babacan’ın, bu hal karşısında külahlarını önlerine koyup yeni bir değerlendirme yapmaları gerekiyordu. 2023 seçimleri bunun için iyi bir fırsattı. Belki birlikte parti kuramamışlardı ama seçime birlikte girebilirlerdi. Altılı Masa’da beraber çalıştıkları Saadet Partisi’ni de yanlarına alarak ayrı bir ittifak kurabilir ve üç parti tek listeyle seçmenlerin karşısına çıkabilirlerdi. Eli türlü sebeplerden ötürü CHP’ye gitmeyen muhafazakâr-dindar seçmen için bir seçenek yaratabilirlerdi.
Lakin burada yine yanlışa düştüler; ikinci hayati hataya imza attılar. Kendi oluşturacakları ittifakla seçim yarışına gireceklerine, gidip CHP listelerine katıldılar. MHP’nin, YRP’nin, BBP’nin ve hatta TİP’in bile kendi adıyla girmeyi göz aldığı bir mücadelede, onlar bir tür kaçak güreştiler. Muhafazakâr-dindar seçmene yeni bir kapı açmadılar, AK Parti’den kopan yüzde 7’yi yine iktidar bloku içindeki diğer partilere (MHP YRP, BBP) mecbur bıraktılar.
Defteri kapatmak
Eğer Millet İttifakı seçimlerinden galibiyetle çıksaydı, CHP listesinden seçime girmek üzerinden bugünkü gibi bir fırtına kopmazdı. Fakat seçimlerin muhalefeti hoşnut etmeyen tablosu, bu tercihin hem CHP hem de Gelecek Partisi ve DEVA saflarında daha derinden sorgulanmasını kaçınılmaz kıldı.
Sorgulama geçmişe yönelik olduğu gibi geleceğe de yönelik; Gelecek Partisi ve DEVA’nın dün yanlış yaptıkları noktasında genel bir mutabakat var. Peki, bu partiler bugün ve yarın için ne düşünüyorlar? Meclis’teki varlıklarına mı tutunacaklar, yoksa gerçekten yeni bir yol açmayı mı deneyecekler?
Eğer var olanla yetinir ve elde ettikleri milletvekillerini kendileri için yeterli sayarlarsa, üçüncü hayati hatayı işlemiş olacaklar. Ve bu artık ölümcül bir hata olabilir, partiler de liderleri de defteri kapatmak zorunda kalabilirler. O nedenle belki de yapılması gereken en doğru iş, ilk yanlışın yapıldığı yere dönmek olabilir. İki partinin bir birleşme kongresi yapmaları ve yıpranan isimlerini de terk ederek yeni bir isim altında ortak bir çatı oluşturmaları, koyulacakları yeni yolda daha çabuk mesafe almalarını sağlayabilir.
Görünen o ki, bu yönde çabalar var. Yapılan açıklamalar, Davutoğlu’nun bu işe sıcak baktığına işaret ediyor. Davutoğlu, iki yıldır herkesin “Niye ayrısınız?” sorusuna cevap vermekte zorlandığını söylüyor.
Hakikaten, bu ayrılığın oturtulabileceği bir temel yok; dolayısıyla bu partiler için seçmenin ısrarla altını çizdiğine gözlerini kapatmaktan vazgeçmekten ve gereğini yapmaktan başka bir seçenek de yok!
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025