Vahap COŞKUN
Bir ülkedeki siyasi partilerin demokratik değerlere ve adalete bağlılığını ölçmede başvurulacak en güvenilir kıstaslardan biri, onların toplumdaki en zayıf ve en kırılgan kesimlere dair eylem ve söylemleridir. Daha açık bir anlatımla, siyasi partiler, elleri kolları bağlanmış bulunan ve en temel hakları türlü nedenlerle ayaklar altına alınan birey ve gruplarla hemhal oldukları ve onları kamusal alanda savundukları ölçüde demokrasiye ve adalete yakınlaşırlar. Buna mukabil siyasi partiler, zayıflara karşı aldıkları menfi tavırlar nispetinde de demokrasi ve adaletten uzaklaşırlar.
Türkiye’de bugün mülteciler/sığınmacılar/göçmenler, en zayıf ve en kırılgan kesimlerin başında geliyorlar. Bilhassa Suriyeliler korkunç bir iç savaştan geçtiler, geçiyorlar. Canlarını kurtarmak için gittikleri ülkelerde, elbette Türkiye’de de, en ağır şartlar altında hayatlarını idame ettirmeleri yetmiyormuş gibi bir de çok yönlü nefrete muhatap oluyorlar.
Mülteciler, sürekli hedefe tahtasına oturtuluyorlar. Varlıklarını onların yokluğu üzerine bina etmiş siyasiler tarafından ateşe sürülmek isteniyorlar. Ülkenin yaşadığı her sorunun müsebbibi olarak gösteriliyor, yalan yanlış bilgi ve haberlerle kriminalize ediliyorlar. En kesif önyargılar onların üzerine boca ediliyor, en basit insani ihtiyaçlarını karşılamaları bile onlara çok görülüyor ve hakarete maruz kalıyorlar.
İnsanlıktan çıkarılıyor mülteciler, aşağılanıyorlar. Kem gözlerle onlara bakanlar karşılarında kendileri gibi anne, baba ve evlat olan birini, yani bir insanı görmüyorlar. Aksine onlardan insan-altı bir varlıktan bahseder gibi bahsediyorlar. Şeytanlaştırılıyor, kötülükle özdeşleştiriliyorlar ve düşman olarak kodlanıyorlar. Onlara yönelik her çeşit gayri-insani müdahale de, bu kodlama sayesinde, mubah kılınıyor.
Uğursuz Bir Yarış
Hülasa mülteciler, günümüz Türkiye’sinin en zayıflarını oluşturuyor. Düşman olarak mimlendiklerinden onlara yönelik hukuk dışı tedbirlerin alınmasında bir beis görülmüyor ve temel insan hakları mütemadiyen ihlal ediliyor. Dolayısıyla bu insanları ve haklarını savunmak, memleketin en kritik demokratlık ve adaletperverlik imtihanına dönüşüyor.
Ve ne yazık ki bu imtihanı veremeyenlerin sayısı fazla!
CHP de bu imtihanda fena çaktı. 31 Mart yerel seçimlerinden sonra mazbatasını alan bazı CHP’li belediye başkanları, şehirlerinde ivedi olarak yapılması gereken başka bir iş yokmuş gibi, ilk iş olarak mülteci karşıtlığını körüklemeye başladılar. CHP’nin belediye başkanlarından bazıları “Sığınmacıları amasız, fakatsız, lakinsiz göndereceğiz” dedi, bazıları sudan bahanelerle mültecilerin işyerlerine alayı vala ile kilit astı. Kimi Arapça tabelaları indirmek için aslan kesildi, kimi de “Nerden gediği belli olmayan yabancı öğrencilerin ulaşım ücretlerine astronomik zam yapacağız” gibi yüz kızartıcı bir ifadeyi büyük bir marifetmiş gibi sarf etti.
Sanki bir yarış var CHP’de, uğursuz bir yarış; en ırkçı, en ayrımcı, en yabancı düşmanı hareketi kim yapacak yarışı!
CHP Genel Merkezi’nden de bu akıl tutulmasına karşı çıkan, “dur” diyen bir uyarı gelmiş değil. Oysa bu mesele, memleket için olduğu kadar, CHP için de hayati bir önem taşıyor.
Zira CHP, yaklaşık yarım asır sonra bir seçimi ilk kez en önde tamamladı ve gerçek bir iktidar alternatifine dönüştü. Parti yönetimine göre bunun altında yatan faktör belliydi: CHP, uzun bir süre Kürtlere ve muhafazakâr-dindarlara gözünü ve kulağını kapamıştı. Onların sorunları ve talepleriyle alakadar olmamış, temsiline soyunmadığı bu çevrelerle arasına büyük bir mesafe koymuştu. Sırtını sınırlı bir çevreye dayayarak siyaset yapmış, bu tarz siyaset tabiatıyla CHP’yi dar bir alana sıkıştırmış ve onun demokratik bir seçimi kazanma ihtimalini ortadan kaldırmıştı.
İşte CHP kendisini başarısızlığa yazgılı kılan bu dışlayıcı ve hak-özgürlük karşıtı çizgisini terk etmiş, bunun yerine kapsayıcı ve hak-özgürlük taraftarı bir çizgiyi ikame etmeye yönelmişti. Toplumun geniş kesimleriyle arasına aşılmaz bariyerler koyan anlayışını rafa kaldırmış, halkla arasındaki buzları kıracak doğru yolu bulmuştu. Artık bu doğru yoldan geri dönmesi düşünülemezdi; tersine CHP bundan sonra kendisini halka yakınlaştıracak bu yolda daha hızlı adımlarla ilerleyecekti.
Dün Kürtlere ve Dindarlara, Bugün Mültecilere
Ancak seçimin ardından CHP’li belediye başkanlarının tatbikatı bu okumayla örtüşmüyor. Irkçı, ayrımcı ve yabancı düşmanı dil ve pratik, CHP’li belediyelerde bir virüs gibi yayılıyor. Bu dil ve pratik , CHP’nin hem kapsayıcı olma hem de hak ve özgürlük taraftarı olma iddialarının altını boşaltıyor ve CHP’deki değişimin daha derinden sorgulanmasını gerektiriyor. Bunun özsel bir değişimden ziyade bir makyaj tazelemesine tekabül ettiği yönündeki şüpheleri kuvvetlendiriyor.
Zihniyet değişimi, ayrımcılığın bütünüyle reddini gerektirir. Maalesef, CHP’de böyle net bir tavır yok. Dün Kürtlere ve dindar-muhafazakârlara yapılanları, bugün mültecilere reva gören bir damar var CHP’de. Bu da CHP’de olanın, zihni bir dönüşümden ziyade taktik değişiklik olduğuna işaret ediyor. Yani ayrımcılık baki kalıyor ama ayrımcılığa tabi tutulanların kimliği değişiyor. Anlaşılan o ki CHP’deki dışlayıcı ve ayrımcı damar ölmüş değil, o hep canlı duruyor ve sadece hortlamak için uygun fırsatı kolluyor.
“Bana karşı nazik olup bir garsona kaba davranan kişiye güvenmem. Çünkü garsonun yerinde ben olsaydım, bana da aynı şekilde davranacaktı” der Muhammed Ali. Haklı, hem de sonuna kadar.
Mültecilere kötü davrananlara da güvenilmez. Çünkü hâlihazırda mülteciler için uygun gördükleri kötülükleri, yarın koşullar değişip de zayıf halka konumuna düştüğünüzde sizin başınıza getirmekten imtina etmeyeceklerdir.
CHP yönetimi, elini tez tutmalı ve insanlık dairesinin dışına çıkan belediye başkanlarını insanlık sınırlarına çekmeli. Geç olmadan!
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025