Vahap COŞKUN
Amedspor’un üç hafta önce Kastamonuspor ile bir maçı vardı. Ligin düğümü büyük ölçüde bu maçta çözülecekti. Zira Amedspor lider, Kastamonuspor ise ikinci sıradaydı. Arada 3 puan fark vardı. Büyük maçı Amedspor kazanınca Diyarbakır bayram yerine döndü. Uzun süredir hasreti çekilen 1. Lig’in ucu görünmüştü.
Sonraki hafta rakip Iğdırspor’du. Bir hafta boyunca şehir bu maçla yatıp kalktı. Beklenti, takımın galibiyet serisini sürdürüp taraftarına ligin bitimine iki hafta kala bir şampiyonluk turu attırmasıydı. Ancak işler ters gitti. Iğdırspor çok iyi hazırlandığı maçta, Amedspor’a top göstermedi ve maçı da net bir skorla alarak gitti. Iğdırspor evine şen döndü, Diyarbakır’da ise yürekler kırıldı ve kutlama hazırlıkları elde patladı.
Neyse ki puan farkı, derin bir endişeye kapılmayı engelleyecek kadar çoktu. Umutlar bir sonraki Somaspor maçına ertelendi. Avucunun içine gelen şampiyonluğun herhangi bir kazaya kurban gitmemesi için hem Diyarbakır’dan hem de Ege illerinden Amedsporlular Soma’ya akın edince, Soma’ya Diyarbakır havası egemen oldu. Kritik bir maçtı; takım zor da olsa galibiyeti çıkarmayı bildi. Şampiyonluğun eli kulağındaydı artık; Soma sokaklarında başlayan kutlamalar Diyarbakır sokaklarında devam etti.
Ve nihayet son haftaya gelindi. Amedspor final çizgisine 3 puan önde ve 10 gol averajı ile girdi. Evet, futbolda son düdük çalıncaya kadar her şey olabilirdi ama Amedspor’a şampiyonluğu kaybettirecek kadar bir şey olmazdı, olamazdı. Nitekim olmadı da. Türkiye liglerinin en renkli hocalarından Yılmaz Vural’ın çalıştırdığı Menemenspor ile seyir zevki düşük ama mücadele düzeyi yüksek bir maç oynandı. Maç beraberlikle neticelendi ve Amedspor’un fiili şampiyonluğu resmî bir hüviyet kazanmış oldu.
Hülasa, Amedspor’un şampiyonluk kutlamaları dört haftaya yayıldı ve elbette kutlamaların en büyüğü şampiyonluğu tescilleyen Menemenspor maçının akabinde yaşandı. Şehrin bu zafere susamışlığı o kadar büyüktü ki hakemin maçı bitiren düdüğüyle birlikte taraftar sel olup sahaya aktı. Çitler, engeller, bentler aşıldı ve taraftarlar şampiyonluk hasretini, bu başarının mimarı olan teknik ekip ve futbolcularla birlikte sahada dindirdi.
2022’de Trabzonspor’un şampiyonluğunu ilan ettiği maçta yaşananların bir benzerini yaşadı Diyarbakır Stadı. Taraftarı kendinden geçiren gollere sahne olan bu saha, bu kez kendinden geçmiş taraftarların halaylarına ev sahipliği yaptı. Tabiatıyla salt saha ile yetinmedi bu sevinç; caddelere, sokaklara, meydanlara aktı ve gecenin çok geç saatlerine kadar Amedsporlular, anaların ak sütü kadar helal olan bu başarının tadını doyasıya çıkarttılar.
Amedspor’u Sahiplenmenin Arka Planı
Şüphe yok, kolay elde edilmedi bu başarı. “Amed” adını aldığı günden beri bu takım, demokratik ilkelerle ve sportif değerlerle bir irtibatı olmayan siyasilerce mütemadiyen hedef gösterildi. “Türkiye liglerinde Amedspor diye bir takım olmayacak” (Ümit Özdağ) dendi. “Bize göre Amed diye bir yer yoktur, Amedspor’dan da bahsedilemez” (Devlet Bahçeli) diye varlığına kastedildi. Dönemin İçişleri Bakanı (Süleyman Soylu) tarafından “Terör örgütünün direkt talimat verdiği bir spor kulübü olarak” nitelendi. Bilhassa vazifesi takımı ve taraftarlarını korumak olan bir içişleri bakanının Amedspor’un boynuna “terör” yaftasını asmasının manası, bu takımın ateşlere atılmasıydı.
Öyle de oldu; Amedspor türlü baskılara ve haksızlıklara maruz kaldı. Taraftarlarına deplasmanlar yasak edildi, fiziki saldırılara uğradı, olur olmaz cezalara çarptırıldı, ekonomik ayrımcılığa tabi tutuldu, adil rekabet kuralları Amedspor için hiç geçerli olmadı. Velhasıl birçok yerde ateşle imtihan edildi Amedspor ve bunlardan geçerek geldi. Şampiyonluğa atfedilen anlamın büyüklüğü, bu arka planda yatıyor; bunu bilmeden bir şehrin bu başarıyı neden bu kadar coşkuyla sahiplendiğini anlamak mümkün olmaz.
Şampiyonluğun Yakıştığı Taraftar
Bir-iki istisna dışında, bu sezon Amedspor’un iç saha maçlarının tamamını seyrettim. Yeni bir taraftar profili ve yeni bir taraftarlık kültürü oluşuyor Amedspor’da. Evvela, kadınların ve çocukların taraftar içindeki oranı tatminkâr bir seviyede; ailesiyle birlikte maç seyredenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Taraftarlık şemsiyesi büyüyor ve çeşitleniyor; sosyal sınıf, siyasi görüş ve hayat tarzları birbirinden farklı insanlar, giderek daha fazla Amedspor ortak paydasında buluşmaya başlıyor.
Elbette bu profil, taraftarın tavrına ve hareketlerine de müspet bir etkide bulunuyor. Tribünlerde küfür neredeyse yok denecek kadar az, buna mukabil takımı koruma bilinci yüksek. Sahaya yabancı bir madde atıldığında hemen hoşnutsuzluk homurtuları yükseliyor. Tribünlerde bir gerginlik olsa, ekseriyetle gençler arasında tansiyon yükselse, hemen araya girenler oluyor ve olaylar büyümeden yatıştırılıyor.
Rakibin üzerinde tribün baskısı kurmak için büyük bir çaba sarf ediliyor. Top rakipteyken müthiş bir ıslık kopuyor, top Amedspor’a geçince destek alkışları hemen çığ gibi büyüyor. Futbol bu, kazanabileceğiniz gibi kaybedebilirsiniz de, Amedspor kaybettiği maçlarda rakibi takdir etmesini de biliyor. Mesela Kastamonuspor ve Iğdırspor gibi kora kor bir şampiyonluk mücadelesi içinde bulunduğu takımlara sahasında kaybetti Amedspor. Taraftar çok üzüldü bu sonuçlara ama bileğinin hakkıyla kazanan rakiplerini de alkışlarla uğurladı.
Şampiyonluğun çok yakıştığı bu taraftar kimliğiyle Amedspor, 1. Lig’e de çok değer katacak. Ancak şehriyle ve seyircisiyle bu takım, 1. Lig’i bir geçici bir yer olarak görüp asıl ikametgâhı olacak olan Süper Lig için planını ve programını yapmalı. Bir takımdan ötesine işaret eden potansiyeli var Amedspor’un. Lakin bu potansiyelin hakkını vermek ve daha da büyütmek için yakalanan ivmeyi sürdürmek lazım.
Ezcümle Amedspor, çoğu kendinden kaynaklanan nedenlerle olmasa da, 2. Lig’de çok vakit kaybetti. Kaybolan bu vakti telafi etmek için 1. Lig’deki misafirliğini çok uzatmamalı. Malum, misafirliğin kısa olanı makbuldür.
Rezaletin Daniskası!
Cumartesi günü Diyarbakır’da futbolun aydınlık ve insana mutluluk veren yüzü vardı. Ne yazık ki aynı saatlerde Serik’te futbolun karanlık ve insana hafakanlar bastıran yüzü ortaya çıktı.
2. Lig Beyaz Grup’ta şampiyonluk mücadelesi lider Esenler Erokspor ile ikinci sıradaki Vanspor arasındaydı. Son hafta Erokspor Serik Belediyespor’a, Vanspor da Bursaspor’a misafir oldu. Ancak şampiyonun belirleneceği bu maça Serik Belediyespor U19 takımı ile çıktı. Vanspor da bunun üzerine Bursaspor deplasmanında maçın 21’inci dakikasında sahadan çekildi.
Serik Belediyespor Teknik Direktörü Cem Kavçak, ifadeleriyle, karşımızda vahim bir tablonun olduğunu gösterdi. “Bugün şampiyonluğu doğrudan etkileyecek Esenler Erok maçına yönetim kurulunun U19 takımı ile maça çıkma kararı alması sebebiyle oluşacak şaibeli ortamın içerisinde adımızın bulunmasını istemediğimizden dolayı biz de teknik ekip olarak maça çıkmama kararı aldık.” Kavçak, olması gerekeni yaptı ve bir ömür boyu kendisini takip edecek olan bir ayıbın faili olmadı, ismini bu ayıba ortak etmedi.
Serik Belediyespor’un yöneticileri de açıklamalarda bulundular. Ama açıklamalarıyla dağıtmak şöyle dursun olayın üzerindeki şüphe bulutlarını daha da koyulttular. Olay net: Ligin şampiyonunun tayin edileceği bir maçta sahaya asıl takımı değil de U19 takımını sürmek, rezaletin daniskası! Bunun tartışılacak bir tarafı yok ve hiçbir gerekçe böyle bir rezalete mazeret olamaz. Serik Belediyespor’un yetkilileri öyle bir rezalete imza attılar ki hem Erokspor’un şampiyonluğunu gölgelediler hem de takımlarına kara bir leke vurdular.
Vanspor’un Türkiye’de futbolun çivisinin çıktığını gösteren protestosu da doğru ve yerindeydi. Doğrudan yükselme şansı elinden alınmış olsa da Vanspor’un play-off maçlarıyla 1. Lig’e çıkma şansı devam ediyor. Bu sene olmazsa da dünyanın sonu değil, Vanspor bir sene sonra 1. Lig’e çıkar. Fakat futbolun bütün değerlerini çiğneyerek itibarlarını yerlerde süründürenlerin üzerine yapışan kara leke bir daha çıkmaz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025