Vahap COŞKUN
Türkiye, Kürtçe ile bitmeyen imtihanında ilginç bir dönemden geçiyor. Bir tarafta; devletin 24 saat Kürtçe yayın yapan bir radyo-televizyon kanalı var. Ortaöğretimde öğrenciler, Kürtçeyi seçmeli ders olarak alma imkânına sahipler. Her yıl devlet, sayısı son derece sınırlı da olsa, Kürtçe öğretmenlerini eğitim sistemi içinde istihdam ediyor. Keza üniversitelerde de Kürtçe lisans, yüksek lisans ve doktora programları bulunuyor; hatırı sayılır miktarda öğrenci de bu programlarda okuyup mezun oluyor. Kürtçe kitaplar, dergiler, gazeteler basılıyor, Kürtçe haber siteleri yayın yapıyor vs.
Bütün bu bulgulardan, Kürtçenin resmî olarak tanındığı neticesine ulaşmak mümkün. Lakin bu tablonun sadece bir tarafı; tablonun diğer tarafında ise Kürtçeye yönelik tahammülsüzlüğün giderek arttığı görülüyor.
Mesela Meclis’te bir milletvekili, bir-iki Kürtçe kelam etmeye kalksın, anında mikrofonu kesiliyor ve kayıtlara Kürtçe hakkında yaralayıcı ifadeler düşülüyor. Ya da bazı şehirlerde belediyelerin yollara yazdığı Kürtçe trafik uyarıları, valilikler tarafından siliniyor. Devletin resmî memurları, bir vakitler geceleri yazılamaya çıkan sağ-sol örgüt mensupları gibi, mesaisini Kürtçe ibareleri yollardan kazımak için harcıyor. Akıl dışılığın zirve noktası!
Ancak bu tahammülsüzlük, sadece devlet katında değil, sivil alanda da karşımıza çıkıyor. Misal, Türkiye’nin batısında Kürtçe konuştuğu ya da Kürtçe şarkı-türkü söylediği için hakarete uğrayan veya şiddete maruz kalan Kürtlerin haberlerine medyada sıklıkla rastlıyoruz. İngilizce, Fransızca, Almanca veya başka bir dil (özellikle Batılı bir dil) duyduğunda herhangi bir rahatsızlık duymayan birileri, her ne hikmetse kulaklarına Kürtçe çalındığında hemen galeyana geliyor.
Şüphesiz Kürtçeye dönük tahammülsüzlüğün her türlüsü rahatsız edicidir. Fakat bu tahammülsüzlüğü, sözüm ona insanların hak ve özgürlüklerini savunmak için kurulmuş olan kuruluşlarda görmek, rahatsızlığı büyütür ve hatta katlanılmaz kılar. Bunun bir örneğini geçen hafta yaşadık.
Yasakçılığın Savunucusu ve Hamasetin Sözcüsü
Diyarbakır Barosu’nda stajını başarı ile tamamlayan bir avukatın, yemin töreni esnasında yemin metnini önce Kürtçe, ardından Avukatlık Kanunu’nun 9’uncu maddesinde belirtilen şekilde Türkçe okumasının ardından bir fırtına koptu. Sosyal medyada hem Diyarbakır Barosu’na hem de Kürtçe yemin eden avukata karşı ırkçılık ve nefret kusan bir linç dalgası patladı.
Oysa Baro’nun açıklamasında da belirtildiği üzere, bu yeni bir durum değildi. Yasal gereklilikleri yerine getirmek şartıyla, dileyen avukat anadilinde de yemini edebiliyordu. Hukuki olarak da ahlaki olarak da doğru olan yapılıyordu. Nitekim bugüne kadar herhangi bir sorun da yaşanmış değildi. Ancak bu sene, muhtemelen memleketin üstüne çöken milliyetçi havanın da tesiriyle, Kürtçe bu kez de bir yemin vesile kılınarak kriminalize edilmeye çalışıldı.
Evvela yemin töreni manipüle edildi; avukatın yalnızca Kürtçe yemin ettiği, Türkçe yemin etmediği gibi bir algı yaratıldı. Akabinde bu algı üzerinden Diyarbakır Barosu bir bombardımana tabi tutuldu. Ne yazık ki Ankara 2 Nolu Barosu da bu bombardımanda en önde konumlandı.
Bahsi geçen numaralı baro, Kürtçenin adını anmaktan bile kaçındı ve “başka bir dil” diyerek kendince Kürtçeyi tahkir etti. Avukatın, kanuna uygun olarak yemin ettiği gerçeğini gizleyerek Diyarbakır Barosu’nu hedefleyen nefreti körükledi. Varlık sebebi olan hukuku ve özgürlüğü savunmak yerine yasakçılığın bayrağını çekti ve hamasetin sözcüsü olmayı yeğledi.
Bu, kendine “baro” diyen bir yapı için gurur duyulacak bir hal olmasa gerek!
Haysiyet Meselesi
Ankara 2 Nolu Barosu’na ve Kürtçeyi hazmedemeyen diğer kişi ve kuruluşlara bazı basit gerçekleri hatırlatmak lazım:
Bir dil, onu konuşanların, onunla nefes alıp verenlerin en kıymetli varlıklarından biridir. O nedenle her dil saygıdeğerdir ve hiç kimsenin bir dile saygısızlık etme gibi bir hakkı yoktur. Bir dili küçümsemek veya aşağılamak, o dilin mensuplarını küçümsemek ve aşağılamak anlamına gelir.
Kürtçe de, bu bağlamda, Kürtlerin göz bebeğidir. Evet, uzun yıllara dayanan sert baskı ve yasak politikasından ötürü Kürtlerin bir kısmının dilleriyle arası açılmış olabilir; ama bu, Kürtlerin kahir ekseriyetinin Kürtçeye bir haysiyet meselesi olarak baktığı gerçeğini ortadan kaldırmaz. Her millette olduğu gibi Kürtler arasında da derin siyasi görüş farklılıkları vardır; ama bunun yanında dillerinin kabulü ve dillerine saygı gösterilmesi, Kürtler için bir ortak paydadır.
Binaenaleyh Kürtçeye karşıtlık yapmak, Kürtlere karşıtlık yapmak demektir. Kürtleri kendinden soğutmanın en emin yolu, Kürtçeye dil uzatmaktır. Bugün toplumsal huzura ve istikrara en çok zarar verenler, Kürtçenin adını bile telaffuz edemeyenler ve kamusal alanda Kürtçeyi her gördüğünde eli yasak butonuna gidenlerdir. Mütemadiyen başkalarını “bölücü” olarak itham etmelerine karşın asıl bölücülük yapanlar, ülkenin eşit haklara sahip vatandaşlarının dilleri arasında ayrımcılık yapanlardır.
Kürtçe, birçok badireyi atlattı, bunu da atlattır.
Kürtçe yemin de edilir ve kimse korkmasın o yemin kabul de edilir!
Yazarlar
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025