Vahap COŞKUN
Türkiye Yunus Emre Geçti adını, geçtiğimiz hafta İstanbul’da genç bir kadın polisin katil zanlısı olarak tanıdı.
Geçti, 19 yaşındaydı ama emniyette tam 26 sabıka kaydı vardı. Dosyası kabarıktı; adam yaralamadan cinsel istismara, uyuşturucu satıcılığından hırsızlığa, gasptan mala zarar vermeye kadar çok sayıda kaydı mevcuttu. Savcılıklar onunla ilgili başlattığı 15 soruşturmanın beşinde kovuşturmaya gerek olmadığına karar vermişti.
Hakkında açılan davalardan birinde mahkûm olmuş ama mahkeme hükmün açıklanmasını geriye bırakmıştı. Kasten yaralama suçuyla alakalı bir başka dosyasında mahkeme, Geçti için adli kontrol şartı getirmişti. Ancak o, karakola gitmemiş ve imzaları atmamıştı. Dolayısıyla adli kontrol ihlalinde bulunmuş ama karakol onun bu ihlalini kulak arkası etmiş ve gerekli işlemleri yapmamıştı. Geçti’nin ayrıca beş davadan yargılanması da hâlâ devam ediyordu.
Modern ceza hukukunun iki temel amacı var: Islah ve caydırıcılık. Bir ülkedeki ceza hukuku mevzuatının başarısı, salt suçluları cezalandırmasıyla ölçülmez. Başarıyı tayin eden, bunun yanında, suçluların suçtan uzak tutulmaları, bir daha suça bulaşmalarının engellenmesi ve topluma kazandırılmalarıdır.
Ne var ki Geçti’ye dair bu kısa döküm, ceza mevzuatımız ne suçluları ıslah edebildiğini ne de onların üzerinde caydırıcı etkide bulunduğunu gösteriyor. Elbette bu durum tek bir sebebe bağlanamaz, konu çetrefildir ve birçok boyutun üzerinde durmak mümkündür. Mamafih, infaz kanunlarının sürekli olarak değiştirilmesinin, tabloyu karartan en mühim faktörlerden biri olduğunun altı çizilmelidir.
Türkiye’de son dört yılda iki kez infaz düzenlemesi yapıldı. Cezaevlerini boşaltmak amacıyla bazı suçlar için örtülü aflar getirildi. Eğer infaz sistemini böyle delik deşik eder ve af umudunu sürekli ayakta tutarsanız, ceza mevzuatınızın ıslah edici ve caydırıcı olmasını bekleyemezsiniz. Böyle bir düzende, kuralsızlık hâkim koda dönüşür ve yapanın yanına kâr kaldığı algısı yerleşir.
Ucuz numara
Geçti’nin yakalanmasında vurgulanması gereken bir yön daha var. Kolluk kuvvetleri, katil zanlısını yakaladıktan sonra, onu siyah bir çöp poşetinin içine koydular ve hayvan nakil aracı ile adliyeye götürdüler. Zanlının gerek araca götürülmesi ve gerek araç içindeki görüntüleri, medyaya da servis edildi.
Buradaki muradı anlamak zor değil: Gencecik, daha hayatının baharında bir kadın polisin hayatını kaybetmesi ve zanlının uzun bir suç kaydının bulunması, toplumda bir infial uyandırdı. İlk akla gelen “Böyle bir kişi nasıl olur da halkın içinde bu kadar rahat dolaşır?” sorusu oldu ve oklar devlete yöneldi. Devlet de, zanlıyı hayvandan daha aşağı bir konuma oturtan bir gösteriyle kendine yönelen bu okları savuşturmayı amaçladı.
Zanlıya duyulan öfkeden dolayı bu gösteriden memnun olanların sayısının çok fazla olduğunu tahmin etmek zor değil. Lakin “hukuk devleti” iddiası taşıyan bir devlette böyle bir muamele, başlıca üç nedenden ötürü kabul edilemez.
Evvela, bu ucuz bir numara; devlet bununla toplumun yüreğini soğutmak ve kendi sorumluluğunu gölgelemek isteyebilir. Bir güç gösterisiyle, toplumda yükselmesi muhtemel eleştirilerin önüne geçmeyi hedefleyebilir.
Lakin bu ucuz gösteri, devletin gerek genel ve gerek bu hadiseye özgü ihmallerini örtmez, örtemez. Kendini kurtarmak saikiyle toplumun duygularına hitap edip hukuku çöp torbasına koymak, devletin yanlışlıkları, eksiklikleri ve yükümlülüklerini ortadan kaldırmaz.
Her meselede hamasete yüklenmek, kuvvetin değil, zayıflığın göstergesidir. Hukuku işletmek yerine çareyi ucuz şovlarda aramak, acziyetin ifadesidir.
Devletin temelinin çökmesi
İkincisi, devleti var eden hukuktur. Devlet, hukukla var olur ve meşruluğunu hukuktan alır. Dolayısıyla devletin her eylem ve işlemi hukuka uygun olmalı, devlet gücünü kullanan herkes de hukukun sınırları içinde kalmalıdır. Devletin memurları hukuku çiğneyemez. Kanun maddeleri, bazı durumlarda onların yüreklerini soğutmayabilir ama onlar her halükârda o kanun maddelerine riayet etmek mecburiyetindedirler.
Devletin gayesi, adaleti teslim etmektir, intikam almak değil. O nedenle yaşadıkları acı ne kadar büyük olursa olsun, devletin memurları intikam alma dürtüsüyle hareket edemezler. Adalet ancak hukuk çerçevesinde kalarak mümkün olabileceğinden, devletin kudretini kullananların her şart altında hukuk kurallarına sadık kalmaları icap eder.
Devlet, kin, nefret veya intikam gibi duygularla değil, hukuki normlarla yol alır. Şahsi güdüler veya anlık refleksler bir devlete rehberlik edemez, zira bunlarla ne bir düzen kurulabilir ne de adalet tesis edilebilir. Devletin kılavuzu, tarihsel bir geçmişe sahip soyut temel hukuk ilkeleridir. Bu itibarla, herhangi bir gerekçeyle bu ilkelerin askıya alınmasına müsamaha gösterilemez.
Üçüncüsü, devletin insan haklarını koruma sorumluluğudur. İnsan hakları, bazılarının sandığı gibi “iyi” ya da “hak eden” insanların hakları değildir. İnsan hakları, herkesin hakkıdır. Binaenaleyh bir kişi ne kadar ağır bir suç işlemiş olursa olsun, insan haklarına sahiptir ve ne devlet ne de diğer kişiler bu hakları ihlal edebilir.
Bu meyanda, zanlının çıplak bir şekilde çöp torbasına konması ve hayvan nakil aracı ile taşınmasında, başta kötü muamele ve işkence yasağı olmak üzere, ihlal edilen birçok hakkı vardır. Geniş kitlelere bunu destekleyebilirler ama devlet, işkenceyi meşrulaştıramaz. Kişiye isnat edilen suçun ağırlığı, devletin intikamcı bir ruh haline girmesine, hukuku paranteze almasına ve hukuku çiğneyenlere göz yummasına gerekçe oluşturamaz.
Çünkü hukuksuzluğa sapmanın kaçınılmaz sonucu, adaletsizliktir; yani devletin temelinin çökmesidir.
Yazarlar
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025