Vahap COŞKUN
Hayli vakittir yaprağın kıpırdamadığı Kürt meselesi sahasında, 1 Ekim’den bu yana trafik gözle görülür bir biçimde hızlandı. Müspet veya menfi muhtevalı beyanların, doğrulama ya da yalanlama için kullanılabilecek açıklamaların ve dikkat çekici temasların (DEM Partililerin ve Özgür Özel’in Demirtaş’ı ziyaretleri gibi) sayısı arttı. Tabiatıyla gözler bu sahaya çevrildi ve sahada ne olup bittiğiyle alakalalı çok sayıda görüş dile getirildi.
Genel itibarıyla üç görüşten söz edilebilir:
Bir, ismi ve mimarisi farklı olabilir ama bir çözüm süreci başlamıştır ve bu sürecin arkasında ciddi bir arka plan çalışması vardır. O nedenle olan-bitenler tesadüfi değildir, bir amaca matuftur.
İki, mutfakta bir şeyler pişiyor ama temkinli olmak gerekir. Ancak sahada somut düzenlemelerin yapılıp yapılmayacağına bakılarak bir hükme varılabilir.
Ve üç, siyasi alanda gerçek manada değişen bir şey yoktur. Dolayısıyla ne bir çözüm sürecinden ne de çözüm sürecine benzer bir girişimden bahsedilebilir.
Her görüşün, onu dile getirenin siyaseten durduğu yerle ile yakından bağlantılı olduğunu belirtip üçüncü görüşe daha yakanından bakalım bu yazıda. Görebildiğim kadarıyla bir sürecin olmadığını savunanlar, son iki haftada yaşananları değerlendirirken başlıca iki argüman ileri sürüyorlar.
Gündeme Ayar Çekmek
Birincisi, olan biteni iktidarın gündemi kontrol etme veyahut gündem saptırma gayreti olarak okuyorlar. Buna göre, iktidar içte ve dışta büyük bir sıkışmışlık yaşıyor. İçeride, bilhassa iktisadi kriz insanların canını giderek daha fazla yakıyor. İktidarın en iddialı olduğu eğitim ve sağlık gibi alanlarda halkın duyduğu rahatsızlık giderek büyüyor, “yenidoğan çetesi” gibi tüyler ürperten vakalar sağlıkta bozulmanın geldiği noktayı işaret ediyor.
Sosyal hayatta şiddetin borusu ötüyor, kadınların cinayete kurban gitmediği tek bir gün olmuyor. Haksızlığın ve hukuksuzluğun alanı genişliyor, özgürlük alanı daralıyor, adalet sistemine olan güven yerlerde sürünüyor. Dışarıda da iktidar, önceden ilan ettiği bütün çizgilerden geriye doğru çekiliyor. Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Suriye başta olmak üzere kısa bir zaman önce rest çektiği ve haklarında ağır iddialarda bulunduğu bütün yönetimlere elini uzatıyor, bir nevi tükürdüğünü yalamak zorunda kalıyor, vs.
İktidar bu iç ve dış sıkışmışlığı aşmak için müracaat ettiği politikalardan da beklediği neticeyi alamıyor. Mesela 2023 seçimlerinden sonra uygulamaya konulan bir ekonomi programı var ama halka içirilen acı ilaç niteliğindeki bu programdan olumlu bir sonuç çıkmıyor. Aksine halkın şikâyetleri hız kazanıyor ve iktidarın bu sorunun üstesinden geleceğine duyulan inanç da azalıyor.
Binaenaleyh gündemi değiştirmek, iktidar için acil bir ihtiyaca denk düşüyor. İktidar, halkı, acısını iliğinde kemiğinde hissettiği yoksulluk, işsizlik, hayat pahalılığı, yolsuzluk, hukuksuzluk, adaletsizlik gibi konulardan uzaklaştırmak ve bunları bir paranteze almak istiyor. Zira bunlar konuşuldukça iktidarın zayıflığını daha fazla ortaya çıkıyor ve iktidara verilen destek de daha hızlı eriyor.
İktidar, bu sebeple, kendisine ağır bir maliyet üreten gerçek gündemi gölgelemeyi amaçlıyor. Olmayan bir süreci varmış bir piyasaya sürüyor. Kamusal gündem esasında olmayan bir süreçle meşgul olduğunda, asıl konuşulması gereken meseleler de güme gidiyor. İktidar, gündeme bir ayar çekiyor; salt konuşulmasını istediği konuların konuşulmasını sağlıyor, her siyasi aktörü bu konuda bir pozisyon almaya zorluyor ve böylelikle gündemin kontrolünü de eline almış oluyor. İşte “yeni çözüm süreci” denilen hikâyenin aslı astarı budur!
İktidarın Çaldığı Maya
İkincisi, bu hamlenin altında tamamen iktidarın kısa ve orta vadeli hesaplarının yattığını ifade ediyorlar. Buna göre de; iktidar düşüncesinin merkezinde Erdoğan’ın yeniden seçtirilmesi problemi duruyor. Erken seçime gitmek, bu problemin çözümü için bir yol olabilir ama hâlihazırdaki göstergeler iktidara erken seçiminin hayırlı bir sonuçla biteceğine dair sinyaller vermiyor. Bu itibarla erken seçimi içermeyen ama Erdoğan’a bir kez daha Cumhurbaşkanlığının yolunu açan bir formül üretilmesi icap ediyor.
İktidarın “yeni anayasa” konusundaki ısrarlı çağrılarının asıl nedenini de bu oluşturuyor. Her ne kadar “demokratik” ve “sivil” gibi sıfatlarla pazarlanmaya çalışılsa da, anayasa değişikliği hazırlıklarının tek bir gayesi var, o da Erdoğan’ı bir dönem daha Cumhurbaşkanlığı yarışının içinde tutmaktır. Ancak Meclis’teki mevcut dengeler, iktidar ortaklarına böyle bir anayasa değişikliği yapma imkânı sunmuyor.
Halk oylamasıyla da olsa bir anayasa değişikliğine kapı açmak için muhalefetin en azından bir kısmının buna ikna olması ve iktidarla birlikte hareket etmesi gerekiyor. Yeni çözüm süreci mevzuu da tam da buna hizmet etmek için dolaşıma sokuluyor. Hedef belli: Süreç vesile kılınarak el uzatılan DEM Parti’yi anayasa masasına çekmek ve değişiklik için bu partinin desteğini kazanmak.
Hülasa Erdoğan, her zamanki gibi, kendi çıkarını gözeten bir oyun kuruyor, göle maya çalıyor. DEM Parti de bu oyuna katılmaya teşne bir tavır sergiliyor. Lakin Erdoğan’ın niyeti Kürt meselesini siyasi bir çözüme kavuşturmaktan ziyade kendini seçtirecek mekanizmaları tesis etmek olduğundan bu oyundan bir çözüm çıkmaz. Erdoğan kendi planları doğrultusunda DEM Parti’yi mümkün mertebe kullanmaya çalışır ama planlarında bir aksama hissettiğinde DEM Parti’yi oyundan atar ve her şey tekrar başa döner.
Siyasetin Kurucu İşlevi
Şimdi, her iktidarın kendi konumunu korumak ve gücünü tahkim etmek için uğraşması, son derece normal. Bir iktidarın, topluma tesir eden kritik bir konuda siyaset değişikliğine giderken birden fazla hedefi gözüne kestirmesi de eşyanın tabiatına uygun. Velhasıl, iktidar son atağıyla gerçekten muhalefetin söylediği hususları gerçekleştirmeyi murat etmiş olabilir.
Fakat iktidarın atağını salt bir gündem saptırma ya da anayasa değişikliği ve gelecek seçimler için muhalefetten destek devşirme çabası olarak görmek de yanlış olur. İki açıdan:
İlkin bu, bütün hadiseleri Erdoğan odaklı bir okumaya ve her gelişmeyi Erdoğan çerçevesinde bir değerlendirmeye tabi tutmak anlamına gelir. Dolayısıyla bölgesel dinamikleri ve bu dinamiklere bağlı olarak iktidarın politik hattını kontrol etme ve değiştirme ihtiyacını ve olasılığını göz ardı eder. Ciddi bir eksikliktir bu.
İkincisi ve daha vahimi, bu yaklaşım bizatihi siyasetin inşa edici işlevini devre dışı bırakır. Erdoğan’ın ve iktidarın gerçek bir çözüm tasarısı olmayabilir ama buna dair bugünkü gibi bir tartışmanın başlamış olmasının içerdiği muazzam potansiyeli küçümser. Gündemin bu konuyla yoğrulmasının siyasetin önünü açabileceğini ve buradan hareketle gerçek sürecin zorlanabileceğini unutur.
Oysa her daim akılda tutulması gereken, özellikle böylesi zor koşullarda, siyasetçinin vazifesinin sinekten yağ çıkarmak olduğudur. Siyaset, bunun için vardır.
Elbette, çözüm gibi bir derdi olmayanlara söylenecek söz yok! Ama Kürt meselesinin demokratik yollarla bir sulha kavuşturulmasını samimi olarak dileyenlerden beklenen, ne olmayacağını söylemek yerine ne olması gerektiğini göstermeleridir. Çünkü demokratik sorumluluk, bir umut varsa bunu büyütmeyi ve öyle ya da böyle bir kapı aralanmışsa bu kapının sonuna kadar açılması için uğraşmayı gerektirir.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025