Vahap COŞKUN
MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin 1 Ekim’de DEM Partililerle ile tokalaşması ile başlayan süreçte mühim bir eşik aşıldı. Bahçeli, Öcalan ile DEM Parti’nin görüşmesini ve Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma çağrısında bulunmasını talep ediyordu. DEM Parti, Öcalan ile bir araya geldi ve Öcalan da çağrıyı yapmaya hazır olduğunu bildirdi. Böylece 1 Ekim’de Bahçeli’nin attığı adım Öcalan’da karşılık buldu.
İmralı’da Öcalan ile görüşen Pervin Buldan ve Sırrı Süreyya Önder, Öcalan’ın meseleye bakışını özetleyen yedi maddelik bir açıklama yayınladılar. Son derece hassas bir dille hazırlanmış ve muhtemelen iktidar ile üzerinde uzlaşma sağlanmış bu açıklamanın satır aralarına göz gezdirildiğinde, Öcalan ile iktidarın başlıca dört noktada ortaklaştığını görmek mümkün:
İlki, çözümün aciliyetidir. İktidar da Öcalan da, sorunun çözümünün ertelenemez olduğu noktasında hemfikirdir.
İkincisi, süreci bölgesel dinamikler üzerinden okumaktır. İktidarın 2016-2024 arasındaki görüşmeye kapalı ve salt asayiş tedbirlerine odaklanan siyasetinin değişmesinde, bölgesel faktörler belirleyiciydi Ortadoğu’daki istikrarsızlık halinin Türkiye için hem tehdit hem de fırsat yarattığı düşüncesi, iktidarı yeni bir hamle yapmaya yönlendirdi. Tehdidi asgari seviyeye çekmek ve fırsat alanını azami genişletmek için Kürt meselesini silahların cenderesinden çıkarmak lazımdı. Bahçeli’nin girişiminin ardında yatan akıl buydu; Öcalan’ın açıklamasında Gazze ve Suriye’nin altının çizilmesi, bu aklın paylaşıldığına delalet eder.
Üçüncüsü, çözümün dışarıda değil içeride aranması gerektiğidir. Oslo Süreci’nin başarısızlıkla sonuçlanması, devlette dış aktörleri mümkün mertebe bu sorunun dışında tutmak gerektiği yönündeki bir fikri sabit kıldı. Hâlihazırda da bu fikrin devlete yön verdiği aşikâr. Öcalan da, dışarıdan müdahalelerin Kürt meselesini kangrenleştirdiğini belirterek devletle aynı hizada durdu ve çözümün içerde üretilmesi gerektiğine dikkat çekti.
Dördüncüsü de, Türk-Kürt kardeşliği vurgusudur. Bahçeli baştan itibaren girişimini Türk-Kürt kardeşliği çerçevesine oturttu ve bilhassa milliyetçi kesimden gelen/gelebilecek olan itirazları bu birlik ve kardeşlik söylemi ile püskürttü. Sözü “Türk-Kürt kardeşliği” ile başlatan Öcalan’a göre de bu kardeşliği güçlendirmek, hem tarihi bir sorumluluğa denk düşüyordu hem de kader belirleyici bir önemi haizdi. Dolaysıyla iki tarafın da, sürecin meşruiyetini Türk-Kürt kardeşliği üzerine bina etmede mutabık olduklarını söylemek mümkün.
Yeni paradigma
Öcalan’ın “Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim” ifadesi, sürece güçlü bir biçimde müdahil olma iradesini yansıtıyor. Yeni paradigmanın ne olduğu açık değil; ancak son üç aydaki gelişmeler ve beyanlar ekseninde bir değerlendirme yapıldığında bu paradigmanın üç hata dayandığı düşünülebilir:
Bir, Suriye Kürtleriyle yeni bir ilişki modeli geliştirmek. İki, Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile işbirliğini derinleştirmek. Ve üç, PKK’ye silah bıraktırmak ve Kürt meselesini tamamen siyasetin alanına çekmek.
Öcalan, Bahçeli ve Erdoğan’ın yanına kendi ismini de ekleyerek inşa halindeki bu paradigmayla mutabık olduğunu gösterdi. Ancak bu paradigmanın işlemesi, Suriye sahasındaki gelişmelere bağlı; eğer taraflar Suriye’de tatminkâr bir formül geliştirilebilirse Türkiye’deki süreç de ivme kazanır ama tersi durumda paradigmanın tıkanması kaçınılmaz olur. Mamafih, 2013-2015’e oranla Suriye’de uzlaşıya varılabilme ihtimalinin daha yüksek olduğu söylenebilir.
TBMM ve muhalefet, Öcalan’ın açıklamasında işaret edilen iki önemli adres; bu da bir önceki çözüm sürecinden çıkarılan bir ders olsa gerek. Zira bir önceki sürecin en çok eleştirilen taraflarından biri, sürecin AK Parti ile HDP ve PKK arasında kapalı devre yürütülmesiydi. Öcalan, Meclis’i adres gösterip, muhalefete de sürece dâhil olması ve elini taşın altına koyması çağrısında bulunuyor.
Elbette bu çağrının muhatabı bütün muhalif aktörler, bununla birlikte asıl hedefin CHP olduğu da belli. Bu da doğru bir yöntem; çünkü CHP hem son seçimlerden birinci çıktı hem de Cumhuriyet’in kurucusu olduğunu iddiasını taşıyor. Yani gerek mevcut siyasi tabloda ve gerek tarihi sorumluluk bağlamında CHP’nin bir siyasi ağırlığa sahip olduğu su götürmez. Binaenaleyh CHP’nin sürece müspet bir tarzda katılması, sürecin hem güç katar hem de hızını artırır.
Demokratik dönüşüm için kılavuz
Öcalan’ın açıklamasında, demokratikleşmeden yana endişe taşıyanlara da bir mesaj var. Bahçeli’yi ve iktidarı harekete geçirenin demokratik motifler olmadığı açık; nitekim sürecin bahsi edildiğinden bu tarafa demokratik taleplerin gündeme gelmediği de bir vakıa. Aksine yeni kayyum atamaları gibi demokrasi açığını büyüten işlerden de geri durulmuş değil. Bunun sürece dair kuşkuları büyüttüğü ve bazı kesimleri süreci desteklemekten uzak tuttuğu da ortada.
Bir çözüm sürecinin bütün hukuki ve demokratik sorunları çözme imkânı yok. Her çözüm sürecinde tarafların birtakım öncelikleri olur; burada da öncelik, demokratik taleplerde değil silahların ortadan kaldırılmasında. Ancak eğer silah mevzuu bir hal yoluna koyulursa, o vakit demokratik mücadele için uygun bir ortam oluşur. Süreç ilerlediğinde demokratik talepleri konuşmak ve çözmek daha mümkün hale gelir.
Öcalan da bu meyanda atılacak adımların demokratik dönüşüm için bir kılavuz işlevi göreceğini belirtiyor. Önemli bir hususu bu; çünkü 2013-2015’te “demokrasi olmadan barış olmaz” sloganına sıkı sarılınmış, bu da sürece herhangi bir katkı yapamamıştı. Tekrar aynı hataya düşmemek lazım; Açılan kapı, barış için de demokrasi içinde ciddi bir fırsat içeriyor. “Demokrasi olmadan barış olmaz” ifadesini sürece karşı durmanın bir argümanı haline getirmektense, sürecin kendisini demokrasi için kullanmak ve süreç zemin kazandıkça bunu demokrasiyi evriltmek gerekir.
Hülasa dengeli ve olumlu bir başlangıç oldu; umalım 2025 bu başlangıcın derinleştiği ve çözümün üretildiği bir yıl olsun.
Herkesin yeni yılını kutluyor, sağlıklı ve mutlu günler diliyorum.
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025