Vahap COŞKUN
19 Mart’taki İmamoğlu operasyonunun, 1 Ekim’de kamuoyuna duyurulan çözüm süreci ile doğrudan bir bağlantısı yoktu. Kürt meselesinde siyasi bir hamle yapıp yapmamasından bağımsız olarak, iktidarın İmamoğlu’na karşı bir saldırıya geçeceği belliydi. Başta İmamoğlu olmak üzere hemen herkes yaklaşmakta olan bir ateş topunun farkındaydı. İmamoğlu’nun adaylığını erkenden ilan etmesinin ve cumhurbaşkanlığı kampanyasına başlamasının nedeni de buydu.
Ancak aralarında direkt bir irtibat bulunmasa da 19 Mart, yeni çözüm sürecine tesir etti. Evvela, CHP tabanında sürece verilen desteğin azalmasına neden oldu. Zaten CHP’nin seçmenlerinin bir kısmında ve CHP’ye yakın duran medyanın büyük bir kesiminde sürece karşı menfi bir tutum vardı. Gerekçeleri, bunun iktidara yarayacağıydı; Erdoğan-Bahçeli birlikteliğinin vadesi tükenmekteydi, bu süreç ise onlara hayat suyu verecekti. Sürecin tek gayesi iktidarın ömrünü uzatmak ve Erdoğan’a bir daha cumhurbaşkanlığı yolunu açmaktı. CHP, bu tuzağa düşmemeliydi.
19 Mart, CHP’deki bu karşıtlığı daha da keskinleştirdi. İktidarın partilerini bir nevi kuşatmaya alması ve cumhurbaşkanı adaylarını tutuklanması, CHP tabanında iktidar kaynaklı her adımın otomatik olarak reddedilmesi düşüncesini güçlendirdi. İmamoğlu’nun hapse atıldığı ve CHP’ye kayyum atanmasının konuşulduğu bir ortamda, iktidarın hiçbir siyaseti -velev ki hayırlara vesile olsun- desteklenemezdi. Böylece CHP saflarında zaten düşük seviyelerde seyreden süreç desteği, daha da zayıfladı.
Seçmenlerdeki bu ruh hali, CHP yönetimini de zora soktu. Özel ve ekibi, Kürtlerin sürece desteklerini göz önünde tutarak CHP’nin mutlak bir karşıtlığa savrulmaması için çaba gösterdi. Fakat tabandaki direnç, CHP’nin sürece coşkulu ve müspet bir yönde müdahil olmasını da engelledi. Özel, partiyi süreç rotasında tutmak için uğraştı ama tabanındaki muhalefetten ötürü de karışık mesajlar vermek zorunda kaldı. Bu da CHP’nin bu meselede güçlü bir siyaset geliştirmesine mâni oldu. CHP, geleneksel tabanı ile pay almaya çalıştığı geniş seçmen havuzu arasında sıkıştı ve gel-gitli bir pozisyona mahkûm oldu.
İktidarla köprüleri at!
19 Mart, DEM Parti’yi de rahatsız etti. Zira bir yandan süreç devam ettirilirken diğer yandan CHP ile DEM Parti arasında yerel seçimlerde işbirliğini mümkün kılan “Kent Uzlaşısı” formülünün bir soruşturma konusu yapılması ve tutuklanma nedenine dönüşmesi DEM Parti’de hoşnutsuzluk yarattı. DEM Parti tabanında sürece ilişkin güvensizlikleri artırdı, kuşkuları ve endişeleri büyüttü, soru işaretlerini çoğalttı.
Aslında 19 Mart ile birlikte siyasi olarak en zora giren parti DEM Parti oldu. Çünkü bir taraftan, muhalif çevrelerin yoğun baskısı ile karşılaştı. Otoriterlik dozu giderek yükselen bir iktidar ile iş tutmasının kabul edilemezliği vurgulandı. Eğer DEM Parti muhalif sıfatını korumak istiyorsa iktidarla olan münasebetlerini derhal kesmeliydi. Aksi takdirde, DEM Parti 19 Mart’tan sonra hiçbir şey olmamış gibi iktidarla konuşmaya devam ederse, iktidarın günahlarının ortağı olacağını da bilmeliydi.
Diğer taraftan da DEM Parti’nin sürdürmek mecburiyetinde olduğu bir süreç söz konusuydu. Zira 40 yılı aşkın bir çatışmanın sona erme ihtimali belirmişti. Kürt meselesinin silah boyutunu çözüme kavuşturarak, Türkiye’nin demokratikleşmesinin önüne konan en büyük takozlardan birini kaldırmanın imkânı doğmuştu. Keza seçmenlerinin temel beklentisi de bu paraleldeydi; DEM Partililer artık silahların ortadan kaldırılmasını ve siyasetin yol açıcı bir rol üstlenmesini arzu ediyorlardı. Partinin buna sırt çevirmesi; Kürt meselesinin çözüm için doğmuş bir fırsatı itmesi ya da seçmenlerinin seslerine kulak tıkaması düşünülemezdi.
Hâsılı, DEM Parti’nin üzerinde aynı anda hem bazı muhalif çevrelerden yükselen “iktidarla köprüleri at” tazyiki hem de süreci sürdürmek için iktidarla ile birlikte çalışmak yükümlülüğü vardı. DEM Parti, bu nedenle, süreci ilerletmek yönündeki iradesini güçlendirdikçe muhaliflerin eleştirilerine ve baskılarına uğradı. Eğer süreçten çekilse ya da sürecin yürütülmesinde zaaf gösterse, o vakit de seçmenlerin tepkisine maruz kalacak ve iktidarın da şimşeklerini üzerine çekecekti.
Hakkını teslim etmek lazım, DEM Parti bu sert dönemeçten sağlam çıktı. Birbiriyle tevili zor istemleri elden geldiğince kendi siyasetinde uzlaştırmayı denedi. DEM Parti, bir yandan 19 Mart operasyonun anti-demokratik ve gayri hukuki yönünün altını çizdi ve CHP ile dayanışma gösterdi. Parti temsilcileri gerek Ankara’da ve gerek Saraçhane’de CHP’ye destek ziyaretleri yaptı. Diğer yandan ise DEM Parti, iktidarla ilişkilerini muhafaza etti ve masayı devirecek fevri bir hareketin içine girmedi. DEM Parti’nin bu dengeli ve olgun siyaseti, çözüm sürecin bu dönemden asgari bir hasarla çıkmasını sağladı.
Eldeki En İyi Kart
Dinamik bir süreçteyiz, her gelişmenin süreci olumlu veya olumsuz bir şekilde etkileme potansiyeli var. Sürecin ana bir doğrultusu olsa da, siyasi alandaki her bir gelişme süreci hızlandırabilir ya da yavaşlatabilir, sürecin daha fazla ya da daha az sahiplenmesine sebep olabilir. 19 Mart da, bu meyanda, Erdoğan’ın da çözüm sürecine daha fazla sarılması sonucunu doğurdu.
Çünkü İmamoğlu operasyonundan ötürü Erdoğan hızla yayılan ve muhtemelen öngörmediği bir muhalif dalgayla karşılaştı. İmamoğlu’nun tutuklandıktan sonra etkili bir önseçimle cumhurbaşkanı adayı olarak belirlenmesi ve toplumsal muhalefetin büyük bir oranda CHP etrafında bütünleşmesi, Erdoğan’ın oyun alanını daralttı.
Çözüm süreci, Erdoğan’ı sıkıştığı bu dar sahadan çıkartabilecek en iyi karttı. Hâlihazırda memleketteki tek pozitif gündem, buydu. Süreci derinleştirmek, hem iktidara karşı muhalif cephenin genişlemesini hem de gündemin muhalefet tarafından tayin edilmesini engelleyebilir ve inisiyatifin tekrardan iktidara geçmesini sağlayabilirdi.
Nitekim Erdoğan bu güzergâhta hızla yol aldı. DEM Parti Heyeti ile Külliye’de, kendi kurmaylarının da katıldığı, uzun bir görüşme yaptı. Görüşmenin ardından taraflar yol haritasında herhangi bir sapmanın olmadığını ve nihai neticeye varmak için daha umutlu bir tablonun ortaya çıktığını belirttiler.
Ayrıca DEM Parti temsilcilerinin hukuki hazırlıkları görüşmek için bu hafta içinde Adalet Bakanlığı yetkilileriyle bir araya geleceği ve İmralı Heyeti’nin de son gelişmeleri değerlendirmek için Öcalan’ı bir kere daha ziyaret edeceği duyuruldu. PKK’nin kongresini toplaması ve sürecin bir bütün olarak sona ermesine dair tarihler telaffuz edilmeye başlandı.
Velhasıl 19 Mart, her ne kadar toplumda sürece yönelik şüphelerin büyümesine neden olduysa da, aktörler düzeyinde bir kırılmaya sebebiyet vermedi. Bazı yorumcuların iddialarının tersine, süreç ne askıya alındı ne de akamete uğradı. Son bir haftada yaşananlar, işlerin planlamaya uygun olarak ilerlediğine ve sürecin hitamına yakın olduğumuza işaret ediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025