Vahap COŞKUN
Sonunda, gerçekten özgürlükçü bir anayasaya kavuşabilir miyiz bilmem ama yeni anayasa yapma sürecinin kendi başına çok yararlı olduğu kanaatindeyim. Zira bilhassa 2007’den sonra yoğunlaşan tartışmalar sayesinde herkes eteğindeki taşı dökmek durumunda kalıyor. Böylece her bir aktörü ve onların siyasi tahayyüllerini daha yakından tanıma fırsatı buluyoruz.
“Herkese özgürlük” diyenler ile sadece kendisine özgürlük talep edenler ayrışıyor. Adaletsizliği apaçık olan mevcut düzeni değiştirmek isteyenler ile imtiyazlarını kaybetmemek için sistem muhafızlığına soyunanların kimlikleri belirginleşiyor.
Maskeler düşüyor; hak, hukuk ve hürriyet sözcüklerini dillerine pelesenk edenlerin, somut taleplerle karşılaştıklarında nasıl da savruldukları görülüyor. Demokrasi üzerine en afili cümleleri kuranların, ötekilerin hakları sözkonusu olduğunda ne denli otoriter bir bünyeye sahip oldukları açığa çıkıyor.
Önyargılar yıkılıyor; bir yanda yeni birlikteliklerin harcı karılıyor, diğer yanda kader ortaklarının yolları ayrılıyor. Hep aynı cephede durdukları sanılan kişilerin aslında farklı düşündükleri ortaya çıkıyor. Birlikte hareket edeceklerine asla ihtimal verilmeyen şahısların gerçekte müttefik olduklarına tanıklık ediliyor.
Ezcümle, sağlıklı bir öğrenme süreci bu; Türkiye’nin yakıcı meselelerinde kimin ne düşündüğü hakkında ilk elden bilgilere sahip oluyoruz. Farklı taleplerle karşılaşıyor, kendi kabullerimizi sorguluyor, çevremizi gözden geçiriyoruz. İyi oluyor.
“Türk Milletine Çağrı”
Yeni yayınlanan bir bildiri, bu öğrenme sürecimizi daha bir zenginleştirdi. “Türk Milletine Çağrı”başlığı altında yayınlanan metnin imzacıları arasında Halil İnalcık, İlber Ortaylı, Alev Alatlı,Hasan Celal Güzel, Edip Başer, Hüsamettin Cindoruk, Osman Pamukoğlu ve Talat Şalkgibi isimler var.
Mustafa Kafalı, Bican Ercilasun, Ümit Özdağ, İskender Öksüz ve Sadi Somuncuoğlu’nun tertiplediği bildirinin altına bürokrasi, siyaset, edebiyat ve akademi camiasından toplamda 300’den fazla kişi imza koymuş.
İmzacılar “Türk Milleti adına hareket edenleri uyarma” ihtiyacı hissetmişler ve üç maddede taleplerini sıralamışlar. Özetle; Anayasadan “Türk” ifadesinin çıkarılmasına karşı duruyorlar; “Türk Milleti” kavramının bir üst kimlik olarak muhafazasını, vatandaşlık tarifinin “Türklük” üzerinden yapılmasını ve “Türk mili devletinden” taviz verilmemesini istiyorlar.
(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22907816.asp)
Bildiri, Kürt meselesinin demokrasi ve siyaset zemininde çözülmesine çalışılmasından rahatsızlık duyan insanlar tarafından kaleme alınmış. Tek bir amacı var: Statükoyu korumak. Bildiri sahipleri, süreç içinde anayasal ve yasal düzeyde Kürtlere biraz nefes aldıracak birtakım düzenlemelerin yapılmasını Türklüğü yaralayan hareketler olarak yorumluyorlar.
Ortada bir çatışmanın olduğunu ve bu çatışmada Türkler sürekli kaybederken Kürtlerin hep kazançlı çıktığını iddia ediyorlar. İmzacılardan İlber Ortaylı, geçenlerde katıldığı bir programda, bu düşünceyi açıkça dile getirmişti: “Türkiye’de etnik gruplar arasındaki çatışmada özellikle hâkim görünen grubun tahribine gidiliyor. Bu çok ilginç bir şey.”
Bildiri sahipleri, cari eşitsizliğin olduğu gibi devam etmesini arzuluyorlar. Onların indinde, hukuki eşitliliği sağlamaya dönük tedbirlerin alınması, Türklerin kaybına tekabül ediyor. “Türk” üst-kimliğinin tartışmaya açılmasını ve muhtemelen değişecek olmasını ise en büyük kayıp olarak lanse ediyorlar.
Siyasi ve ahlaki sorunlar
“Üst kimlik-alt kimlik” hiyerarşisinin sorunlu olması bir yana, bu görüş en az iki açıdan yanlış: İlki, siyasi bakımdan, bir kimliğin toplumda üst-kimlik olarak işlev görebilmesi, ancak diğer kimlik sahiplerince benimsenmesine bağlıdır. Böyle bir kabul olmadığında ise, üst-kimlik dayatması toplumsal çatışmalara sebebiyet verir. Türkiye’de olan budur; Türk üst-kimliği sorunun kaynağıdır, bunun devamını savunmak çatışmanın ve toplumsal yarılmanın değirmenine su taşımaktır.
İkincisi, bir kimseyi taşımak istemediği bir kimliğe zorlamak ahlaki açıdan da kabul edilemezdir. Şahin Alpay, buna işaret ediyor, “Türkiye Cumhuriyeti’ni, Kürtleri de kapsayan, her etnik ve dinsel kökenden Türkiye milleti kurduğunu” belirterek “üst-kimlik olarak Türk’ten vazgeçilemez” diyenlerin ahlaki açmazının tek bir soruyla ortaya çıkarılabileceğini gösteriyor:“Türklere, ‘Türk değil Kürt’sünüz, Kürtleşeceksiniz’ denseydi acaba ne yapardınız?”
Hakikaten ne yapardınız?
twitter.com/vahap_coskun
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025