Vahap COŞKUN
"Değiştirilemez maddelerin noktası virgülü değiştirilemez, cesedimizi çiğnemeden bu maddelere dokunulamaz" diyenler, aslında darbecilerin iradesini sahipleniyorlar
Değiştirilemez maddeler, anayasa tartışmalarının düğümlendiği noktalardan biri. Sevdalısı çok: Kılıçdaroğlu , günde üç vakit bu maddelere sadakatini dillendiriyor. Bahçeli, İP ve irili ufaklı birçok ulusalcı örgüt ve parti, bu maddelere dokundurtmayacaklarını ilan ediyorlar. İddiaları da şu: “Bu maddeler Cumhuriyet’in kurucu iradesini yansıtıyor, dolayısıyla bunlardan vazgeçilmesi söz konusu edilemez.” Ne var ki, anayasa tarihinde yapılacak küçük bir tarama, bu iddianın gerçeklerle örtüşmediğini gösterir.
1924 Anayasası
1876 ve 1921 Anayasalarında, değiştirilemez hükümler bulunmaz. Bu gelenek, 1924 Anayasası ile başlar. Ama buradaki değişmezlik yasağı (m. 102/4), sadece devlet şeklini (Cumhuriyet’i) kapsar. Anayasa tasarısının görüşülmesi sırasında, değişmezlik sınırının genişletilmesi teklif edilir. Bozok Mebusu Hamdi Bey, Anayasanın 1’den 9’a kadarki maddelerinin değişmezlik zırhına kavuşturulmasını ister. Bu görüş aşırı bulunarak reddedilir. Zonguldak Mebusu Tunalı Hilmi Bey, Cumhuriyet’in, anayasadaki değişmez maddelerle değil, ancak Cumhuriyet fikrinin kitleler nezdinde benimsenmesiyle korunabileceğini belirtir: “Cumhuriyet mefhumunu ruhlara kazıyabiliyor musunuz? Asıl mesele odur. Yoksa hepsi beyhudedir.”
1961 Anayasası
1961 Anayasası da (m.9), 1924 gibi, değiştirilemezliği yalnızca devlet şekli ile sınırlı tutar. Temsilciler Meclisi’ndeki görüşmeler esnasında bazı üyeler, bir tek Cumhuriyet maddesini değişmez kılmanın yeterli olmadığını, rejimin bekası için değişmezlik alanının geniş tutulmasını savunurlar. Necip Bilge, bunlardan biridir: “... ben sadece Cumhuriyetin değil; Cumhuriyetimizin vasıflarından olan demokratik ve lâik olduğu şeklindeki prensibin de değişmezliği şeklinde bir hükmün konmasının daha uygun olacağı kanaatindeyim. Bu suretle hakiki demokrasi muhafaza edilmiş olur. Aksi takdirde sağcı veya solcu diktatörlüğe gitmek mümkün olabilir.”
Ancak Muammer Aksoy, karşı çıkar. Değiştirilemez maddenin içeriğinin genişletilmesini, işlevsel olmayacağı ve halkın tercih alanını daraltacağı için kabul edilemez bulur: “Cumhuriyet şeklinin değil, ‘Demokratik bir Cumhuriyet’ oluşunda, değiştirilemez bir hüküm olarak ifade edilmesi lâzım gelir diyorlar. Biz de bu görüşe gönülden katılırız. Fakat Anayasaya bunu da koymak milletin hâkimiyet sahasını biraz daha daraltmak demek olur. Eski Anayasamızda yer alan istisnayı, Fransa’da da olduğu gibi devam ettiriyoruz. Ne kadar faydalı olursa olsun, buna yenilerini eklemeyi doğru bulmuyoruz. Aksi halde demokratikten başka laikliğe de, sosyalliğe de teşmil edelim mi sormak, kaçınılmaz mukadder adımları teşkil edecektir. Yani yasaklar halkası artık namütenahi genişleyebilir. Demokrasinin korunmasını başka yollardan temin etmeliyiz. Anayasanın bir hükmü daha değiştirilemez demek suretiyle değil. Cemiyetin içindeki siyasi ve sosyal kuvvetler ve bizzat Anayasanın diğer müesseseleri, bunu temin edecektir.”
1982 Anayasası
1982 Anayasasının yapımı sırasında, Danışma Meclisi’nde değiştirilemez maddeler konusunda iki farklı taraf vardır ve bunlar arasında hararetli tartışmalar yaşanır.
Bir taraf, değişmezliğin hem Cumhuriyet’i hem de Cumhuriyet’in ilkelerini kapsaması gerektiğini savunur. Örneğin İhsan Göksel’e göre; “Cumhuriyet değişmediğine ve Cumhuriyetimiz de ‘Temel ilke’ denilen esaslara bağlandığına göre, ben bu iki unsurun arasında sıkı bir münasebet görüyorum. Devletin şeklinin değişmezliğiyle beraber, Cumhuriyetin üzerine oturtulduğu temel ilkelerin de değiştirilmemesi önem taşımaktadır.”
Diğer taraf ise aksi kanıdadır. 82 Anayasasının babası olarak bilinen Anayasa Komisyonu Başkanı Orhan Aldıkaçtı, değişmezlik üzerine bir hukuk düzeni inşa edilemeyeceğini, toplumun değişmesi halinde hukukun da kaçınılmaz bir biçimde değişeceğini ifade eder: “Bir toplum olduğu gibi kalmaz ve bir toplum daima gelişir. Gelişmekte olan bir toplumun dayandığı sosyal değerler zamanla değişir. Hukuk kuralları dahi değişir. Bir toplumun dayandığı sosyal kuralların yahut hukuk kaidelerinin değişmeyeceğini, değişmesinin mümkün olmayacağını düşünmek, eşyanın tabiatına aykırı bir durumdur. Türkiye Cumhuriyetinin değişmezliğini ilan eden madde dahi; realist olalım arkadaşlar; bir gün memlekette böyle bir şey olması mümkün değil, gerekçede bunu belirttik, sakın bize böyle bir fikir verilmesin; ama değiştirilirse ne yapılır? Çoğunluk değiştirirse ne yaparız?.. Hiçbir şey yapamayız. Çoğunluğun kararına uyarız yahut isyan ederiz, karşı karşıya dövüşürüz. Fakat, bunun dışında, eğer bir hukuk kuralı değiştirilecek olursa, değiştirilmek istenirse; bir sosyal değer değiştirilmek istenirse, buna karşı çıkılamaz. Buna karşı çıkmaya çalışmak, toplumu olduğu yerde bırakmak fikrine eş anlama gelir. Yani, toplumun birtakım değerleri olacak, o değerler katiyen değişmeyecek....”
Aldıkaçtı düşüncesinin daha iyi anlaşılması için somut bir örnek verir: “Farzedin ki, 1920 yılında Türkiye’de bir Anayasa yapılmış olsun ve bu Anayasa devletin dininin İslam olduğu ilkesine dayansın ve bu ilke de aynı düşünceye yahut aynı ilkeye uyularak değişmez bir hüküm, değişmez bir ilke olarak ilan edilsin. Sonra nasıl ilan edecektik laiklik ilkesini?.. Nasıl toplum olarak teokratik düzenden laik düzene geçecektik?.. Bana öyle geliyor ki, bunlar zamanın duygusal maddeleri.”
Tartışmaların neticesinde, değişmezliğin sadece Cumhuriyet ile sınırlı tutulması kabul edilir ve öneri Milli Güvenlik Konseyi’ne gönderilir. İşin rengi MGK’da değişir ve değişmezlik hükümleri bugünkü halini MGK’da alır. (Değiştirilemez maddeler hakkında daha fazla bilgi için bkz: Vahap Coşkun, Kürt Meselesinin Anayasal Boyutu, s. 55-100)
Kısacası 1982 Anayasasındaki değiştirilemez maddeler, kurucu iradenin değil, beş darbeci generalin iradesidir. Dolayısıyla “Değiştirilemez maddelerin noktası virgülü değiştirilemez, cesedimizi çiğnemeden bu maddelere dokunulamaz” diyenler, aslında darbecilerin iradesini sahipleniyorlar. Bu ayıp onlara yeter!
* Dicle Üni.
Radikal 2
http://www.radikal.com.tr/radikal2/kimin_iradesinden_soz_ediyorsunuz-1135130
Yazarlar
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025