Vahap COŞKUN
KCK, silahlı güçlerinin sınır dışına çıkmasını durdurduğunu açıkladı. Cemil Bayık buna neden olarak, hükümetin ateşkesi ve geri çekilmeyi önemsizleştirmesini, demokratikleşme için gerekli düzenlemeleri yapmamasını ve oyalama taktiği izlemesini gösterdi. Bayık’a göre, hükümetin sorunu çözme niyeti yok, tek amacı gelecek yıl yapılacak olan seçimleri kazasız belasız atlatmak.
Endişe ve beklenti
KCK’nın yaptığı açıklama, çözüm sürecinin akibeti hakkındaki endişeleri ve beklentileri harekete geçirdi. “Endişe” ve “beklenti” ifadelerini çeşitli kesimlerin süreç karşısındaki pozisyonlarını tarif etmek için kullanıyorum. Gerçekten de süreç karşısında ana hatlarıyla iki tavrın olduğunu söylemek mümkün: Bir tarafta, sürecin kesintiye uğramasından ve tekrar çatışmalı döneme girilmesinden samimi olarak endişe duyan bir kesim var. Bu kesim, bu ihtimalin gerçekleşmesinin çok yıkıcı sonuçlara yol açacağını düşünüyor. Dolayısıyla sürece hayati önem atfediyor, süreci ilerletecek adımların atılmasını destekliyor, süreci akamete uğratacak yanlışları eleştiriyor ve tarafları daha dikkatli ve hassas olmaları konusunda uyarıyor.
Diğer tarafta ise, başta siyasi iktidarın güç kaybetmesi ve burnunun sürtülmesi olmak üzere, çeşitli siyasi hesapları nedeniyle sürecin çökmesi beklentisi içinde bir kesim bulunuyor. Eli kulağında olumsuz haber bekleyen bu kesim, süreçte karşılaşılması muhtemel küçük aksaklıkları dahi büyüterek kamuya duyuruyor. Durduğu yere göre AKP ’nin veya PKK ’nin güvenilmez olduğunu ilan ediyor ve bu aktörlerle bir barış yapılamayacağını belirtiyor.
PKK’nin geri çekilmeyi durdurması, ilk gruptakileri kaygıya sevk ederken, ikinci gruptakileri ise heyecanlandırdı. Olumsuz haber beklentisi içinde olanlar, sürecin sonuna gelindiğini duyurdular. Ama bu, gerçek durumdan ziyade, temenniyi yansıtan bir değerlendirme gibiydi. Evet, sıkıntı var ama süreç devam ediyor.
İki anlaşmazlık
Sıkıntıyı doğuran iki anlaşmazlık söz konusu: İlki, çekilmenin hızı ve oranına ilişkin. AKP, çekilmenin hızlı bir şekilde gerçekleşmesini ve silahlı unsurların tamamının kısa bir sürede sınır dışına çıkmasını istiyor. PKK ise çekilmeyi ağırdan alıyor ve bir kriz durumuna hazırlıksız yakalanmamak için güçlerinin tamamını değil, sadece bir kısmını çıkarıyor. Hükümete göre, PKK’nin ancak yüzde 20’si çekilmiş. PKK’nin her grup çıktığında yaptığı açıklamaları baz alan bir habere göre de, dört ayda sınır dışına çıkan PKK’linin sayısı 600. PKK’nin militan sayısına bakınca, bu da yüzde 20-25’lere denk gelir.
İkinci anlaşmazlık, demokratikleşmeyi içeren ikinci aşamanın ne zaman başlayacağı konusunda yaşanıyor. Hükümet, ikinci aşamanın başlama tarihi olarak çekilmenin tamamlanmasını görüyor. PKK, ateşkes ilanını ve çekilmenin başlamış olmasını, ikinci aşamanın başlaması için yeterli görüyor.
Haziran’dan beri bu iki anlaşmazlık bir çözüme kavuşturulmuş değil. Taraflar arasındaki güvensizliği besleyen bu durum, gerekli adımların atılmasını güçleştiriyor, geciktiriyor ve süreç içinde tıkanmaların yaşanmasına sebebiyet veriyor.
Çekilmenin durdurulmasının anlamı, aslında bu tıkanmanın deklare edilmesi. Lakin süreç çökmüş değil. Süreci mümkün kılan ve ilerleten, ateşkes veya çatışmazlık halidir. Taraflar arasında bir çatışma meydana gelmediği müddetçe süreç devam ediyor demektir. Silahlar patlamadıkça, hem mevcut hem de ileride doğabilecek tıkanmaları aşacak kanallar bulunabilir.
Siyasete güç katmak
Halihazırda var olan sorunun üstesinden gelmek için iki noktada önlem alınabilir: Birincisi, uzun vakittir üzerinde spekülasyon yapılan demokratikleşme paketini gündeme taşımak ve Meclis’ten çıkarmaktır. Kürt meselesiyle doğrudan bağlantılı düzenlemelerin yanında farklı toplumsal grupların hak mahrumiyetlerini (cemevi, başörtüsü, Ruhban Okulu, vb.) giderecek kapsamlı bir paket, hem sürecin önündeki engelleri temizleyecek, hem de toplumsal destek alarak sürece ivme kazandıracaktır.
İkincisi, Kandil’in son kararının BDP ’nin arzusu hilafına alındığı belli. Selahattin Demirtaş’ın Cemil Bayık’ın sözlerini tevil etmeye çalışan yaklaşımından bunu anlamak mümkün. Öcalan’ın son görüşmesinde söylediklerine bakılırsa, geri çekilmenin durdurulması Öcalan’ın da isteklerine ters. Kanım o ki, PKK bu kararının Öcalan nezdinde kabul görmeyeceğini bildiğinden, BDP’nin Öcalan ile yapacağı görüşmeyi beklemeden alelacele bu kararı aldı. Ama hemen belirtmeliyim ki, Öcalan bu durumdan daha güçlü çıkabilir. Eğer Öcalan, geri çekilmenin devamı yönünde talimat verir ve PKK buna uyarsa, Öcalan’ın pozisyonu daha da güçlenmiş olur.
Bununla birlikte süreçte bu tür emrivakilerin yaşanması istenmiyorsa siyasi mekanizmalar güçlendirilmelidir. Sürecin devamını ve ilerlemesini garanti altına almak için, en önemli aktör olan Öcalan’ı ve BDP’yi güçlü kılmak gerekir. Bunun somut anlamı, Öcalan’ın BDP ve avukatlarıyla görüşmelerini bir sisteme bağlamaktır. Böylece hem kamuoyu Öcalan’ın sürece ilişkin görüşlerini doğrudan öğrenmiş olur hem de Kandil’in onlarca kez “Önder Apo” deyip Öcalan’ın çözüm çerçevesine denk düşmeyen adımlar atmasının önüne geçilmiş olur. Keza gerek yasal, gerek anayasal düzenlemelerin yapılmasında BDP ile siyasi diyaloğa girilmesi de, siyasetin inisiyatif almasının zeminini sağlar.
Radikal 2
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025