Vahap COŞKUN
Hükümetin açıkladığı demokratikleşme paketinde, idari tasarrufu gerektiren adımlar atılmaya başlandı. Mor Gabriel’in arazisi iade edildi, “Andımız” kaldırıldı, başörtülü kadınların kamuda çalışmalarını engelleyen yönetmelik değiştirildi. Hükümet, yasal düzenlemeleri de bayramdan sonra Meclise getireceğini açıkladı.
Pakete yönelik eleştiriler de devam ediyor. Demokratikleşmenin kısmi bir şekilde ve paketlerle yapılması, eleştirilerin önemli bir bölümünü oluşturuyor. Türkiye ’nin yapısal bir demokratikleşme sorunu olduğunu belirtenler, belirli alanlarda ve yetersiz bir şekilde yapılan/yapılacak değişikliklerin bu sorunu ortadan kaldırmadığını savunuyor. Onlara göre, demokrasi perakende bir yolla tesis edilmeye çalışıldığında, bu, sorun çözmekten ziyade sorunları artırabilir, işleri karmaşıklaştırabilir ve durumu eskisinden daha kötü bir hale getirebilir.
Türkiye’deki sistemin yıllar boyunca makbul addedilenler dışında birçok kesimin haklarını tanımadığı ve onları mağdur ettiği tartışma götürmez. Alevisinden Sünnisine, Kürdünden gayrimüslimine kadar çok sayıda kimliğin hakkı gasp edildi, temel haklarını kullanma imkânından mahrum bırakıldılar. Dolayısıyla tüm bu kimlikleri kapsayan, onların tüm hak yoksunluklarını ve mağduriyetlerini ortadan kaldıran toptancı bir demokratikleşme hamlesi talep edilebilir. Keza sorunlara kaynaklık eden mevcut anayasaya son verilmesi, çoğulculuğu içeren ve demokratik esaslara dayalı yeni bir anayasanın yapılması, bu anayasada tüm hak ve özgürlüklerin teminata bağlanması istenebilir. İstenmelidir de. Siyasi aktörler, bu tür tavır almaya zorlanabilir. Zorlanmalıdır da.
Kevirén mezin
Ancak bu ana gayenin peşinde koşarken siyasal sistem içinde meydana gelen kısmi değişikliklere karşı çıkmak veya itibarsızlaştırmak doğru değil. Gerek anayasal, gerek yasal ve gerekse idari düzeyde olsun yapılan her değişiklik, siyasi ve demokratik sahanın güçlenmesine katkıda bulunuyorsa buna hak ettiği değeri vermek lazım. Mütevazı adımlar, zaman içinde kendisinden beklenenden daha fazla etkiye sebep olabilir. Mesela 2010 halkoylamasında küçümsenen hükümlerin, Türkiye’de askeri vesayetin geriletilmesinde oynadığı hayati rol unutulmamalı. Tek bir hedef belirleyip bu hedefin dışında kalan her türlü gelişmeyi yok saymak veya elinin tersiyle itmek, demokratikleşmeye hizmet etmez.
Kürtçede çok sevdiğim ve sıklıkla kullandığım bir atasözü var: “Kevirén mezin elameté ne avétiné ye.” Bunu, mealen, “Büyük bir taşa sarılmanız onu atmayacağınızın bir göstergesidir” biçiminde çevirmek mümkün. “Bu anayasa yerinde durdukça kimse bana demokrasiden söz edemez” veya “Bu başlangıç metni olduğu müddetçe atılan adımların hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur” gibi sözler duyuyor, okuyorum. Anayasadan da, başlangıç metninden de, bu sözleri sarf edenlerden daha fazla şikâyetçiyim. Ama anayasa veya başlangıç metni tümden değişmedikçe demokrasi yolunda ilerlenemeyeceği düşüncesine katılmıyorum. Hâlihazırda yerinden kıpırdatılmayacak derecede büyük taşlara sarılmak, insanları belki ruhen rahatlatabilir, mahallesinde mevki ve itibar kazandırabilir, her zaman haklı olmanın konforunu yaşatabilir. Ama gerçekte, hayata müspet yönde tesiri olan, yoldaki küçük taşları kaldırmaktır.
Bir sabah uyandığımızda kendimizi demokrasi içinde bulmayacağız. Demokrasinin dört başı mamur bir rejime dönüştüğüne de tanık olmayacağız.
Mücadele alanı
Demokrasiler çatışmalı rejimlerdir; farklı gruplar, kimlikler, amaçlar ve menfaatler sürekli bir rekabet halinde olur. Gürültü eksik olmaz demokrasilerde, zira ne kadar mükemmelleştirilmiş olursa olsun taleplerinin karşılanmadığını hissedenler olur ve onlar seslerini yükseltirler. Bu itibarla demokrasi eksikliklerin tespit edildiği, yeni taleplerin sahneye çıktığı, buna uygun politikaların üretildiği ve bunların hayata geçmesi için çaba harcandığı bir mücadele alanıdır.
Demokratikleşme, her yerde bir süreçtir ve birçok güçlüğü barındırır. Türkiye’de demokrasi açığının giderilmesini zorlaştıran iki önemli unsur var: İlki, Türkiye’de fay hatlarının derinliği. Dindar-laik, Kürt-Türk, Alevi-Sünni gibi ayrımlar üzerinden bazen ideolojik, etnik ve mezhepsel bölünmeler söz konusu. Bu kimliklerin çatışma ihtimali gözardı edilemez. Keza bu kimliklerin hepsinin üzerinde uzlaştığı değerleri bulmak veya ortak bir tahayyül üretmek de zor. Böylesi bir ortamda büyük ve radikal adımlar atmak, misal kesin çözümler içerene yeni bir anayasa yapmak, son derece güç.
Gerideki muhalefet
İkincisi, iktidarda kendisini muhafazakâr olarak nitelendiren bir partinin olması ve - BDP hariç- muhalefet partilerinin demokrasi anlayışlarının iktidardan daha “geri” bir noktada olması. Muhafazakârlar hızlı ve kökten değişikliklere karşı dururlar, mümkün mertebe değişimi kontrol altında tutmaya çalışırlar ve kendileri için bir tehlike hissetmediklerinde harekete geçerler. Bu doğaldır; nitekim AKP ’nin iktidar deneyimi de bunu teyit eder. Mesela AKP, kendi tabanının en fazla önem atfettiği başörtüsü konusuna iktidarının 6. yılında el attı, zinde güçlerin karşı koyması üzerine işi soğumaya bıraktı, ancak iktidarının 11. yılında bir düzenlemeye girişti. Bu durumda iktidarı hızlandıracak veya teşvik edecek olan, muhalefetin daha demokratik taleplerin taşıyıcılığını üstlenmesidir. Oysa mevcut halde muhalefet, bilhassa anayasa tartışmalarında görüldüğü üzere, iktidardan daha geri bir pozisyondadır. Bu durum, demokratikleşmenin hızını ve çapını -büyük oranda- iktidarın demokratikleşme ufkunu bağlıyor.
Dolayısıyla ortada kutuplaşmanın arttığı, muhafazakâr bir iktidarın muhalefetten daha demokratik bir söyleme sahip olduğu ve yeni bir anayasanın yapmanın fiilen mümkün olmadığı bir ortam var. Böylesi bir ortamda demokratikleşmeyi anayasa değişikliğine bağlamaktansa, anayasa değişikliğine ihtiyaç duyulmadan yapılacak kanuni ve idari düzenlemeleri desteklemek daha doğru bir tercih olur. Zira bu tür değişiklikler, hem kimlikler arasındaki çatışma atmosferini yumuşatır ve bir uzlaşma psikolojisinin oluşmasına yardımcı olur, hem de daha ileri hamlelerin yapılmasına zemin oluşturur. Yapılan kısmi değişiklikleri sahiplenmek, bizlerin yeni bir anayasayı talep etmekten vazgeçmemizi gerektirmez. Aksine bu talebi daha güçlü kılar. Özbudun’un ifadesiyle söylersek: “‘Yol temizliği’ veya ‘güven artırıcı tedbirler’ gibi başlıklarla ifade edilebilecek reformlar, yeni ve gerçek anlamda bir anayasa ihtiyacını şüphesiz ortadan kaldırmaz. Ancak bu tür bir perakendeci yöntem, mevcut çatışmacı ortamı yumuşatacak ve anayasa konusunda daha kapsamlı uzlaşmaların yolunu açabilecektir.”
Radikal 2
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025