Vahap COŞKUN
Lozan Antlaşması Temmuz 1923’te imzalanır. Devletin hükümranlık hakları uluslararası hukuk tarafından tanınır. Ardından Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edilir. Kurucu kadro, milli mücadele esnasındaki uzlaşmaların üzerine bir çizgi çeker, tek tip vatandaşlardan müteşekkil bir ulus yaratma çabasına girişir.
İmparatorluk bakiyesidir bu topraklar; dini ve etnik açıdan birçok farklılığa ev sahibi yapar. Böylesi bir coğrafyada “teklik”e dayalı bir Cumhuriyet kurmanın yolu baskıdan geçer. Cumhuriyet baskı uygulamaktan imtina etmez.
Hedefte iki grup vardır: Gayrimüslimler ve Müslüman topluluklar. Gayrimüslimler mutlak tehdittir, kesinkes tasfiyeleri gerekir. Cumhuriyet kimi zaman zora, kimi zaman hukuki enstrümanlara başvurarak gayrimüslimlerin sayısını minimuma indirir, onları tehdit olmaktan çıkarır.
Türklük dairesi
Müslümanlar ise kendi içlerinde “Türk olanlar” ve “Türk olmayanlar” şeklinde iki gruba ayrılır. Türk olmayanlardan Türklük dairesinin içine girmeleri, Türk kültürünü benimsemeleri, Türkçe konuşmaları istenir. Son derece agresif bir asimilasyon politikası izlenerek Türk olmayanların Türk yapılması hedeflenir. Şeyh Said İsyanı’nın ertesinde İsmet İnönü , Türk Ocakları’nın II. Kurultayı’nda yaptığı konuşmada rejimin hedefini hiçbir yanlış anlamaya yer vermeyecek biçimde ortaya koyar: “Biz açıkça milliyetçiyiz ... ve milliyetçilik bizim yegane birlik unsurumuzdur. Türk ekseriyetine diğer unsurların (etnik toplulukların) hiçbir nüfuzu yoktur. Vazifemiz Türk vatanı içinde Türk olmayanları behemehâl Türk yapmaktır. Türklere ve Türklüğe muhalefet edecek anasırı kesip atacağız. Ülkeye hizmet edeceklerde her şeyin üstünde aradığımız Türk olmalarıdır.”
İnönü’nün dediği aynıyla yerine getirilir. Bir yandan farklılıklar ortadan kaldırılırken, diğer yandan Türk’e dayalı bir kimlik şekillendirilir. “Dil” ve “Tarih” teorileri üretilir, dünya uygarlığının Türklerin eseri olduğu ve dünya dillerinin Türkçe’den türediği savunulur. Bunun için resmi devlet kurumları kurulur.
Irkçılığa bulanmış milliyetçilik
Cumhuriyet projesi iki hat üzerinden ilerler: Bir taraftan ırkçılığa bulanmış bir milliyetçilikle devlet Türk etnisitesi üzerinden inşa edilir. Diğer taraftan ise Türk olmayanlara asimilasyon kapısı açık tutulur. Devletin Türk olmayanlara çağrısı açıktır: “Belli ve zorunlu bir kimlik var, bu Türk kimliğidir. Bunu kabul edersen sisteme dahil olursun. Ama itiraz edersen hak ettiğin cezayı çekersin.”
Peki bu çağrı yerini buldu, proje başarılı oldu mu? İki düzlemde değerlendirmek mümkün bunu: Kürtler ve Kürtlerin haricindeki Türk olmayan Müslümanlar. İkinci grup bağlamında Cumhuriyet’in neredeyse mutlak bir başarı elde ettiği teslim edilmeli. Zira Türk olmayan Müslümanların büyük bir kısmı rejimin “Türkleştirmek suretiyle uluslaşma” projesine muhalefet etmediler ve Türklüğü kabul ettiler.
Kürtlere gelince burada farklı bir durum vardı: Elbette Kürtler de bir bütün olarak asimilasyona karşı duramadılar. Kürtlerin de azımsanmayacak bir kısmı sisteme entegre olup Türkleşti veya Türkleşmese bile Cumhuriyet’e karşıtlık içinde olmadı.
Sorun olarak “Türklük”
Fakat Kürtlerin çok önemli bir kısmı Türkleşmeyi kabul etmedi. Cumhuriyet hem baskı hem de ideolojik araçlarıyla var gücüyle onların üzerine gitti ama onlar Kemalizmin ulus tasavvuruna rıza göstermediler. Diğer kimliklerin Türklüğe intisap ederken, Kürtlerin ağırlıklı kısmının Türklüğü neden reddettiği ayrı ve uzun bir bahistir. (Bu konuda Mesut Yeğen’in İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Son Kürt İsyanı’ kitabına bakılabilinir.) Ama nihayetinde kabul edenlerden çok daha fazla sayıda Kürt, Türklüğe direnç gösterdi. Zaten Kürt meselesini yaratan da bu oldu. Cumhuriyet, bunu çözmek için Türklüğe vurgu yaptıkça Kürtlerde direnç arttı. Ve böylece “Türk” kimliği bir çözüm çerçevesi olmaktan ziyade sorunun kendisine dönüştü.
Tarihin ağır bir yükü var. “Türk”, 90 yıl boyunca sürekli bir etnik kimliğe atıfta kullanıldı. Bu nedenle Türk’ün, Kemalistlerin iddia ettiği gibi, etnik gönderimleri olmayan, salt hukuki ve siyasi bir bağ olarak algılanmasının imkanı yok. Bu iddia, ne gerçekleri yansıtır ne de Kürtleri ikna edebilir. “Türk”ün etnik içeriğinden arındırılmış bir üst-kimlik olabilme şansı bulunmuyor. Zira bunun için diğer etnik kimliklerin bunu kabul etmesi gerekir ki, mevcut halde böyle bir kabul de yok.
Cumhuriyet 90 yıllık tarihi müddetince, tek merkezden belirlenen bir kimliği topluma dayattı. Artık bunun ortak bir kimlik işlevi görmediği açık. Bugün Türkiye ’nin yeni bir kimlik tasavvuruna ihtiyacı vardır. Bu tasavvurun merkezinde, Şükrü Hanioğlu’nun deyimiyle, “demokratik yöntemlerle oluşturulan, farklılıkları ortadan kaldırmayan, onlarla hegemonya bir ilişki içine girmeyen, tam aksine onları tanıyıp haklarını güvence altına alan çoğulcu bir kimlik bulunmalıdır.”
Radikal 2
Yazarlar
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025