Vahap COŞKUN
Âkil İnsanlar İç Anadolu Heyeti’nin çalışmaları esnasında bölgede gezerken memleketin Alevi sorununa ilişkin iki gözlemim vardı: İlk gözlem, Alevilerin AKP ’ye karşı büyük bir öfke biriktirmiş olmalarıydı. Aleviler, büyük bir gürültüyle başlayan Alevi açılımının sonunda herhangi somut bir adımın atılmamış olmasından rahatsızlık duyuyorlardı. Taleplerinin hükümet tarafından görmezden gelinmesi veya sürekli olarak belirsiz bir tarihe ertelemesi onları sinirlendiriyordu. Hemen her toplantıda “Bizim suçumuz silaha sarılmamış olmak mı? Ne yani hakkımızı almak için biz de mi dağa çıkalım?” şeklinde öfkeli sorular yöneltiliyordu. Suriye politikası ve burada kullanılan mezhebi dil Alevilerin endişelerini artırıyordu. Sonuçta sadece politikayla içli dışlı Alevi gruplar değil, politikayla mesafeli ve işinde gücünde olan Alevi gruplar da AKP’nin hem iç hem de dış politikadaki tercihlerini sert bir dille eleştiriyorlardı.
İktidar partisi açısından ciddi bir tehlikeye işaret ediyordu bu durum. Zira Türkiye’de sokakta muhalefeti örgütleyebilecek ve muhalefet yapabilecek olan iki grup vardı: Kürtler ve Aleviler. Çözüm süreci Kürt sokağının tansiyonunu düşürebilirdi ve düşürdü de. Ama Alevilerin taleplerinin karşılanmaması, sokakta bu kez Alevi merkezli bir muhalefete yol açıyordu. Haklı taleplerinin reddedilmesi, Alevilerde hükümete karşı olan muhalefetin dozunu yükseltiyordu. Bu, başka bir sebeple başlayacak olsa bile bir muhalefetin taşıyıcılığının Alevilerce üstlenmesi sonucunu doğurabilirdi. Nitekim öyle de oldu; Gezi’de başlayan hareket Türkiye’ye Aleviler üzerinden yayıldı ve hayatını kaybeden de Alevi gençler oldu.
Hükümetin –bu hal karşısında- yapması gereken belliydi: Alevi hassasiyetini gözeterek bir söylem geliştirmek ve Alevilerin taleplerinin gereğini yerine getirmek. Ne var ki o günden bugüne hiç yol almadı. Son açıklanan pakette de Alevilerle ilgili bir düzenlemeye yer vermedi. Bu noktada AKP’yi Alevilerin taleplerini tanımaktan alıkoyan nedenin üzerinde durulması lazım.
Yenilikçi adımlar
Burada akla hemen, AKP tabanının bu konuya sıcak bakmadığı ve AKP’nin de bu nedenle Alevilerin taleplerini karşılamaktan imtina ettiği düşüncesi gelebilir. Bu düşüncenin doğruyu yansıttığı kanaatinde değilim. Zira İç Anadolu’daki ikinci gözlemime göre, AKP tabanının Alevi istemlerine karşı kategorik bir itirazı bulunmuyordu. AKP’nin tabanını Sünni Türkler ve Kürtler oluşturuyor. İç Anadolu’da AKP’ye oy verdiğini açıkça ortaya koyan veya ima yoluyla dile getiren birçok STK temsilcisi, Alevilerin taleplerinin karşılanmasının kendileri açısından bir sorun oluşturmadığını dile getiriyorlardı. İnançlarının gereğini yerine getirmeyi kendileri için nasıl hak görüyorlarsa Aleviler için de hak olarak gördüklerini söylüyorlardı. Sünni Kürtler ise daha ‘liberal’ bir tavır içerisindeydiler. Hükümetin bu konuda düzenleme yapmak sorumluluğunun olduğunu belirtiyorlardı.
MetroPoll Araştırma Merkezi’nin yaptığı son araştırma bu gözlemin teyidi niteliğinde. Araştırmaya göre, halkın yüzde 63.1’i cemevlerine ibadethane statüsü verilmesini destekliyor. (Desteklemeyenlerin oranı yüzde 25.5, fikri olmayanların/fikir belirtmeyenlerin oranı ise yüzde 11.4) Meclis’teki dört büyük partinin tabanlarında da destek yüzde 50’nin üzerinde seyrediyor. Destek oranı AKP’de yüzde 61.7, CHP ’de yüzde 74.3, CHP’de yüzde 51.6 ve BDP ’de yüzde 71.8. Desteklemeyenlerin oranı ise AKP’de yüzde 29.2, CHP’de yüzde 18.6, MHP ’de yüzde 32.8 ve BDP’de yüzde 14.1.
Araştırma, Sünni çoğunluğun Alevilere ilişkin yenilikçi adımlara hazır olduğunu gösteriyor. AKP seçmenleri, Alevilere dair hakkı tanıyan özgürlükçü düzenlemeler yaptı diye partilerine oy vermekten vazgeçecek değiller. Dolayısıyla AKP açısından siyasi bir risk yok. O halde neden AKP ayak sürüyor?
Yerelde ve genel merkezde görev yapan çok sayıda AKP yöneticisiyle yaptığım görüşmelerden vardığım sonuç şu: Ortada siyasi değil itikadî bir problem var. Hem yerel hem de genel merkez yöneticileri, mesela cemevleri hakkında bir düzenleme yapıldığında, bunun seçmenleri nezdinde olumsuz bir sonuca sebebiyet vermeyeceğini biliyorlar. Alevilerin hakkını gözeten bir siyaset izlediklerinde seçmenlerinin kendilerine sırt çevirmeyeceğinin de farkındalar. Dolayısıyla sorunun kaynağını burada aramamak lazım; sorun AKP karar vericilerinin anlayışlarında/ algılayışlarında. Onlar bunu siyasi değil, dini bir mesele olarak görüyorlar. Alevilerin taleplerini karşılamaları halinde Müslümanlar arasında inanç temelinde bir bölünmeye neden olacaklarını düşünüyorlar. Cemevlerine ibadethane statüsü tanınmasını, cemevini cami karşısında konumlandırmak biçiminde algılıyorlar. Dinde yarılmanın müsebbibi olmak istemiyorlar, İslam’da yeni bir mabede yol açan günahkârlar olmaktan çekiniyorlar.
Teolojik hegemonya
Bu düşünce, AKP’nin Alevilik konusunda elini bağlıyor. Prof. Dr. Ahmet Yaşar Ocak, AKP’nin Alevilerin şikayetlerini giderme konusunda samimi olduğunu ancak tereddütler yaşadığını belirtiyor. Tereddüdün iki nedeni var: Biri, iktidarın Alevi sorunu ve şikayetleriyle ilgili olarak bilgisel temelde yeterli birikiminin olmaması, diğeri ise bazen yanlış referanslar doğrultusunda hareket etmesi. Ocak’a göre AKP, Alevilik konusunda “hâlâ belli ölçüde teolojik yaklaşımın hegemonyasında” bulunuyor. Teolojik hegemonyadan iki şeyi kastediyor Ocak: “Birincisi, siyasal iktidarın karakter olarak güçlü bir Sünni gelenekten gelmiş olması, ki bu geleneğin bütün kültürel kodları onda çok tabii olarak mevcut bulunmakta. İkincisi, siyasal iktidarın dayandığı sosyal taban olarak, yine güçlü bir Sünni geleneğin mirasını referans alan halk.” (Radikal, 04.11.2013)
Siyasal iktidarın Alevi taleplerine bir itikat sorunu olarak yaklaşması sorunu çözmüyor, katmerlendiriyor. İktidar, kimin neye inanacağını ve nereyi ibadethane olarak göreceğini belirleme yetkisini/ sorumluluğunu kendinde gördüğü müddetçe yara derinleşir. Çözüm, sorunu siyaset sahnesine çekmekten ve soruna hak ve özgürlükler ekseninde yaklaşmaktan geçer.
Radikal 2
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025