Vahap COŞKUN
Aslında Diyarbakır’da son “çok partili seçim” 2002 yılında yapıldı. BDP’nin şehirdeki hâkimiyeti büyüktü ve en yüksek oyu -açık arayla- alacağı da kesindi. Ancak BDP’nin bir baraj sorunu vardı. Seçimde 437.593 seçmen oy kullandı, BDP 236.103 oy aldı ama barajı aşamadığından milletvekili çıkaramadı. AKP 67.064 oyla 8, CHP ise 24.856 oyla 2 milletvekili çıkardı.
2002 seçimleri, hem Türkiye’nin genelinde hem de Doğu ve Güneydoğu özelinde önemli siyasi neticeler doğurdu. Türkiye siyasetinde bir tasfiye yaşandı. Sadece iki parti (AKP ve CHP) parlamentoya girebildi; merkez sağda (ANAP ve DYP) ve merkez solda (DSP) yer alan partiler barajın altında kalarak siyaset sahnesinden silindiler. Doğu ve Güneydoğu’da da iki parti kaldı. Ulusalcılığa yelken açan CHP bölgeye dair bir siyasi iddiadan vazgeçince iki partili bir yapı doğdu, genel ve yerel seçimler “iki partili” oldu. Elbette resmiyette seçimlere çok sayıda parti giriyordu ama fiiliyatta yarış BDP ve AKP arasında geçiyordu.
İki partili siyasi yapı
Önce genel seçimlere bakalım: 2007’de BDP ile AKP arasındaki makas daraldı. Baraja takılmamak için seçimlere bağımsız adaylarla giren BDP 219.799 (% 47), AKP 191.214 (% 40) oy aldı. Fakat 2011 de iki parti arasındaki fark tekrar açıldı; yine bağımsızlarla yarışa giren BDP’nin aldığı oy 402.222 ( % 58) olurken, AKP ise 230.213’te ( % 33) kaldı.
Yerel seçimlere gelince: Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde, 2004’te BDP 88.907 (% 58), AKP 53.816 (% 35) oy aldı. 2009’da BDP’nin oy oranı arttı, AKP’nin ise düştü. BDP 226.557 oy ile % 65’e çıkarken, AKP 111.489 oy ile % 32’ye geriledi.
2002’den bu yana yapılan üç milletvekili ve iki belediye seçimin sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, Diyarbakır’da oyların yaklaşık % 90-95’ine BDP ve AKP’nin hükmettiği görülür. Genel olarak BDP’nin % 60, AKP’nin % 35 gibi bir ortalaması söz konusu. Konjonktürel şartlara ve izlenen siyasetlere bağlı olarak partiler bazen bu ortalamalarının üzerine çıkıyor, bazen de altına düşüyorlar. Mart 2014’te Diyarbakır’da nasıl bir tablo ortaya çıkacağını kestirmek için seçime bu arka plan üzerinde bakmakta fayda var.
Karşılıklı hamleler
Seçimlere gidilirken her iki parti de oylarını maksimize etmek için önemli hamleler yaptı.BDP’de süreç sancılı başladı. Seçimlere HDP ile girme kararının alınması ve Diyarbakır’ın kadın kotasına ayrılması, parti içinde, daha sonra basına da yansıyan, bazı rahatsızlıklar yarattı. BDP bu rahatsızlığı atlatmak için iki hamle yaptı: İlkin, aday olarak Gültan Kışanak’ı belirledi. Kışanak dışındaki herhangi bir isim rahatsızlığı büyütebilirdi. Ama partinin eş başkanlığını yürüten Kışanak’ın adaylığı, isimler üzerinden yaşanacak tartışmaların önünü kesti.
İkincisi, BDP belediyelerde de eş-başkanlık sistemine geçme ve eş-başkanın da seçimle gelmesi yönünde bir karar aldı. Diyarbakır’da eş-başkanlık için seçilen isim ise Fırat Anlı oldu. Çok genç yaşlardan itibaren aktif siyasetin içinde yer alan Anlı, 2004-2009 arasında Diyarbakır-Yenişehir’de belediye başkanlığı yaptı, partinin il başkanlığını görevini yürüttü ve üç yıl kadar bir süre de KCK Davası’ndan tutuklu kaldı. Her kesimle sağlıklı bir diyalog kurabilmesi Anlı’yı bölgenin etkin ve saygın bir siyasi aktörü haline getiriyor. BDP, Kışanak ve Anlı isimleriyle sıkıntıyı aştı ve başlangıçtaki negatif havayı pozitife çevirmeyi başardı.
AKP ise BDP’ye karşı Galip Ensarioğlu’nu sahaya sürdü. Mart 2014’e bir genel seçime girer gibi hazırlanıyor AKP. Türkiye bir seçim maratonuna girdi, iki yılda üç seçim yapacak. Yerel seçimlerden alınacak netice, hemen akabinde yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine doğrudan tesir edecek. Bu nedenle AKP kazanabileceği yerlerde, sadece kazanmayı değil, en yüksek oyla kazanmayı hedefliyor. Kazanmasının çok zor ve hatta imkânsız olduğu yerlerde ise kendisine mümkün olan en fazla oyu getirecek olan adaylarla seçime girmeyi planlıyor. Mesela CHP’nin Diyarbakır’da kendisine en fazla oy getirecek bir adayı belirleme gibi bir derdi görülmüyor, ama AKP’nin böyle bir derdi ve çabası var. Ensarioğlu tercihinin altında bu düşünce yatıyor.
AKP’nin avantajları
AKP’nin 2009’a oranla iki önemli avantajı bulunuyor: İlki, siyasi hava o dönemden çok farklı. 2009 seçimlerine gidilerken AKP son derece milliyetçi bir dile yaslanmıştı. Öyle ki Başbakan işi MHP’nin ezeli sloganı “Ya sev ya terk et”i çağrıştıracak sözleri kullanacak raddeye getirmişti. Bu dil, Kürtler arasında derin bir tepkiye neden olmuş ve AKP’liler sokakta rahatça yürüyemez bir hale gelmişti. Oysa bugün çözüm sürecini yürüten, Diyarbakır’da kullandığı Kürdistan ifadesini Ankara’da ve ülkenin diğer bölgelerinde savunan, dağların ve hapishanelerini boşalmasından söz eden bir Başbakan var. Hiç kuşkusuz bu, bir taraftan AKP’nin Kürt tabanını tahkim ediyor, onların parti aidiyetini güçlendiriyor, diğer taraftan ise AKP’li Kürt siyasetçilerin elini rahatlatıyor, siyaset yapabilme imkân ve alanını güçlendiriyor.
İkincisi, aday profili. Ensarioğlu, daha önceki adaylarla mukayese edilemeyecek bir kamusal bilinirliğe sahip. Güçlü bir aileden geliyor; ailenin dikkate değer bir oy potansiyeli var. Ailenin ve aile bağlarının güçlü olması, sahada seçim faaliyetlerinin yürütülmesinde de önemli bir etken; Ensarioğlu kırda ve kentte her yere girebilir, her yerde seçim çalışması yapabilir.
Ayrıca Ensarioğlu, AKP vekilleri içinde Kürt meselesine duyarlılığıyla da öne çıkıyor. Partisiyle ters düşme pahasına anadilde eğitimi ilkesel düzeyde savunması, Başbakan’ın BDP’lilerin dokunulmazlığının kaldırılmasını hararetle savunduğu bir dönemde buna karşı çıkması, açlık grevleri esnasında grevin son bulması için çaba göstermesi onun kitleyle daha rahat ilişkiye girmesini mümkün kılıyor.
AKP’nin dezavantajları
Bunun yanında AKP açısından iki dezavantajın olduğu da söylenebilir: Biri, yine Ensarioğlu’nun kendisiyle ilgili. Malum, Ensarioğlu uzun yıllar DYP’de siyaset yapmıştı. Bölge en karanlık dönemini 1990-1995 arasında DYP iktidarında yaşamış ve Ensarioğlu da bu dönemde partinin il başkanlığı yürütmüştü. Ensarioğlu’na yönelik mühim eleştirilerden biri bu ve bunun seçim dönemi boyunca sıklıkla Ensarioğlu’nun karşısına çıkması muhtemel.
Diğeri ise Hüda Par’ın seçime girecek olması. Hüda Par, 19 Aralık’ta Diyarbakır adaylarını açıklayacağını duyurdu. Seçim Hüda Par için de hayati önemde; zira kuvvetli bir siyasi aktör olabilmesi için hatırı sayılır bir oy oranına ulaşması gerekiyor. Bu durumda, daha önceki seçimlerde BDP’ye karşı AKP’ye oy vermiş olan ve Hüda Par’ın etki alanı içinde bulunan kitlenin bu seçimde kendi partilerine yönelmeleri beklenebilir. Bunun ise AKP’nin oyunu olumsuz etkileyebilir.
Diyarbakır’da bizi hareketli bir seçim süreci bekliyor.
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İktidarın siyasi acizliği
11.07.2025 - Barışı savunmayayım da ne yapayım!
28.06.2025 - Özgür Özel’in İmtihanı
15.06.2025 - Barışa Omuz Vermek
30.05.2025 - Süreç Karşıtlığının Üç Hali
21.05.2025 - PKK’sız Türkiye’ye hoş geldiniz
15.05.2025 - Barış Hepimize İyi Gelecek
29.04.2025 - CHP’nin Kürt Meselesi
21.04.2025 - İmamoğlu Operasyonu ve Çözüm Süreci
15.04.2025 - Niyetlenmemiş Sonuçlar
8.04.2025
Yazarlar
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
muharrem
politikacıların sözüne inanılmaz.115 pkk lı öldürüldü diyorlar devletin başka kurumu yok o kadar pkk lı öldürülmedi diyor politikacıların umurunda olan tek şey var oy.ne zamanki kış geliyor pkk inine çekiliyor hemen politikacılar ortaya çıkıp tamam bu sene pkk bitti silahları teslim edecek yöneticileri başka ülkelere gidecek diyorlar.hatta bu konuyu bu yaz pkk terör örgütü bitecek diye siz bile işlediniz.aslında anlaşılan pkk terör örgütü yazın faliyete geçiyor.yani dön dolaş aynı hamam aynı tas