Vahap COŞKUN
Halkların Demokratik Partisi (HDP), Kürt siyasetinin uzunca bir süredir konuştuğu bir proje. Müellifi Öcalan, gayesi de BDP’yi “Türkiyeli” bir parti haline getirmek. Öcalan, Kürt meselesini Türkiyeli bir perspektifle çözme anlayışına sahip. Bunun için de, BDP’yi salt bir “Kürt partisi” olmaktan çıkarmaya, onu farklı kesimlere açmak ve Türkiyeli bir parti haline getirmeye çabalıyor. Bu çabaların bir ürünü olarak önce, 15-16 Ekim 2011’de Halkların Demokratik Kongresi (HDK) kuruldu. Kongrenin merkezinde BDP vardı, çevresinde ise 40’ın üzerinde siyasi partilerden, sol gruplardan, sivil toplum örgütlerinden, farklı etnik ve dini gruplardan 40’ın üzerinde bileşen bulunuyordu. Yaklaşık bir yıllık bir çalışmanın ardından HDK, 15 Ekim 2012’de partileşti. HDP adını alan partinin eşgenel başkanlıklarına Yavuz Önen ve Fatma Gök getirildi. 18 Ağustos 2013’te partinin ilk kongresi toplandı. Bu arada dört BDP’li vekil (Ertuğrul Kürkçü, Sabahat Tuncel, Sırrı Süreyya Önder ve Levent Tüzel) HDP’ye geçti. Kongrede yeni yönetim belirlenirken, Öcalan’ın talebine uygun olarak, eşbaşkanlardan birini Kürt (Sabahat Tuncel), birini de Türk (Ertuğrul Kürkçü) bir siyasetçi üstlendi. HDP kurulduktan sonra önemli bir tartışma çıktı. Bir yanda en büyük bileşeni BDP olan HDP, diğer tarafta ise BDP’nin kendisi vardı. Acaba 30 Mart’ta yapılacak seçimlere hangi partiyle girilecekti. Başlangıçta tüm Türkiye’de HDP ismi altında seçimlere gidilmesi temayülü vardı. Fakat, gerek BDP’li bazı yöneticilerin ve gerekse BDP tabanının rahatsızlıklarını dile getirmeleri üzerine yeni bir formül bulundu. Doğu’da BDP, Batı’da ise HDP ismi ile seçmenin karşısına çıkılmaya karar verildi.
Etnik siyaseti aşmak
Tüm bu oluşumu kurgularken Öcalan’ın iki nedenden hareket ettiğini düşünüyorum: Birincisi, birtakım parametreler var. Kürtlerin hatırı sayılır bir kesiminin Türkiye’nin Batısında yaşaması gibi ve yine Kürtlerin çok ağırlıklı bir kısmında Türkiye ile birlikte yaşama arzusunun bulunması gibi. Bunlar, siyasi aktörlerin tüm Türkiye’yi gözeterek siyaset üretmelerini zorunlu kılıyor. Öcalan’ın Kürt meselesini Türkiye içinde bir çözüme kavuşturma düşüncesinin altında da bu yatıyor. Bunun için Öcalan BDP siyasi geleneğinin sıkıştığı dar alandan kurtarılmasını ve farklı kesimleri de içine alarak tüm topluma seslenen bir siyasi yapının inşa edilmesini arzuluyor. İkincisi, Kürt meselesinin çözümü noktasında fiili ve yasal adımların atılması Kürt siyasetinin hareket alanını daraltıyor. Bugün BDP, PKK mensuplarının dönüşü, anadilde eğitimin tanınması ve yerel yönetimlerde özerklik gibi belli başlı taleplerin bayraktarlığını yapıyor. Siyasetini bunlar üzerinden kurguluyor. Eğer çözüm süreci ilerler de bu konularda düzenlemelere gidilirse BDP’nin siyaseten söyleyebilecek sözlerinin sayısı azalır. Öcalan bunun farkında; mevcut söylem ve yapılanma tarzı devam ettiği takdirde Kürt siyasetinin zamanla zemin kaybedeceğini ve Türkiye toplumuna sunabileceği herhangi bir toplumsal proje üretemeyeceğini düşünüyor. Öcalan, bu sebeple, söylemin de yapılanmanın da yenilemesini ve farklı kesimlerle işbirliğine gidilmesini istiyor.
Kadük bir proje
Esas itibariyle Öcalan’ın HDP’den beklentisi etnik temelli siyaseti aşmak, toplumun tüm kesimleri için siyaset üretmek ve böylelikle Kürt siyasetini Türkiyelileştirmekti. Öcalan’ın bu yaklaşımını doğru buluyor ve paylaşıyorum. Ancak mevcut HDP’nin bunu gerçekleştirebilme potansiyeline sahip olduğunu düşünmüyorum. İki nedenden ötürü: Birincisi, HDP -onu kurgulayanların düşündüğü gibi- farklı toplumsal gruplara ulaşmadı. Aksine sadece toplumda bir karşılığı bulunmayan sol gruplarla sınırlı kaldı. HDP kurulduğu ve bazı BDP’li vekiller HDP’ye katıldığı sıralarda BDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, buna dikkat çekmiş ve HDP’yi “kadük bir proje” olarak nitelemişti: “Bu işi yürüten arkadaşlarımız sadece marjinal solla sınırlı kaldılar Türkiye’de. Bu marjinal solun önemli bir kısmı da dinle, İslam’la barışık değil. Kürt İslamcılar da bunlara sıcak bakmıyor, Türkiyeli Müslümanlar da sıcak bakmıyor. Hatta liberal çevrelerle bile bu marjinal solun arası iyi değil. Dolayısıyla, HDP projesi bütün liberal demokratları, Müslüman demokratları, Kürt halkının büyük bir kısmını içine alması gereken bir projeyken, maalesef sadece marjinal Türk soluyla sınırlı kalan, kadük, dar bir proje haline geldi.”1
Radikal söylem
Gerçekten de HDP’yi simgeleyen isimlerin toplumsal temsil bakımından bir siyasi ağırlıkları bulunmuyor. HDP, dar bir alanda siyaset yaptığı için temsiline soyunduğu geniş halk kitleleriyle de buluşamıyor. Bu, HDP siyasetinin toplumsallaşmasını imkansız kıldığı gibi Kürt siyasetine de bir faydası dokunmuyor. İkincisi, HDP’nin kullandığı radikal sol söylemin birtakım handikapları var: İdeolojik katılık taşıyor, toplumsal gerçekliğe denk düşmüyor ve sürekli olarak negatifliğe vurgu yapıyor. Bir umut içermeyen bu siyaset iki türlü sorun yaratıyor: Bir taraftan genel olarak Türkiye toplumu bu dile itibar etmiyor; böyle bir dile yaslanarak toplumsal kesimlerle iletişime girmek ve onları ikna etmek mümkün değil. Diğer taraftan, BDP bölgede bir merkez partisi, her kesimden oy alıyor. BDP’ye sadece yoksullar değil, ekonomik olarak orta ve üst gelir grubunda olanlar da oy veriyor. Dolayısıyla radikal bir sol bir söylemin, seçmen profili düşünüldüğünde BDP’ye zarar verme ihtimali yüksek.
Nitekim bu dille yapılan işbirliği Kürt siyasetine ne bir ivme kazandırdı, ne de oy onun oy tabanını genişletti. 30 Mart, bunun teyidi niteliğinde. Diğer iller bir tarafa, BDP’nin Doğu ve Güneydoğu illeri dışında milletvekili çıkardığı üç ildeki (İstanbul, Mersin, Adana) sonuçlara bakıldığında bile HDP’nin tutmadığı söylenebilir. 2009’da Mersin’de % 17.5,Adana’da % 9 olan oy, 2014’te HDP ile Mersin’de % 9.6’ya, Adana’da % 7.3’e düştü. HDP büyük bir iddia ile girdiği İstanbul’da da beklediğini elde edemedi. 2009’da 4.6 olan oy, Sırrı Süreyya Önder gibi medyatik bir aday rağmen % 4.8’de kaldı.2 Rakamlar, HDP ile seçime girmenin BDP’ye bir katkısının olmadığını işaret ediyor. HDP, daima BDP’ye sadakatle bağlı olan seçmenden oy aldı. Yoksa daha önce BDP’ye oy vermemiş olanları BDP’ye yöneltmedi. Hatta seçmenin bir kısmı tarafından benimsenmediği için bu birliktelik BDP’ye Adana ve Mersin de oy kaybettirdi. BDP, HDP kimliği ile değil kendi kimliği ile seçimlere girseydi, muhtemelen İstanbul, Adana ve Mersin’de daha fazla oy alabilirdi.
İlkel milliyetçilik
Ortaya çıkan tablo HDP’nin sorgulanmasını ve BDP’yi merkeze alan bir siyasetin geliştirilmesini gerekli kılıyordu. Ancak BDP, tersini seçti ve BDP vekilleri HDP’ye katıldılar. Bundan böyle Kürt siyaseti Meclis’te HDP tarafından temsil edilecek. PKK ve BDP’liler, HDP projesini savunuyorlar. Bu projeyi eleştirenleri de çoğunlukla “ilkel milliyetçi” veya “sahte aydın” olarak yaftalıyorlar. Ancak aslında onlar da HDP’nin var olan haliyle umut edilen sonuçları doğurmayacağını biliyorlar ve bunu dile de getiriyorlar. Mesela Cemil Bayık, HDP’nin kendisini “yeniden yapılandırması ve bazı marjinal gruplardan arındırması gerektiğini” belirtiyor.
“HDP kendini yeniden yapılandırmalıdır. Bu konuda kararlı ve cesur davranmalıdır. Özeleştirel olmalıdır. Hataları ve eksikliklerini açık yüreklilikle ortaya koymalıdır. Bu HDP’yi zayıflatmaz tam tersine güçlendirir. Yine HDP’nin kendini bazı yanlış hareketlerden arındırması gerekir. Örneğin bazı marjinal gruplar var, kendini bunlardan arındırması gerekiyor. Ben bunları dışlasın demiyorum. Ama sanki bunları esas alırsa sol olabilir, demokrasi gücü olabilir, Türkiye’ye demokrasi getirebilir gibi bir yanlıştan kendini arındırması gerekiyor.”3
HDP’nin % 90-95 sol ve sosyalist gruplardan oluştuğunu belirten Altan Tan da, HDP’nin değişmesini zorunlu görüyor: “Bazı arkadaşlarımız HDP kurulurken malesef sol, sosyalist gruplar ağırlıklı hatta neredeyse yüzde 90-95’i bunlardan oluşan bir HDP ortaya koydular. Bunun Türkiye toplumun da ciddi bir karşılığı yok, Kürt seçmen tabanı açısından da ciddi bir tabanı ve karşılığı yoktur. Peki ne yapmak lazım? Bunları dışlamak mı lazım? Hayır. Türkiye’deki solu, sosyalistleri ve sosyal demokrasiyi yeniden inşa edecek sol merkezli yeni bir parti oluşturabiliriz. Bunu saygı duyarım. Bu ne kadar oy alır bu ayrı bir tartışma konusu. Ama böyle bir partinin içinde ben olmam, benim gibiler olmaz. Ve böyle bir sol, sosyalist, marksist parti Kürt ve Türkiye toplumunun sorunlarını çözecek oyu alamaz.”4
HDP projesine baştan beri temel eleştirim, kendileri Türkiyelileşme sorunu yaşayan aktörleri bir araya getirerek Kürt siyasetini Türkiyelileştirmenin mümkün olmadığıydı. Bayık da bunu dile getiriyor: “HDP Türkiye toplumunda siyaset yapacaktır. Siyaset yaptığı zemini çok iyi tanıması, anlaması gerekiyor. Türkiye zemininde solun değerleriyle, İslam’ın toplumcu değerlerini birleştirmesi gerekiyor. İslam’ın toplumcu değerleri ile solun toplumcu değerleri hemen hemen aynıdır. Birçok yönden benzer yanları var. Bu ortak değerleri sahiplenmesi gerekiyor. Eğer HDP bu temelde kendini yapılandırırsa doğru yapılandırır ve güçlü yapılandırır.”
Bana göre, HDP’nin geniş kesimlere açılabilmesi iki şartı yerine getirebilmesine bağlıdır: Biri, Türkiye’nin sosyolojik gerçekliğini gözeten bir politik dil geliştirmesidir. Diğeri ise toplumun her kesimini -sadece vitrinde yer vererek değil- gerçek manada kucaklamasıdır. Peki, HDP bunu yapabilir mi? Zor. Bugünkü kompozisyonu ve yürüttüğü siyasete baktığımda HDP’nin bu tür bir dönüşümü gerçekleştirebilme şansının son derece düşük olduğunu görüyorum. Umarım, yanılırım.
1(HYPERLINK “http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/10/131021_altan_tan_bdp.shtml” http://www.bbc.co.uk/turkce/haberler/2013/10/131021_altan_tan_bdp.shtml)
2(HYPERLINK “http://secim.haberler.com/2014/” http://secim.haberler.com/2014/)
3(HYPERLINK “http://www.kurdistan24.org/2014/04/cemil-bayik-hdp-bdp-tartismalarini-yorumladi/#.U2Icf4F_u3w” http://www.kurdistan24.org/2014/04/cemil-bayik-hdp-bdp-tartismalarini-yorumladi/#.U2Icf4F_u3w)
4(HYPERLINK “http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/bdpli-altan-tandan-hdp-elestirisi” http://www.cnnturk.com/haber/turkiye/bdpli-altan-tandan-hdp-elestirisi)
http://haber.stargazete.com/acikgorus/dogru-politika-yanlis-aktor/haber-878607
Yazarlar
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025