Vahap COŞKUN
Diyarbakır Barosu 3-4 Nisan 2015 tarihlerinde “Yeni Anayasal Arayışlar” başlıklı bir konferans düzenledi. Konferansa çok sayıda anayasa hukuku uzmanı, siyaset bilimci ve siyasi aktörler katıldı. Yeni bir anayasada güçler dengesi, demokratik bir anayasaya dönük yasal dönüşümler, geçmişten bugüne kadar Türkiye’de yapılan anayasal çalışmalar ve yeni anayasanın dayanacağı temellerin tartışıldığı konferansta kapsamlı tebliğler sunuldu.
Ben “Çözüm Süreci Bağlamında Yeni Anayasa” başlıklı oturuma katıldım. Oturumun başkanlığını yapan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Fırat Anlı, toplumda derin yaralara sebebiyet sorunların çözümüne yönelik süreçlerin sadece tarafların çabalarına bırakılamayacağının altını çizdi. Anlı’ya göre, sürece destek olmak herkes için ahlaki bir sorumluluktu. Sürecin sağlıklı ve doğru yolda ilerlemesini isteyenler, sürece pozitif müdahalelerde bulunmalı ve konuşmalıydı. Zaten bu tür meselelerde konuşmaktan başka da bir çözüm yoktu.
2011 genel seçimlerinden sonra Meclis’te kurulan ve iki yıl çalışan Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nda HDP’nin danışmanlığını yapan Özgür Sevgi Göral, yeni anayasa arayışları ile çözüm süreci arasında organik bir bağın bulunduğuna işaret etti. Göral’a göre, Türkiye muhalefeti yeni anayasa talebini her zaman hararetli bir şekilde gündeme getirdi, buna dair mücadelelerde tansiyon hep yüksek oldu. Yeni bir durum değil bu; 19. yüzyılda da böyleydi, şimdi de böyle.
Yani ülkede yeni bir anayasaya olan istek dinmedi, yeni anayasa tartışmaları hep süregeldi. Bunun en önemli nedeni, Osmanlı İmparatorluğu’ndan tevarüs eden anayasacılık geleneğidir. Zira Türkiye’deki anayasalar, hak ve özgürlük karşıtı bir içeriğe sahipti, toplumsal kesimlerin önem verdikleri talepleri karşılamaktan uzaktı. Toplum anayasaları içselleştirmedi, toplumda “bu, benim anayasam” hissiyatı yer etmedi. Dolayısıyla her anayasa yürürlüğe girdiği andan itibaren yoğun eleştirilere uğradı, değiştirilmesi için mücadele edildi.
Eşitler arası bir ortaklık belgesi
Anayasa tartışması daim olmakla birlikte son 30 yılda bu tartışmanın daha da arttığını ve toplumsallaştığını söylemek mümkün. Göral, bunu 1982 Anayasasının mükemmel bir askeri darbenin eseri olmasına bağlıyor. 82 Anayasası, hakları her yönden buduyor, özgürlükleri istisna haline getiriyor, tek bir kimliği egemen kılıyor ve bu kimliğin özelliklerini herkese dayatıyordu. Darbecilerin kurduğu bu düzen, medeni bir yaşamı imkânsızdı. Toplumsal fırsat buldukları ilk andan itibaren bu anayasaya karşı durdular, onu değiştirmeye çalıştılar. Bu sebeple 30 yılı deviren ömründe 82 Anayasası, en fazla tenkit edilen ve en çok değiştirilen anayasa oldu.
Yeni anayasayı bu tarihsel arka plan üzerinden düşünülmeli. Türkiye, yeni bir devlet yapı kurmalı. Devlet ile vatandaş arasındaki ilişki yeni ve demokratik bir anlayışla yeniden tanımlanmalı. Anayasa, bu ihtiyaçların karşılanmasında önemli bir yer işgal ediyor. Yeni anayasa, demokratikleşmeyle el ele gitmeli. Anayasa, eşitler arası bir ortaklık belgesi olarak düşünülmeli. Böylelikle anayasa yapım süreci, siyasi hareketlerin ve toplumun demokratik dönüşümüne yardımcı olmalı.
Yeni anayasanın alamet-i farikası
Peki, yazılacak metni “yeni anayasa” yapacak olan nedir? Anayasa nasıl bir muhtevaya sahip olursa “yeni” olarak vasıflandırılabilir? HDP’ye göre yeni anayasanın içermesi gereken hususlar hangileridir? Göral, bunları beş başlık altında topladı:
1. Bir etnisiteye dayanmayan ve tüm etnisiteleri kapsayan çok-kültürlü bir anayasal vatandaşlığın kabulü;
2. Tüm kimlikleri ve dillerin tanınması, onlara kendilerini korumaları ve geliştirmeleri için olanak sağlanması, “anadilde yaşama hakkı”nın teminat altına alınması;
3. Merkeziyetçiliğin tasfiye edilmesi, güçlü bir âdem-i merkeziyetçiliğe dayan bir idari yapılanmanın tesisi;
4. Temel hak ve özgürlüklerin en geniş çerçeve de tanınması ve
5. Geçiş dönemi için gerekli mekanizmaların kurulması.
Yeni anayasa, çatışma sonrasındaki geçiş dönemlerinin en önemli unsurlarından biri. Yıllarca olağan dışı koşullarda yaşamış; ölümlere, yargısız infazlara, faili meçhullere, yakıp yıkmalara tanıklık etmiş bir toplumda normalleşme hemen gerçekleşmez. Anayasanın bu geçiş dönemini hızlandıracak, normalleşmeye katkıda bulunacak hükümleri ihtiva etmesi gerekir. Mesela, dibacede geçmişle bu minval bağlamda bir yüzleşme/helalleşmeye ve geleceği birlikte kurma iradesine vurgu yapılabilir. Anayasada bazı komisyonların (Hakikat Komisyonu gibi) kurulması öngörülebilir.
Elbette yeni anayasa, mükemmel bir geçiş dönemi anayasası olmayabilir. Ancak dili ve düzenlemeleriyle bu niyetini ihsas eden bir anayasa toplumsal barışa çok büyük katkılarda bulunabilir.
Barış ve demokrasi
Göral’a göre, devam etmekte olan çözüm süreci ile yeni anayasa talebi arasında doğrudan bir ilinti vardır. Zira süreç yapısal olarak ilerlediği müddetçe, yeni anayasa tartışması da sürece eşlik edecek. Ve nihayet çözüm, normlar hiyerarşisinin en üstünde yer alan anayasada ifadesini bulacak.
Kanımca, Göral’ın tebliğinin en önemli tarafı, barış ile demokrasi arasındaki bağlantıyı göstermesiydi. Bilindiği gibi sürece mesafeli duran bazı gruplar, çözümün veya barışın demokrasi demek olmadığını, çözüme ulaşmanın mutlaka demokrasiyi de ilerletmek anlamına gelmeyeceğini ifade ediyorlar. Oysa Göral, bir noktadan emin olunması gerektiğine işaret etti: O da, Kürt meselesini çözmeyi hedefleyen hükümleri barındırmayan bir metnin “yeni anayasa” hüviyeti kazanamayacağı, ama Kürt meselesini çözen bir anayasanın da anti-demokratik bir anayasa olamayacağıydı.
Bu itibarla, Kürt meselesini çözümü ile Türkiye’nin demokratikleşmesini birbirinden ayırt etmek, bunları birbirinden farklı veya birbirine karşıt göstermek yanlış olur. Demokrasinin ve barışın tahkimi birbirleriyle irtibatlı ve birbirlerini besleyen süreçlerdir.
Kendi tebliğimi bir sonraki yazıda özetlemeye çalışacağım.
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025