Vahap COŞKUN
HDP 2002’den sonra ilk defa genel seçimlere parti olarak giriyor. Selahattin Demirtaş’ın 12 Ağustos 2014’te yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde % 9.8 oy alması, bu kararın arkasındaki en önemli etken. Zira Demirtaş’ın alışagelen oyun üzerine çıkması ve seçim boyunca farklı çevrelerin teveccühüne mazhar olması, HDP’nin cesaretini artırdı. Biraz daha çaba sarf edilmesi halinde HDP’nin barajı aşabileceği düşüncesi güç kazandı ve böylelikle HDP seçimlere parti olarak girmede karar kıldı.
Seçimlere az bir vakit kala yapılan anketler farklı sonuçlara işaret ediyor. Kimi anketlerde HDP’nin barajı aşıyor, kimilerinde ise barajın altında kalıyor. Ama bütün anketler HDP’yi % 8’in üzerinde gösteriyor, yani HDP’nin bugüne kadar ki genel oy seviyesinin üzerinde bir oy alacağına işaret ediyor. Dolayısıyla 7 Haziran’da barajın altında veya üstünde kalsa da HDP’nin oy artıracağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu oy artışın belli başlı bazı nedenleri var:
Türkiyelileşme
1.Selefi siyasi partilerden farklı olarak HDP, güçlü bir Türkiyelileşme mesajı ile siyaset yapıyor. Kendinden önceki partiler bölgeye, Kürtlüğe ve bölgedeki siyasi dile sıkışmıştı. Türkiyeli olma gibi bir dertleri yoktu. Hatta bir “Kürt partisi” olmak bir iftihar vesilesi olarak görülüyordu. Oysa HDP bunu aşmayı amaçlayan bir proje. HDP, Türkiyelileşme, sadece Doğu ve Güneydoğu’dan değil Türkiye’nin her tarafından oy alma, sadece Kürtlerin değil kendini mağdur hisseden her kesimin temsilcisi olma iddiasını taşıyor.
Elbette bu iddianın toplumda ne kadar benimseneceği, toplumun buna nasıl ikna edileceği tartışılabilir. Ancak iddianın kendisi, HDP’ye hem söylemde hem de aday belirlemede geniş bir hareket alanı sağlıyor. Alevi kesimlerle sıkı ilişkiler kurulmaya çalışılıyor. Muhafazakâr kesimden önemli isimler (Diyarbakır Müftüsü Nimetullah Erdoğmuş) ve başörtülü kadınlar (Hüda Kaya, Seher Akçınar Bayar) listelere alınıyor. Geçmişte merkez sağ (Dengir Mir Mehmet Fırat) ve merkez sol partilerde (Celal Doğan) siyaset yapan isimler, saygın akademisyenler (Mithat Sancar ve Kadri Yıldırım) aday gösteriliyor. Daha önce ismi HDP ile bir arada anılmayacak olan kişiler partiye giriyor. Bu da HDP’ye bir dinamizm veriyor.
2. Çözüm süreci, HDP’ye siyaseten güç kazandırıyor. Çözümün taraflarından biri olması, Türkiye çapında HDP’nin meşruluk tabanını genişletiyor. Çatışmaların olmaması, ölümlerin durması HDP’nin de normal bir siyasi parti olarak algılanma düzeyini yükseltiyor. Barış ortamında HDP, Türkiye’nin her tarafına seslenebilme ve her yerinde siyasi faaliyet yürütebilme olanağı buluyor.
3.HDP’nin genç ve diri bir parti teşkilatı var. Salt seçim dönemlerinde değil, diğer zamanlarda da aktif bir şekilde çalışan bir teşkilat bu. Toplantılar düzenliyor, düğünlere ve taziyelere katılıyor, kişiler veya aileler arasındaki ihtilafların giderilmesinde inisiyatif üstleniyor. HDP’nin parti teşkilatı çeşitli vesilelerle her daim halkla iletişim içinde bulunuyor. Bölgede -AKP dışında- diğer partilerin sahadan çekilmiş olması da olan HDP’nin etkinliğini artırıyor.
HDP önceki seçimlerde yalnızca bölgede ve Batı’daki belirlenmiş birkaç ilde seçimlere katılıyordu. Dolayısıyla HDP’nin aday göstermediği illerde HDP’li seçmenler, ya sandık başına gitmiyor veya kendilerine en yakın olan partiye/adaya adaya oy veriyorlardı. Fakat bu seçimde 81 ilde de aday gösterildi, her ilde seçim faaliyetleri yürütülecek ve seçimlere girilecek. Bazı illerde HDP’nin seçime katılımı sembolik bir değer taşısa da oy alacak olması HDP’nin genel oy oranını olumlu manada etkileyecek.
Gençlerin etkisi
4. Her seçimde hatırı sayılır miktarda bir genç nüfus oy vermeye başlıyor. Bilhassa bölgede gençlerin önemli bir oranı HDP’ye rağbet ediyor. Özgürlük ve eşitlik vurgulu siyasi dil, gençlerde karşılık buluyor. HDP’ye yönelik birçok eleştirileri olsa da, bu ruh hali onları HDP’ye oy vermeye yöneltiyor. HDP belediyeleri de bunun farkında; bu nedenle gençlere dair çalışmalarında artış var. Birçok kurs (müzik, tiyatro, anadil, yabancı dil, sinema, vb. konularda) açılıyor, spor turnuvaları düzenleniyor, yaz ve kış gençlik kampları organize ediliyor, gençlik kongreleri yapılıyor. Siyasi aktörler her toplantıda gençlerin (ve kadınların) ne denli önemli olduklarının altı çiziliyor. Tüm bunlar gençlerin HDP’ye olan bağlılıklarını artırıyor.
5. HDP, bu seçimlerde yurt dışındaki seçmenlere büyük bir önem atfediyor ve özel bir çalışma yürütüyor. Yurt dışında Kürt ve Alevi vatandaşların sandık başına gitmeleri için onlarla yoğun görüşmeler yapılıyor, onların taleplerini seçim beyannamesine aktarıyor. HDP, yurt dışından 400 bin oy almayı hedefliyor. Böylelikle barajı geçmek için gerekli olan oyun önemli bir kısmını buradan temin etmeyi hesaplıyor.
AKP’yi durdurma
6.HDP, Erdoğan’ı ve AKP’yi durduracak yegâne güç olarak lanse ediliyor. Klasik seçmen kitlesinin dışında HDP’ye gösterilen ilginin asıl sebebi bu. AKP’nin 13 yıldır devam eden ve normal şartlarda bir müddet daha devam edeceği belli olan iktidarı, bazı kesimlerde ciddi bir rahatsızlığa ve öfkeye sebebiyet veriyor. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nefret duyguları besleyen bir kesim de var. Bu kesimler, CHP’nin etkili bir muhalefet yapamamasından mustaripler ve AKP’yi ,/Erdoğan’ı ancak HDP’nin durdurabileceğinin propagandasını yapıyorlar. Onlara göre, Erdoğan’ın Başkan olmasını önlemenin bir tek yolu var, o da HDP’nin barajı aşıp Meclis’e girmesi. Bunun için herkesin HDP’ye destek olması gerektiğini belirtiyorlar, daha önce HDP’den uzak durmuş grupları da -AKP’ye ve Erdoğan’a dur demek için- bu seçimde HDP’ye oy vermeye davet ediyorlar.
HDP ve Demirtaş, medyanın bu ilgisinin sebebinin farkında. Demirtaş, medyanın desteğini devam ettirmek ve büyütmek için seçim kampanyasını tamamen Erdoğan karşıtlığı üzerine bina etmiş durumda. HDP, çözüm sürecinde dahi AKP ile yakın bir ilişki içinde oldukları görüntüsünü vermekten imtina ediyor. Demirtaş her konuşmasında Erdoğan’ı başkan yapmayacaklarının altını çiziyor. CHP’nin 1-2 puan artırmasının veya azaltmasının Türkiye’de herhangi bir değişiklik yaratmayacağını ve Erdoğan’ın yürüyüşünü engellemeyeceğini ama HDP’nin 1-2 puan artırıp Meclis’e parti olarak girmesinin Erdoğan’ın başkanlık hayallerini suya düşüreceğini ve Türkiye’de köklü bir değişiklik yaratacağını ifade ediyor.
Bu politika iç ve dış basın tarafından da destekleniyor. Bilhassa “merkez medya” adıyla maruf medya grupları, Demirtaş ve HDP etrafında bir sempati halesi yaratma gayret ediyor. Keza bir süreden beri AKP ve Erdoğan’a dış bileyen dış basında da, HDP’nin barajı aşmasının Türkiye demokrasisi için önemine işaret eden analizler yayınlanıyor. Denebilir ki HDP geleneği, daha önce sahip olmadığı bir medya desteği ile bu seçimlere giriyor. Tüm bunlar HDP’yi barajı aşma yönünde önemli avantajlar sağlıyor.
Yeni Söz, 14.04.2015
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İktidarın siyasi acizliği
11.07.2025 - Barışı savunmayayım da ne yapayım!
28.06.2025 - Özgür Özel’in İmtihanı
15.06.2025 - Barışa Omuz Vermek
30.05.2025 - Süreç Karşıtlığının Üç Hali
21.05.2025 - PKK’sız Türkiye’ye hoş geldiniz
15.05.2025 - Barış Hepimize İyi Gelecek
29.04.2025 - CHP’nin Kürt Meselesi
21.04.2025 - İmamoğlu Operasyonu ve Çözüm Süreci
15.04.2025 - Niyetlenmemiş Sonuçlar
8.04.2025
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Mustafa MUTLU
Bütün sorun siz kürtlerde. Bu ülke size yaptığı hizmeti Türk milletine yapmadı. Ama siz sadece bu vatana nasıl ihanet ederim onun hesabını yaptınız. Hala da devam ediyorsunuz. Burası TÜRKİYE CUMHURİYETİ toprakları beğenmeyen gidebilir.
Onur Dinçer
Kerem Amed, Ahmet Ay bey Türk değil Kürttür. Dolayısıyla ona "Türk kardeşim" diye hitap etmen yanlış olmuş.
Kerem Amed
Kardeşlik kendi için istediklerini kardeşin için de istemektir. Yoksa kardeşlik bir milletin millet olmasından doğan doğal hukukunu inkar edip sahip olduğu her şeyi gasp etmek değildir. Kendisine annesinin ak sütü gibi helal olan anadilini yasaklayıp onu vahşice asimile programlarına da tabi tutmak değildir. 4500 köyünü yakıp 17 bin insanını faili meçhulllerde yok edip yüz binlercesini işkenceden geçirmek de değildir. Unutmayın ortada bir kardeşlik yoksa bunu biz KÜRTLER değil Türkler yok etti.
Kerem Amed
sayın Müslüman Türk kardeşim, bugün sabah Batmandan Diyarbakıra geldiğinizde sizinle aynı araçtaydık. Bu yazıyı yazdığınızı da araçta telefonla konuşurken kulak misafiri olmuş ve ondan sonra internette araştırıp buldum ve okudum. Doğrusu güzel temennilerle peygamber efendimizin mübarek söylemleri ve kardeşlik şiyarı ile sözlerinize başlamışsınız. Bu çok güzel ve oldukça sevindirici. Emin olun bu devletin ve hükümetin bize dayattığı ne dine ne kardeşliğe ne de insanlığa sığar.