Vahap COŞKUN
Yüzde 10 seçim barajına takılmamak için 2007 ve 2011 seçimlerine bağımsız adaylarla giren Halkların Demokratik Partisi (HDP) 2015’te büyük bir risk aldı ve seçimlere parti olarak katıldı. Bu karar seçim öncesinde çok tartışıldı ve HDP’nin barajı aşıp aşamayacağı en çok merak edilen konu oldu. Çünkü HDP’nin barajın altında veya üstünde yer alması Türkiye siyasetindeki birçok dengeyi doğrudan etkileyecekti. Dolayısıyla siyasi projektörlerin büyük kısmının HDP üzerine tutulması doğaldı.
Seçimler neticelendiğinde HDP’nin büyük bir başarı elde ettiği görüldü. HDP, 2007’de yüzde 5,3 (1 milyon 835 bin 486) ve 2011’de yüzde 6,6 (2 milyon 819 bin 917) oy almıştı. Bu seçimlerde ise HDP’nin oyları muazzam bir artışla yüzde 13.12’ye (6 milyon 054 bin 865) ulaştı. HDP, Türkiye’nin hem doğusunda ve hem de batısında yaşayan Kürtlerin birinci tercihi haline geldi. 14 ilde birinci parti oldu, 26 ilden vekil çıkarttı, 80 milletvekili kazandı. HDP, 1990’da kurulan Halkın Emek Partisi’den (HEP) bu yana legal ve ana akım Kürt siyasetinin en parlak başarısına imza attı. Bunun Kürt siyasetine üç yönlü tesir edeceği söylenebilir:
1.HDP, oylarının çok ağırlıklı bir kısmını Kürt seçmenden aldı. Kürtler oylarıyla HDP’yi Türkiye siyasetinin merkezine yerleştirdiler. Bu tercih, bir taraftan Kürtlerin Türkiye ile beraber yaşama iradelerini gösterirken, diğer taraftan da Türkiye’nin yeniden kurulması talebini içeriyor. Bir başka ifadeyle, Kürtler Türkiye’de birlikte yaşamak istiyor ama eskisi gibi değil. Türkiye’nin “yeni”lenmesi gerekiyor ve Kürtler de bu yenilenme sürecinin asli aktörlerinden biri oluyor.
Silahın meşruiyeti
2. HDP’nin 7 Haziran’da kazandığı zafer, PKK’nin Türkiye’ye karşı yürüttüğü silahlı mücadelenin sorgulanmasını beraberinde getirdi. Aslında daha seçimlerden önce PKK yöneticileri, Türkiye’de silaha başvurmalarını gerektiren şartların kalmadığını ve mücadelenin demokratik araçlarla sürdürülmesi gerektiğine dair beyanlarda bulunmuşlardı. Seçim sonuçları da bunu teyit eder nitelikte.
Gerçekten mevcut durumda PKK/HDP’nin gerek bölgesel ve gerek ulusal düzeyde geniş bir siyaset ve iktidar alanı bulunuyor. HDP’nin parlamentoda güçlü bir grubu ve 80 milletvekili var. İçerden veya dışarıdan bir koalisyonun parçası olma ve dolayısıyla hükümete gelme ihtimalinden söz ediliyor. HDP, 100’ün üzerinde belediyeyi yönetiyor, etkili bir medya ağına ve yaygın bir sivil toplum örgütlenmesine sahip. Ayrıca HDP ile bağlantılı ve sadece bölgeden faaliyet gösteren Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) adında bir başka parti daha bulunuyor.
Yani PKK bugün siyaset alanında birçok enstrümanı elinde tutan devasa bir hareket. PKK’nin iki partisi, medyası, sivil toplum ve lobicilik kuruluşları var. Türkiye’de siyaset kanalları da açık ve PKK siyaseti kullanarak hedeflerine varabiliyor. PKK seçimlerle hükümeti yerinden edebiliyor, bölgesel iktidar kurabiliyor ve hükümet olma şansına kavuşabiliyor. Bütün bu tablo, PKK’nin Türkiye’de silahlı mücadele yürütmesinin meşruiyetini ortadan kaldırıyor.
Bu noktada HDP’nin önemli bir sorumluluğu var. HDP seçim beyannamesinde her şart ve koşul altında demokratik siyaseti savunacağına dair halka bir teminat vermişti. Seçim demokrasiyi ve siyaseti tahkim eden bir netice verdi. HDP bu durumu da gözeterek PKK’ye Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleden vazgeçmesi çağrısında bulunmalı. Her ne kadar PKK, HDP’nin ve Öcalan’ın kendilerine böyle bir çağrıyı yapamayacağını açıklamış olsa da, bu açıklama HDP’nin sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. HDP, sözünün gereğini yerine getirmeli, demokratik siyasetin yanında durduğunu göstermeli ve PKK’ye bu çağrıyı yapmalı.
Güç dengesi
3. HDP’nin başarısı, Kandil’in parti ile olan ilişkilerine, sivil siyaset ile silahlı güç arasındaki güç dengelerine de tesir edecektir. Normalde sivil ve silahlı kanatları olan bir harekette, kitle tabanı genişledikçe ve siyasi temsil büyüdükçe silahlı unsurların geri plana çekilmesi ve sivil aktörlerin daha fazla karar alıcı bir konuma yükselmeleri beklenir.
Ancak PKK’de durum biraz farklı. İki sebepten ötürü Kandil’in iradesinin HDP üzerinde daha bir süre belirleyici olmaya devam edeceği öngörülebilir. Sebeplerden biri tarihseldir. PKK, silahlı bir örgüt olarak kuruldu ve siyasi mücadele buna sonradan eklemlendi. Silah, kurucu bir güçtür; silahlı mücadele siyasi mücadeleden eskidir ve dominant bir karakterdedir. Yıllar içinde katı bir hiyerarşi içinde oluşan bir ilişki ağı söz konusudur. Kısa bir vakitte tüm bu düzeneğin büyük çaplı bir evrime uğraması zor.
Sebeplerden diğeri ise konjonktüreldir. PKK’nin Türkiye’de Hizbullah ile çatışma potansiyeli varlığını koruyor. Suriye’de ise PKK, IŞİD’e karşı bir savaş veriyor. Bu nedenle PKK, Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bitirebilir ama elindeki silahı bırakmaz. Zaten PKK, 7 Haziran’dan hemen sonra yaptığı açıklamada bu tehlikelere işaret etti ve silah bırakmalarının beklenemeyeceğini belirtti. “Daha dün Amed [Diyarbakır] sokaklarında ve başka yerlerde halkımıza silahla saldıranlar ve katledenler varken, Kürt halkının özgür ve demokratik yaşamı için hiçbir güvence yokken PKK'dan silahları bırakmasını beklemek, halkımızın yaşamının ve varlığının celladına teslim etmesini istemek anlamına gelecektir. Bunu da hiç kimse PKK'dan isteyemez ve bekleyemez.”
Elinde silahı tutan PKK, HDP’nin siyasetini tayin etme hakkını da kendine bulur. Nitekim seçimden sonra yaşananlar da bunu kanıtlar nitelikte. Mesela HDP Eşgenel Başkanı Selahattin Demirtaş, seçim akşamı kendilerine “emanet” edilen oylara uygun davranacağını söyledi. Ertesi gün Kandil’den Mustafa Karasu“Emanet oy yoktur. HDP’liler bunu nereden çıkardı anlamıyorum. HDP bunu yanlış değerlendiriyor” eleştirisi geldi ve HDP de emanet oy bahis hemen kapandı.
Demirtaş, AKP ile içeriden veya dışarıdan herhangi bir şekilde destek olmayacakları yönünde kendisini ve partisini bağlayan çok net ifadeler kullandı. Ancak Kandil’den yine ters yönde uyarılar geldi. Muzaffer Ayata ve Murat Karayılan, seçimin bittiğini, yeni bir dengenin oluştuğunu, bu dengede ilkeler düzeyinde mutabakata varılırsa AKP ile de koalisyon yapılabileceğini söylediler. Özellikle Karayılan, AKP ile işbirliğini mutlak bir dille reddedilmesinin kabul edilemez olduğunu ve bunun değişmesi gerektiğini çok açık bir biçimde ortaya koydu. Kandil’in bu tavrı, HDP’nin AKP ile koalisyona kategorik olarak karşı siyasetini değiştirdi ve HDP koalisyon için herkesle görüşmeye hazır olduklarını söylemeye başladı.
HDP’nin yönetime talip olup olmaması konusunda Kandil’de farklı görüşler var. Ayata ve Karayılan belli prensipler dahilinde uzlaşmaya varılması halinde hükümet içinde yer almaya yeşil ışık yakarken Duran Kalkan buna karşı çıktı. Kalkan’a göre, HDP hiçbir koşulda hükümete girmemeliydi, aksi takdirde o da düzen partilerden biri olup çıkardı. Aynı mevzuda Kandil’den değişik sinyaller geldiğinde HDP arada kalıyor ve hangi tercihte bulunursa bulunsun eleştirilere ve uyarılara muhatap oluyor.
HDP’nin Kandil’e karşı kendine alan açması ve kararlarını kendi verebilir hale gelmesi kısa vadede güç. İç ve dış dinamikler de sivillerin elinin güçlenmesini zorlaştırıyor. Uzun vadede ana-akım Kürt siyasetinde sivillerin ön alması birçok faktöre bağlı. Çözüm sürecinin geleceği, Öcalan’ın Kürt siyasetine dair perspektifi ve seçimi, Suriye’deki gelişmelerin seyri, bunlardan bazıları. Ama en önemlisi, HDP ve Demirtaş’ın göstereceği performanstır. Seçim başarısını kalıcı kılmak, sivil olanı askeri olan karşısında ısrarla savunmak ve kendi iradesine sahip çıkmak, uzun olan sivilleşme yolunun kısaltacaktır.
http://www.aljazeera.com.tr/gorus/7-haziran-sonrasi-hdp-ve-kandil
Yazarlar
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025