Vahap COŞKUN
Koalisyon tartışmalarına çok gömüldük. Kimin kiminle masaya oturacağı, hangi partinin hangi partiye yakın olduğu, olası bir koalisyon hükümetinin ne getirip ne götüreceği, yapılacak bir etken seçimde tablonun değişip değişmeyeceği, vb. konulara üzerine odaklanmış vaziyetteyiz. Tüm dikkatler koalisyon hesaplarına, partilerin seçim öncesi ve seçim sonrası siyasetlerine yoğunlaştığından memlekette meydana gelen çok mühim hadiselere de gereken hassasiyeti göstermiyoruz.
Geçen hafta Ankara’da çok önemli bir davanın duruşması yapıldı. Dava, 1990’larda işlenen 19 faili meçhul (!) cinayete ilişkindi. İki kişi çarpıcı açıklamalarda bulundu. Biri ifade veren Mehmet Ağar, diğeri ise tanık olarak bilgisine başvurulan Kutlu Savaş’tı. Başka bir yerde olsa yeri yerinden oynatacak ifşaatlar, biz de çok normal karşılandı. Gazeteler ve televizyonlar üzerinde pek fazla durmadılar, sıradan bir haber gibi geçiştirdiler. Oysa o açıklamalarda ülkeyi cehenneme çeviren karanlık prenslerin kimliğine ve çalışma stillerine dair çok değerli bilgiler vardı.
Ayrıcalıklı sanık
Duruşma Ankara’daydı. Ancak Ağar ifadesini İstanbul’da video konferans yöntemiyle verdi. Şikâyetçi avukatları buna itiraz etti, tepki gösterdi. Ama devlet, 19 cinayetle suçlandığı bir davada dahi Ağar’ı mahkemeye getiremedi ya da getirmedi. Halen kudretli ve ayrıcalıklı olduğunu gösteren Ağar, suçlamaları “hayali” olarak niteledi, kökten reddetti. Faili meçhullerle bir alakasının olmadığını, yasa dışı bir hiçbir emrinin bulunmadığını, mücadelesini yasal sınırlar içinde ve mertçe yaptığını söyledi.
Ağar’a göre, göreve geldiklerinde güvenlik güçlerinin birçok karakoldan dışarı çıkamıyordu. Onların rahat ve güçlü görev yapmaları için olağanüstü şeyler yapılmıştı. Ancak Ağar, bu olağanüstü şeylerin ne olduğu hakkında bilgi vermedi.
Avukatların duruşmada Ağar’a yönelttikleri önemli sorulardan biri, öldürülen Kürt iş adamlarına dairdi. “ Dönemin Başbakanı Tansu Çiller’in ‘Teröre yardım eden iş adamlarını biliyoruz, gereğini yapacağız’ açıklamasından sonra kendisiyle görüştünüz mü?” sorusuna Ağar, “Terörle mücadele konusunda talimatları olmuştur. Teröre destek veren her kesimle mücadele edilmiştir. Ama sizin kastettiğiniz gibi olaylar hiçbir zaman söz konusu olmamıştır” diye yanıtladı.
İşadamlarının ölüm listesinden çıkmak için devlet görevlilerine yüklü miktarlarda para verdiklerine dair iddiaları ise Ağar kategorik olarak yalanladı. “Şiddetle reddederim. Böyle bir şeyi teklifte bulunmayı bırakın hediye dahi göndermezler. Böyle bir para toplansaydı işadamları bana yakındı, gelir söylerlerdi. Kesinlikle böyle bir şey olamaz.”
Devlet bilgisinde cinayet
Ağar’ın söylediklerini dinler ya da açıklamalarını okurken, insan aklına ve hafızasına hakaret edildiği hissine kapılıyor. Belki o dönemleri yaşamayanlar Ağar’ın söylediklerinde bir parça doğrunun olduğunu düşünebilirler. Ama biz o günleri yaşadık. İnsanların sokak ortalarında infaz edildiklerini, beyaz Torosların caddelerde Azrail gibi dolandığını, Kürt işadamlarının bir bir yok edildiklerini gördük. Herhangi bir sebeple karakola düşenlerden umut kesildiğine, bir toplumun sistematik işkenceden geçirildiğine, milyonlarca köylünün topraklarından koparılıp sefil bir hayata mahkûm edildiğine tanık olduk. Bu nedenle Ağar’ın daima hukuk içinde hareket ettiğine dair beyanı hiçbir şekilde gerçeklere tekabül etmiyor.
Kutlu Savaş’ın tanıklığı da bunu teyit eder nitelikte. Savaş, dönemin Başbakanlık Teftiş Kurulu Başkanı idi. Ünlü Susurluk Raporu onun kaleminden çıkmıştı. Savaş’ın tanıklığı, Ağar’ın iddialarını hepsini tek tek çürütüyor. Ağar “Her şey hukuka bağlı kalarak yapıldı” diyor ama Savaş bambaşka bir resim çiziyor: “Kamu kurumlarının görevlerini çok zorlayarak, aşırı faaliyetlerle sınırlarını aştıklarını gördüm.” Savaş, o dönemde işlenen cinayetlerin devletin bilgisi altında işlendiğini belirtiyor:
“Devlet o dönem işlenen cinayetlere ses çıkartmadı. Öyle uygun görüldü. Anadolu’da işlenen cinayetlerde sınır aşıldı, batıdakilerde ise durum daha farklıydı. Dönemin Başbakanı Çiller’in ‘Teröre yardım eden işadamlarının listesi elimizde var’ açıklamalarıyla olaylar başladı. Bu konuşmayla farklı algılar oluştu. Ölümler başladı.”
Ölüm listesinden çıkmak
Ağar, ölüm listelerinden çıkartılmak için işadamlarından para alınmasının kesinlikle mümkün olmadığını belirtiyor ama Savaş’ın tespitleri çok farklı: “Listede olduğunu öğreneneler soluğu Ankara’da aldı. Ciddi miktarda para hareketleri olduğunu öğrenmiştik. Arşivde bunların hepsi var. Cinayetler için Emniyet’in elindeki silahlara gerek yoktu. PKK’lıların üzerinden çıkan silahların kayıtları yoktur ve bunlar cinayete uygun silahlardır.”
Savaş, Kürtlerin ta baştan beri bildiği ve her zaman dillendirdiği bir gerçeğin altını çiziyor: Faili meçhuller aslında faili meçhul değildi. “Faili meçhul cinayetlerin devletin bilgisinde olduğunu yazdım. Terörle mücadele adı altındaki faili meçhul cinayetler, devletin bilgisi dâhilinde yapılmış faaliyetler var. İsimleri bile bilinmektedir. Neden faili meçhul deniliyor anlamıyorum.”
Patron Ağar
Ağar’ın bu süreçteki rolü hakkında ise Savaş’ın söyledikleri sarsıcı: “Patron Mehmet Ağar’dı. Herhangi bir emniyet müdüründen çok daha etkili ve yetkiliydi. Ağar’ın bir örgütünden bahsediliyor. Bu örgütü, Ağar’ın bağlı olduğu İçişleri Bakanı duymamış. Başbakan, Cumhurbaşkanı duymamış. MİT’in haberi yok. MGK üyelerinin, askeri istihbaratın haberi yok. Eğer bu doğru ise Ağar’a madalya verilmeli. Böyle bir şey mümkün değil. Herkesin bilgisi vardı, herkse bir şeyleri takdir etti. En azından uygun gördü. En azından ses çıkartmadı. Kamu görevlileri ipin ucunu kaçırdı. Bu, en azından zımnen tasdik edildi.”
Demirel, devletin bazı durumlarda rutin dışına çıkabileceğini söylemişti. Devletin rutini, hukuktur. Rutinin dışına çıkmak, hukukun dışına çıkmaktır. Hukuk devre dışı bırakıldığında ise, devletin bir suç şebekesine dönüşmesi işten değildir.
1990’ların Türkiye’sinde devlet, her kademesiyle suça bulaşmıştı. Devlet görevlileri ve onların emri altında çalışanlar, en ağır suçları gözlerini kırpmadan işliyorlardı. Çünkü yaptıklarından dolayı dokunulmayacağından eminlerdi. Aksine işledikleri suçlar, onlara maddi ve manevi birçok kazanç sağlıyordu. Ağar, bu mekanizmanın başat aktörüydü. Onun oynadığı rol, en ince ayrıntısına kadar ortaya konulmalı. Başta Emniyet Genel Müdürlüğü olmak üzere devletin bütün arşivleri sahici ve sıkı bir şekilde araştırmalı. Bunun Türkiye için hayati bir değere sahip olduğuna şüphe yok. Çünkü Ağar’ın geçmişi aydınlatabilirse, Türkiye tarihindeki birçok sır perdesi aralanacaktır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025