Vahap COŞKUN
2 Mart 1994’te Meclis’te bir darbe yapıldı. Darbenin muhatabı da, mağduru da ve ne yazık ki faili de Meclis’ti. Meclis önce DEP’lilerin dokunulmazlığını coşkuyla kaldırmış, ardından da onların polislerce hırpalanmasını seyre dalmıştı. Rahmetli Orhan Doğan’ın başının bastırılarak polis minibüsünün içine zorla sokulması, mıh gibi çakılmıştı zihinlere. Aslında tahkir edilen ve teslim alınan Doğan değildi. Milli irade gasp edilmiş, Doğan’ın şahsında tüm seçmenler aşağılanmıştı.
Tarihe “kara bir leke” olarak geçen bu gasp eylemi, Türkiye’de zaten zayıf bir ses çıkarmakta olan demokrasinin çanına ot tıkamıştı. Parlamento, dertlere çare aranan bir mekân olmaktan çıkmıştı. Kendi üyelerine bile sahip çıkamayan ve dahası üyelerini kendi eliyle kurban veren aciz bir kurum kimliğine bürünmüştü. Siyaset itibardan düşmüş, şiddeti savunanların prestiji yükselmiş ve ateşin harı yükselmişti.
1994 Darbesi ile siyasetin devre dışı bırakılması, meseleyi daha da komplike bir hale getirmiş ve çözümü güçleştirmişti. Herkesin bu olumsuz deneyimden bir ders çıkarması beklenirdi. Ancak 2011’de Oslo Görüşmelerinin başarısızlıkla neticelenmesinden sonra dokunulmazlıkların kaldırılması bir kez daha gündeme taşındı. Bazı BDP’li vekillerin PKK’lilerle kucaklaşma fotoğraflarının basına yansıması üzerine, o zaman Başbakan olan Erdoğan BDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması için çalışacaklarını söyledi. Neyse ki kısa bir süre sonra çözüm süreci başladı da Türkiye bir kez daha utanç verici görüntülere tanık olmadı.
DEVLETİN ALIŞKANLIKLARI
Ancak anlaşılan devlet, alışkanlıklarından kolaylıkla vazgeçmiyor. Başındakilerin kimliği değişse de devletin tavırları süreklilik arz ediyor, medet umduğu mekanizmalar değişmiyor. Dokunulmazlık mevzuu da öyle. Ne zaman Kürt meselesinde şiddetin ateşi yükselse, ne zaman devletin başı sıkışsa ilk akla gelen, siyasilerin dokunulmazlığını kaldırmak oluyor.
Şimdilerde yine benzer bir süreçten geçiyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan dokunulmazlığın kaldırılmasını isteyenlerin başında geliyor yine. Suudi Arabistan dönüşü konuya değindi ve “Dokunulmazlıkların kaldırılması suretiyle başlayacak süreç, inanıyorum ki terörle mücadele açısından ülkemizdeki havayı da olumlu yönde etkileyecektir” dedi.
Kürt meselesindeki bütün bir tarihi tecrübeyi ve birikimi yadsıyan tamamen yanlış bir bakış bu. Dokunulmazlıkların kaldırılması havayı olumlu yönde değiştirmez, tam tersine berbat kılar. Çünkü Kürt meselesi siyasidir ve siyasilerle çözülür. Siyasi aktörler güçsüz olabilirler, yanlış yapabilirler, limitleri zorlayabilirler. Lakin bunların hiçbiri onların siyasi alanın dışına sürülmesini haklı kılmaz.
MAĞDURİYET VE ŞİDDETİN MEŞRULAŞTIRILMASI
Etnik karakterli ve silahlı mücadeleyi benimseyen bir hareketin zamanla siyasi bir kanat oluşturması son derece değerlidir. Devlet -buna engel olmak bir yana- bunu sürekli teşvik etmelidir. Eksiklerine, hatalarına, sınırı zorlayan davranışlarına siyaseten cevap üretmelidir. Siyasi hareketi yasaklamak, ona ceza vermek, onu meşru hattın ötesine itmek daima iki sonuç üretir:
İlki, bu muameleye tabi tutulanların kendini daha fazla mağdur hissetmesidir. Mağduriyet, siyasi hareketin hatalarının üstünü örter ve taraftarlarının onu serinkanlı bir şekilde değerlendirme olanağını ortadan kaldırır. Haksızlığa uğramışlık duygusu, bir taraftan yanlışları unutturur ve onları sorgulanmaz kılar, diğer taraftan ise talepleri keskinleştirir ve kenetlenmeyi artırır.
İkincisi ise, şiddetin devamını gerekçelendirmesidir. Şiddetin meşrulaştırılmasını kolaylaştıracağı için siyasi liderler demokratik yolları tıkamaktan kesinlikle uzak durmalıdır. Onlara düşen siyasi kanalları tıkamak, milletvekillerine dokunmak değil, seçenekler üretmektir.
Yazarlar
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025