Vahap COŞKUN
Müzakere masası her çöktüğünde film tekrar başa alınır. Silahların konuşmaya başlamasıyla demokratik çözümden bahsetmek zorlaşır. Siyasetin yol açıcılığına dikkat çekenlere kötü gözle bakılır, cebri metotları savunanların yıldızı parlar. Makul sesler kısılır, her taraftan “sonuna kadar gidelim” diyenler prim yapar.
Daha önce duymadığımız herhangi bir laf çalınmaz kulaklara. Tarafların dilinden aynı nakaratlar dökülür. PKK her beyanatının içine bol miktarda “halk”, direniş”, “özgürlük”, “savaş”, “demokratik” vb. kavramlar katar. Keskin bir dille devrimin yakın olduğunu söyler. Zaferin eli kulağındadır. Geçici sıkıntılara takılmamalı ve bireysel kayıpların üzerinde çok durulmamalıdır. Güzel günlerin eşiğine kadar gelinmiştir. Büyük resme bakılmalı, tüm yapılıp edilenleri meşrulaştıran hedefe odaklanılmalıdır.
Devlete gelince, o da evvela “Kürt meselesi yoktur” plağını koymakla başlar mesaisine. Aynı kişi olsa da artık “Kürt sorunu benim sorunumdur”diyen Cumhurbaşkanı gider, onu yerini “Kürt sorunu yoktur, kimse bize yutturmaya kalkmasın”diyen Cumhurbaşkanı alır. Mevzu bahis olan bir terör sorunudur, bu kez terörün beli kesin olarak kırılacaktır, PKK’nin işi bitirilecektir. “En son terörist” etkisiz hale (!) getirilinceye ve silahlar tamamen bırakılıncaya kadar mücadeleye devam edecek ve dert kökünden halledilecektir.
EZBER BOZMAK
Türkiye’nin son otuz yılı bu bilindik laflarla, üstlenilmiş rollerle ve hoyrat tavırlarla geçti. Hiçbir neticeye de varılmadı. Ezberden şaşmama hali, her seferinde sorunu yeniden üretti ve ipin daha da fazla dolaşmasına hizmet etti. Oysa çözüm, ezberi bozmaktan geçiyor.
Peki, kim bozacak ezberi? Ya da ilk kim bozmalı? Herhalde çözümü üretmekle mükellef olan kimse, o. Yani, devlet. Çünkü devlet halka karşı bir sorumluluk taşır ve bunun gereği de çözüm için alternatifler yaratmaktır. Halk, gidip PKK’nin kapısını çalamaz, çalsa ve karşılık bulmasa ona bir müeyyide de uygulayamaz. Ama kendi eliyle işbaşına getirdiği devlet yetkililerinden hesap sorabilir ve bittabi çözümü ondan bekler.
Devlet çözüm bulmak zorunda ve bu çözüm de sonuna kadar savaşmak veya çatışmak olmaz, olamaz. Çünkü gerçekte bundan bir çözüm çıkmaz. Devlet, en son model teknolojik silahları kullanabilir, askeri imkânlarını azamileştirebilir, sokağa çıkma yasağı ve ötesinde sıkıyönetim de ilan edebilir. Bunlarla askeri üstünlük sağlayıp PKK’yi köşeye de sıkıştırabilir ama çözüme ulaşamaz. Çözüm için devletin ortaya siyasi bir proje koyması gerekir.
KÜRTLERİN HAKLARINI PKK’YE BAĞLAMAK
Bugüne kadar devlet Kürtlerin haklarını hep PKK meselesiyle irtibatlı ele aldı. Devlet PKK silahlı mücadeleye devam ettiği müddetçe adım atmaktan imtina etti. Kürtlerin meşru hak taleplerini PKK ile müzakerelerde bir pazarlık unsuruna indirgedi. Bir nevi Kürtlerin haklarını PKK’ya bağladı. Her tanıma, PKK’nin bunu dillendirmesinden sonra ve daima geç kalarak gerçekleşti. Böylece onlar da devletin hesabına değil PKK’nin kâr hanesine yazıldı.
Bugün devlet, kendini bu yanlıştan arındırmalı. Velev ki PKK hiç silah bırakmadı? Ne yapacak devlet? Mesela, kamu okullarında anadilde eğitim hakkını tanıyacak mı, tanımayacak mı? Âdem-i merkeziyetçi bir idari sistemi kabul edecek mi, etmeyecek mi? Kültürel haklar alanındaki eksiklikleri giderecek mi, gidermeyecek mi? Kapsayıcı bir vatandaşlık anlayışı geliştirecek mi, geliştirmeyecek mi?
Çatışma ortamının varlığı bu sorulara cevap verilmemesini gerektirmez, bu taleplerin ertelenmesini haklı kılmaz. Eğer yine“Önce güvenliği sağlayalım, PKK’yi halledelim, sonra bakarız ” denilirse, kırk yıllık yanlışlık tekrarlanmış olur. Devlet siyasi programını kamuoyuna sunmalı ve Kürtlere ne önerdiğini netleştirmeli. Daha fazla gecikmeden!
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025