Vahap COŞKUN
Meclis’te grubu bulunan dört parti, 2007 seçimlerine “yeni bir anayasa” vaadiyle girdi. Lakin seçimlerin akabinde somut bir adım atılmadı. 201’de de partilerin halka verdikleri sözün başında “yeni anayasa” geliyordu. Meclis’te sandalye sayılarına bakılmaksızın her partinin eşit temsil edildiği bir komisyon kuruldu. İki yılın sonucunda Komisyon, 60 madde üzerinde kısmı de olsa bir mutabakata vardı, ancak daha ötesine gidilmedi. Anayasa başka bir bahara kaldı.
Geldik, 2015’e. Bu yıl içinde yapılan iki genel seçimde de partiler yine “yeni anayasa” taahhüdüyle halkın kapısını çaldılar. 1 Kasım’dan sonra parlamentoda tekrar bir komisyon oluştu. Fakat peşrev faslından sonra CHP birtakım gerekçelerle (ilk dört maddenin değişmezliğinin kabulü, AKP’nin başkanlık önerisini çekmesi, öncelikle 12 Eylül yasalarının değiştirilmesi) komisyondan çekildi.
ÖN ALMAK
Dört partinin uzlaşmayla anayasa yapma macerası başlamadan sona erince Başbakan Davutoğlu ön aldı. Partisinin bir-iki aylık bir zaman dilimi içinde anayasa taslağını hazırlayacağını ve kamuoyuna sunacağını açıkladı. Davutoğlu’na göre hem halkın anayasa beklentisini karşılamak, hem halka verilen sözü tutmak ve hem de iktidarın yeni anayasa konusundaki kararlılığını ve samimiyetini göstermek için anayasa taslağının yazımını bir an önce başlamak gerekiyordu. İşi daha fazla geciktirmenin bir yararı yoktu.
İktidarın taslak yazmada iki önemli avantajından bahsedilebilir: İlki, ciddi bir anayasa müktesebatının varlığıdır. Türkiye’de anayasa tartışmaları çok eski. Mer’i 1982 Anayasası yürürlüğe girdiği günden beri eleştirilere ve değişim taleplerine muhatap oluyor. Arşivde hemen her kesimin düşüncelerini yansıtan birçok anayasa teklifi bulunuyor. 2011’den sonra kurulan Uzlaşma Komisyonu da iyi bir deneyim oldu. Orada da gerek sivil toplumdan, gerek bireylerden çok sayıda taslak ve öneri geldi. Keza dünyada da son çeyrek yüzyılda yeni anayasacılık hareketleri baş gösterdi ve yeni anayasalar yazıldı. Bu itibarla bir bilgi sorunu yok.
İkincisi, ortada partiler arası bir komisyonun yokluğudur. Yazım noktasında AKP’nin elini rahatlatan bir durum bu. Artık AKP’nin önünde kendi ideal anayasa metnini yazmasını engelleyecek bir bariyer yok. AKP, diğer partilerin sınırlarını gözetmek zorunda değil. Bir pazarlık söz konusu olmadığı için rakiplerinin duruşuna göre esneme zorunluluğu bulunmuyor. Kendi hikâyesini yazabilir. Tasavvur ettiği toplumu tartışmaya açabilir.
Önemli bir hareket serbestîsi sağlayan bu vaziyetin AKP için gerek olumlu, gerek riskli bir tarafı var. Olumlu yanı; kendi metnini toplumun önüne getirmekle inisiyatifin iktidara geçecek olmasıdır. Yazılı bir metnin varlığı, tartışmaları sağlıklı bir zemine oturtur; yersiz töhmetleri zayıflatır, iktidarın doğru yerden eleştirilmesini olanaklı kılar.
DAĞ, FARE DOĞURMASIN
Anayasa tartışmalarında direksiyon AKP’nin eline geçer. İktidar hem eleştiriler ışığında önerisini revize edebilir, hem de diğer partileri pozisyonlarını belirlemeye zorlar. Böyle bir tartışmada diğer partilerin tek başına başkanlığa karşı olduklarını açıklamakla yetinemezler, nasıl bir parlamentarizm tahayyül ettiklerini de izah etmeleri icap eder. Misal, kendi sistemlerinde Cumhurbaşkanının yetkilerinin ve seçilme usulünün (halk tarafından mı, parlamento tarafından mı seçileceği) ne olacağını ortaya koymak mecburiyetinde kalacaklardır.
Riske gelince; elini kimsenin tutmadığı bir vasatta yazılacak bir metin, AKP’nin idealini yansıtır. Onun özgürlük hayalinin sınırını gösterir. Demokrasiye dair ufkunu tayin eder. AKP artık bu metin üzerinden değerlendirmeye tabi tutulur. Özgürlük ve demokrasi çıtası yüksek bir metin, anayasa için gerekli toplumsal desteği sağlamamakta bir manivela işlevi görür. Fakat “dağ, fare doğurttu” dedirtecek, maslahatçı veya minimalist bir metin ise AKP’nin sırtına bir kambur olarak yapışır.
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025