Vahap COŞKUN
Bir vekilin dokunulmazlığını kaldırmak, hukuki olmaktan ziyade, siyasi bir tavırdır. Dokunulmazlıkların ele alınmasını sağlayan, hukuki gereklilikler değil, genellikle siyasi gündemin tesiridir. Bu da tabiatıyla birtakım siyasi neticeler doğurur.
Türkiye’nin yakın tarihinde en sıkıntılı dokunulmazlık süreci 2 Mart 1994’te yaşandı. Emniyet güçleri Meclis’te darbe yaptılar ve henüz müzakerelerinin devam ettiği bir esnada DEP milletvekillerini yaka paça gözaltına alındılar. Dokunulmazlığı kaldırılan vekiller, on yılı aşkın bir süreyi cezaevinde geçirdiler.
O günlerde bu yapılanı yanlış bulan, fakat bugünlerde dokunulmazlığın hararetli savunucusuna dönüşen bir kesim var. Geçmişte bu kesim, hukuk ihlali yapılarak vekillere dokunmanın memleketin hayrına olmadığını, milli iradeye saygı gösterilmesi gerektiğini, demokrasinin bir tolerans rejimi olduğunu, halkın temsilcilerine tahammül eşiğinin çok geniş tutulması gerektiğini yazıp çiziyorlardı.
‘SURDA GEDİK AÇMAMAK’
Hâlihazırda ise tamamen farklı bir noktalardalar. Dokunulmazlığını kaldırmanın Meclis’in namus meselesi haline geldiğini, halkın iştiyakla bunu beklediğini, dokunulmazlığa aykırı bir tavır takınanın halkın karşısına çıkamayacağını, vs. belirtiyorlar.
Bilmeyen de her mevzuda halkın görüşüne pek değer verdiklerini sanır. Mesela, halk dört bakanın da Yüce Divan’a gönderilmesini istiyordu. Ama şimdilerde dokunulmazlığın kaldırılmasını amansız bir şekilde savunanlar, o dönemlerde “surda gedik açmamak lazım” deyip halkın talebine kulaklarını kapatmakta bir beis görmemişlerdi.
Vekillere –daha doğrusu HDP’li vekillere- dokunmak taraftarı olanlara göre, bugün ile 1994’ün koşulları çok farklı. Dolayısıyla o gün ortaya çıkan menfi tablo bugün için geçerli olmaz. Aynı kanıda değilim. Elbette şartlar değişti. Elbette köprünün altından çok sular aktı. Lakin ister 1994’te olsun ister 2016’da, bir vekile kelepçe takmanın rahatlıkla izah edilebilir bir tarafı yok.
Hele bugünkü konjonktürde! Dış dünyada giderek yerleşen bir “otoriter” algısı var. Vekillerini içeri tıkan bir Türkiye görüntüsü, bu algıyı çıkmayacak bir damgaya dönüştürür. Bundan dolayıdır ki Başbakan, yargıdan ülkenin iyiliğini düşünerek hassasiyetle hareket etmelerini beklediklerini ifade ediyor. Oysa yargı çok parçalı, dolayısıyla bu beklenti de çok naif!
Siyasi mücadele, siyasi mekanizmalarla yapılır. Doğru olan budur. Dokunulmazlıkları kaldırmak, aslında siyasi bir hesabı hukukla görmek, siyaseten yanlış olduğu düşünülen bir davranışın cezasını hukuku araç kalarak kesmek anlamına gelir. Birçok bakımdan yanlıştır bu:
İlki, vekilleri cezalandırmak, onları hapse tıkmak onların temsil ettiği siyasi çizgiyi zayıflatmaz, tersine daha güçlü kılabilir. 1994’ten bugüne kadar izlenen seyir bu manada önemli bir veri sayılır.
İkincisi, bir siyasi hareketin temsilcilerinin gayri hukuki metotlarla tasfiye edilmesi her zaman bir mağduriyet yaratır. Siyaset alanın dışına itelenenler, kitlelerinin gözünde haksızlığa maruz kalmış kişiler olarak değerlendirilir. Bu mağduriyet hissi, kitlenin daha fazla kenetlenmesine yol açar. Kitle kendini bir varlık-yokluk davası içinde görmeye başlar, bu da siyasi aktörlere yönelik eleştirel yaklaşımı zayıflatır, onların yanlışları sorgulanmaz kılar.
Üçüncüsü, bir bütün olarak demokrasinin tahribi ve siyasetin işlevini yitirmesidir. Sorun çözmek için güçlükle inşa edilmiş bir pencerenin kapatılması, siyaseti iş göremez hale getirir. Demokratik mekanizmalar körelir, talepler ve eleştirilerin dile getirileceği zeminler aşınır ve hatta zemin kayması yaşanır. Gerilim yükselir ve şimdilerde tanık olduğumuz üzere Meclis’te bile fikirler değil yumruklar hükümran olmaya başlar.
Meclis, bu hataya düşmemeli, kendi eliyle kendi ayağına sıkmamalı, kendini siyaseten sakatlamamalıdır. Topal bir Meclis’in kimseye bir faydası dokunmaz!
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- İktidarın siyasi acizliği
11.07.2025 - Barışı savunmayayım da ne yapayım!
28.06.2025 - Özgür Özel’in İmtihanı
15.06.2025 - Barışa Omuz Vermek
30.05.2025 - Süreç Karşıtlığının Üç Hali
21.05.2025 - PKK’sız Türkiye’ye hoş geldiniz
15.05.2025 - Barış Hepimize İyi Gelecek
29.04.2025 - CHP’nin Kürt Meselesi
21.04.2025 - İmamoğlu Operasyonu ve Çözüm Süreci
15.04.2025 - Niyetlenmemiş Sonuçlar
8.04.2025
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Nihat Taştan
adalet sarayları; dün topyekun saraylılara hizmet ediyordu. bu gün de "saraylılar" renk değiştirerek sarayları yönetiyor ve sömürmeye devam ediyorlar.... treni değiştirmekle yönü ve istasyonları değişmiyor topyekun İNKILAP gerek.