Vahap COŞKUN
Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması AKP’de yapısal bir sorun meydana getirdi. Tabii lider Erdoğan’dı. Fiili idare de Erdoğan’ın uhdesindeydi. Lakin Anayasa gereği Erdoğan ile AKP arasındaki hukuki irtibat kesilmişti. Partiye hukuken nezaret edecek birine ihtiyaç vardı. Böylelikle partide biri fiili, diğeri hukuki olmak üzere iki iktidar odağı meydana geldi.
Yeni bir durumdu bu. Gül’ün döneminde parçalı bir iktidar fotoğrafı oluşmamıştı. Gül kendi sınırlarına sadık kalmış ve partinin içine müdahil olmaktan uzak durmuştu. Erdoğan’ın yöntemi ise farklıydı. Halk tarafından seçilen ilk Cumhurbaşkanı olan Erdoğan güçlü bir demokratik meşruiyete sahipti. Partiden elini çekmek gibi bir niyeti de yoktu. Aynen Başbakanlığında olduğu gibi hem hükümeti, hem partiyi beraber yönetmekten vazgeçmedi.
Bu, bir krizdi. Davutoğlu’nun tarzı krizi daha da derinleştirdi. Davutoğlu kendini salt hukuki mecburiyeti yerine getirmekle mükellef gören ve bunun ötesinde etliye sütlüye karışmayan bir aktör olarak konumlandırmadı. Tatbikata kendi üslubunu yedirmeye çalıştı ve “gerçekten” Başbakanlık yapmaya niyet etti. Bunun son tahlilde bir kırılma yaratmama ihtimali yoktu. Nitekim şedit bir kırılma yaşandı ve Davutoğlu’na görevden el çektirildi.
DAVUL VE TOKMAK
22 Mayıs’ta AKP’nin yeni bir genel başkanı olacak. Soru şu: “Peki, Davutoğlu ve ekibinin tasfiye edilmiş olması ortalığı süt liman kılacak mı?” Büyük bir olasılıkla, o makama Davutoğlu’ndan daha az iddialı, daha “uysal” ve limitleri zorlamayacak biri oturacak. Acaba bu, AKP’deki iki başlılığı bitirecek mi?
Zannetmiyorum. Erdoğan ile çok daha uyumlu birinin AKP’nin başına gelmesiyle sorun bir süreliğine ertelenebilir ama bütünüyle ortadan kalkmaz. Çünkü yapısal bir arıza var ortada. Mevcut hal devam ettiği müddetçe, vazife kime tevdi edilirse edilsin, bir süre sonra sürtüşmelerin meydana gelmesi engellenemez. Siyasetin doğasında bu var.
Bugün AKP’de Başbakan adayları için en fazla öne çıkan özellik “sadakat”; kim ne kadar sadık olduğunu ispat ederse o kadar makbul olur. Genel Başkan olmaya soyunan herkes bir sadakat testinden geçecek. Bana göre, bu testi geçip genel başkanlık sıfatı teslim edilen kişi, ister aileden biri ya da ister mutlak biat etmiş biri olsun uzun erimde netice değişmez. O da zamanla nefes alabileceği ve sözünü geçirebileceği bir alan inşa etmeye çalışır.
Sonuçta başkasının boynundaki davulu çalmanın da bir sınırı vardır. Davulu boynunda taşıyan biri, tokmağın başkasının elinde olmasına ancak bir yere kadar tahammül gösterir. Bir noktadan sonra artık o da inisiyatifi ele almak ister ve kendi sesinin duyulmasına çabalar.
BEKA SORUNU
Bu da her zaman aynı çatı altında bir iktidar mücadelesine davetiye çıkarır. Mücadele önce yumuşak başlar ve kısmen kontrol altında tutulur. Ancak belli bir eşik geçildikten sonra mücadelenin şiddeti artar ve artık olan biteni gizlenemez olur. Tarafları birbirine bağladığı varsayılan bağlar gevşer ve ipler bir yerden sonra kopar. Mücadelenin başından itibaren daha fazla güç tahkim etmiş olan karşıdaki(leri)ni alt eder. Muzaffer olan iktidar tahtına oturur, mağlup(lar) ise ya köşesine çekilir veya bir sonraki kapışma için güç berkitmeye koyulur.
Yakın tarihte ANAP ve DYP bu cendereden geçti. Bakmayın siz AKP taraftarlarının “Biz ANAP veya DYP değiliz”demelerine, şu anda AKP’deki öykü de bundan çok farklı değil. “Zaten Reis her şeye hâkim; ona tabi olacak ve herhangi bir müşkülat çıkarmayacak birini getirelim, yeter!” fikrinden başarılı bir netice çıkmaz.
Kısacası Erdoğan –sadece fiili olarak değil- hukuki olarak da AKP’nin dümenine geçmediği sürece kavga bitmez. Bu itibarla, iktidar şemasının yeniden tanzimi ve iktidarın tek merkezde toplanmasının AKP için bir beka sorunu olduğu söylenebilir. “Partili Cumhurbaşkanı” tercihinin ağırlık kazanması da bu çerçevede değerlendirilmelidir.
Yazarlar
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025