Vahap COŞKUN
Kürt meselesi, bir nevi, kaçırılmış fırsatlar tarihidir. Çözüm birçok kez kapıya kadar geldi, ama kimi vakit gereken cesaret gösterilmediği, kimi vakit de basiret bağlandığı için çözümün kapıdan içeri girmesi sağlanamadı. Taraflar bazen güçlerini abarttı, bazen şartları yanlış okudu ve her seferinde çözüm bir kez daha elden kaçtı.
2013-2015 yılları arasında devam eden 2.5 yıllık son süreç, hiç şüphesiz, memleketin yakın zamanlarda sahip olduğu en iyi hikâyeydi. Ne yazık ki onun sonu da mutlu bitmedi.
Süreç devam ederken dile getirilen bir endişe vardı. Buna göre, sürecin demokratik bir şekilde neticelendirilmesi için azami gayret sarf edilmeliydi. Eğer süreç akamete uğrar ve çatışmalar yeniden alevlenirse;
* Çatışmalar eskisinden çok daha şiddetli olacak ve
* Çatışmaların form değiştirip kırsaldan şehir merkezlerine kayacaktı.
Maalesef son bir yılda, bahse konu endişe misliyle gerçekleşti. PKK, savaşı şehirlere taşıdı. Binlerce insan hayatını kaybetti. Yüzbinlerce insan göç etmek mecburiyetinde kaldı. Kentler yerle yeksan oldu. Bölgede ekonomi çökme noktasına geldi. Psikoloji ve sosyal doku bozuldu. Siyasi hak alanı daraldı. Hukuki standartlar geriledi. Yani her açıdan büyük bir fatura çıktı.
Çıkmaz yola sürüklenmek
Ne yazık ki henüz çatışma ortamından çıkmış değiliz. Bombalı saldırılar, askeri operasyonlar bütün hızıyla devam ediyor. Bununla birlikte çatışma sahnesinde bir perde kapandı. Önümüzdeki günlerde tekrar denenmeye çalışılır mı bilinmez ama şimdilik şehir savaşları bitti. Doğal olarak bir muhasebe yapılıyor ve “PKK, neden bu yola girdi?”sorusuna yanıt aranıyor.
Hayati niteliği haiz bu suale cevap teşkil etme iddiasını taşıyan iki teori var: İlki, PKK’nin tuzağa düştüğü yönünde. Buna göre PKK, devletin kurduğu oyunu göremedi. Hendeklere, bir plan-program dâhilinde değil, bilinçsiz ve hazırlıksız bir şekilde düştü. Devlet organize bir şekilde sahadan çekildi, PKK’nin kendini “hâkim güç” olarak görmesini sağladı, birtakım ayak oyunlarıyla PKK’yi bu çıkmaz yola sürükledi. Kudret sarhoşluğuna kapılan PKK, devletin kurduğu kapanı fark etmedi ve kendini bir anda çatışmanın içinde buldu.
İkincisi ise, PKK’nin çatışmaya zorlandığı iddiasında. Buna göre, PKK’nin çatışmaya dair bir niyeti, çalışması ve hazırlığı bulunmuyordu. Devlet, sahadaki bazı pratikleriyle (7 Haziran öncesinde Ağrı-Diyadin’deki operasyon, Diyarbakır’da HDP mitinginde patlayan bomba, kale-kol yapımları, baraj inşaatlarına hız verilmesi, vb.) PKK’yi savaşa davet etti. “Zorlanma” teorisini savunanlar bu noktada kendi aralarında ikiye ayrılıyor:
* Kimi, devletin ısrarlı davetine rağmen PKK’nin buna icabet etmeyebileceğini belirtiyor. Bunlara göre, PKK bu davete kulaklarını tıkamayı becerebilmeliydi. PKK’nin en büyük hatası, devletin savaş çağrısı karşısında soğukkanlılığını kaybetmesi ve daveti tez canlılıkla kabul etmesiydi.
* Kimi de, devletin çatışmayı tahrik eden tavrı karşısında PKK’nin başka bir çaresinin kalmadığını ifade ediyor. Buna göre, bütün çıkışları kapatan devlet PKK’yi bilerek savaş meydanına itti ve çatışmaya icbar etti. PKK’nin başka türlü davranabilme ihtimali yoktu.
Kararlar ve sonuçları
Her iki teori de belli bir popülariteye sahip. Epey destekçisi ve alıcısı var. Lakin ben, bu teorilere katılmıyorum.
İlk olarak, Ortadoğu gibi zorlu bir coğrafyada 40 yıldır ayakta kalan, her geçen gün büyüyen ve küçük bir silahlı örgütten devasa bir yapıya dönüşen PKK’den söz ediyoruz. Böylesi bir çizgi herhangi bir konuda bir adım atarken kılı kırk yarar kolaylıkla tongaya basmaz. Yoksa Ortadoğu ateşinde varlığını sürdüremez, yanar gider.
Siyasi/askeri hareketler/liderler kendilerine bir hat çizerler. Menzile vardıklarında, bunu siyasi/askeri dehalarının enginliğine yorarlar. Başarısız olduklarında ise topu ve sorumluluğu başkalarına atarlar. Mesela Erdoğan –Gülen Cemaati, çözüm süreci, Suriye, vb. birçok konuda “Kandırıldım” dedi. İlginç olan, Erdoğan “Kandırıldım” dediğinde bundan bir mizah malzemesi çıkaranlar, nedense PKK’nin kandırıldığına veya tuzağa düşürüldüğüne gönül indirmeye pek meyilli durmaları.
Oysa gerçekte bir kanma ve kandırılma durumu yok. Ne Erdoğan kandırıldı, ne de PKK. Zamanında Erdoğan’a tüm bu konularda gerekli eleştiriler ve uyarılar yapıldı. Keza PKK’ye de, hendek işinde, gittiğin yolun yol olmadığı defaten söylendi. Lakin onlar, siyasetin çemberinden defalarca geçmiş aktörler olmalarına güvenerek, kendi bildiklerinden şaşmadılar, bazı kararalar verdiler ve şimdi de verdikleri bu kararların neticeleriyle yüzleşiyorlar. Olan-biten bu.
Hesaplı kitaplı tercih
İkinci olarak, PKK’nin çatışmaya mecbur kaldığı tezi de gerçeklerle örtüşmüyor. 7 Haziran’da HDP muazzam bir başarı elde etti. Bir kader anıydı bu; halkın siyasetin belirleyici olması gerektiğini istediğini haykırıyordu. Karar makamında olan PKK’ydi ve PKK’nin silahları geri çekip siyaseti öne çıkarmasının önünde hiçbir engel yoktu.
Daha önce birçok kere dile getirdim. Bir kere daha hatırlatmanın zararı yok. 8 Haziran’da PKK yönetimi çıkıp “Halkımızın seçimlerde verdiği mesajı aldık. Meselenin demokratik araçlarla çözülmesine dair iradesine saygı gösteriyoruz. Türkiye’ye karşı silahlı mücadeleyi bitiriyoruz/durduruyoruz” minvalinde bir açıklama yapsaydı, devlet ne yapabilirdi? Velev ki devlet çatışma istiyor olsun, böylesi kesin ve kararlı bir siyasi duruş karşısında, devletin bütün çatışma potansiyeli absorbe edilmiş olmaz mıydı?
Fakat PKK bunu yapmadı, tam tersi bir yol tutturdu. Bana göre, PKK’nin “kandırıldığı”, “tuzağa düştüğü” veya “mecburiyetten ötürü” savaştığını söylemek, PKK’nin kurumsal aklını ve hafızasını küçümsemek olur. PKK, birtakım hesaplardan hareketle şehir savaşını tercih etti.
Bir sonraki yazıda bu tercihin altında yatan hesaplara değineceğim.
Yazarlar
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025