Vahap COŞKUN
AKP’nin iktidar döneminde Gülen Cemaati’ne verdiği destek, 15 Temmuz’dan sonra gündeme taşınan en önemli mevzulardan biri. Hemen her tartışmada Erdoğan’ın “Ne istedilerse verdik” sözü hatırlatılıyor ve Gülen Cemaati’nin palazlanıp devleti çepeçevre saran bir ağa dönüşmesinde AKP’nin hatalı, kabahatli ve dahi suçlu olduğuna işaret ediliyor. Dolayısıyla Gülenistlerin kanlı bir darbeye kalkışacak gücü bulmalarında en büyük sorumluluğun AKP’de ve tabi ki Erdoğan’da olduğu hükmüne varılıyor.
Tamamen haklı bir değerlendirme ve yargı değil bu. Çünkü meselenin birden çok boyutu var. Memleket 14 yıldır AKP tarafından yönetiliyor. Eğer bir örgüt, mevcut hükümeti alaşağı edecek bir kalkışmaya cüret edecek bir kuvvete erişmişse, elbette bunun hesabı evvela bunca yıldır hükümette olanlardan sorulur. Öncelikle onların bir özeleştiride bulunmaları gerekir.
Nitekim Erdoğan da özeleştiriden kaçınmadı. Hükümet dönemlerinde, gerçek yüzünü göremedikleri bu örgüte birçok yardımda bulunduklarını belirtti. Gülenistlerin bu derece büyümesinde kendi yanlışları olduğunun altını çizdi. 15 Temmuz’da kıyametin kapısından dönen milletten özür diledi. Ve ortaya çıkan tablodan ötürü hem Allah’tan, hem de milletten kendilerini affetmelerini istedi.
Kendini koruma refleksi
Peki, buraya nasıl gelindi? Erdoğan’ın ve AKP’nin bu tehlikeyi görmelerini engelleyen neydi? Gülenistlerin devlete el koyacak kadar dallanıp budaklanmalarını sağlayan dinamikler nelerdi? AKP açısından bakıldığında başlıca iki noktaya temas edilebileceğini düşünüyorum:
İlki, siyaset dışı odakların türlü tacizlerine maruz kalan AKP’nin kendini koruma refleksiydi. 2002’de tek başına hükümet koltuğuna oturan AKP, müesses nizamın indinde meşru bir güç olarak kabul görmedi. Sandıktan hükümetin anahtarını alan, ama her daim şüpheyle yaklaşılan ve bu itibarla gerçek iktidar olmasına izin verilmemesi gerek bir parti vardı. Genç subaylar rahatsızdı, yargı alesta bekliyordu, ana-akım medyada hazımsızlık vardı.
İçinde bulunduğu menfi şartlar karşısında AKP, varlığını devam ettirmek ve bastığı zemini tahkim etmek adına hem içte, hem de dışta ittifak arayışlarına girdi. Dışta AB çıpasına tutundu. Ardı ardına çıkan reform paketleri bir yandan Türkiye’de demokratik standartları yükseltirken, diğer yandan da AKP’ye dış dünya nezdinden itibar ve meşruiyet temin etti.
İçeride ise AKP, bürokrasiyi dönüştürmeye soyundu. Kendine yakın, güvenebileceği bir bürokrasiyi inşa etmeye çalıştı. Gülen Cemaati için bu, büyük bir fırsata denk düşüyordu. Zira elindeki insan malzemesiyle bu işe en hazır yapı, onlardı. Uzun yıllardır yaptıkları yatırımların semeresini alacak bir vasat doğmuştu. Fırsat iyi değerlendirildi; bürokrasinin yeniden dizaynında ve klasik bürokratik direncin kırılmasında Gülen, AKP’nin müttefiki haline geldi.
Dönüm noktası
2007, bir dönüm noktasıydı. AKP seçimlerden büyük bir zaferle çıktı. Artık bu partinin kalıcı olduğu kesinlik kazanmıştı. Keza normal şartlar altında daha uzun yıllar iktidar makamında oturacağı da belliydi. Cari rejim, bütün mühimmatıyla AKP’ye saldırı başlattı. Cumhuriyet mitingleri sokağın, 27 Nisan Muhtırası ordunun, 367 kararı ve kapatma davası da yargının AKP’yi teslim alma hamleleriydi.
AKP, dört bir yandan kuşatılmışlık hissediyordu. Ölüm-kalım savaşı derinleşiyordu ve AKP hayatta kalmak için Gülen’in uzattığı ipe daha çok sarılmak mecburiyetinde kalıyordu. Türkiye demokrasisi, askeri ve yargısal tahakkümden mustaripti. Gülen Cemaati, bu vesayet mihraklarının yıkılması için hükümetin yanında duruyor ve koçbaşı işlevi görüyordu. Böylelikle Gülenciler bir taraftan sivil toplumda daha geniş hareket alanı buldular diğer taraftan da mensupları devletin kılcal damarlarına daha fazla yerleşir oldular.
Mahalleyi toptan “iyi” saymak
İkinci, Erdoğan’ın “biz”e, kendi mahallesine biçtiği değer ve artık yanlış olduğu su götürmez olan anlamdı. Siyasal kutuplaşmanın süreklilik kazandığı bir ortamda Erdoğan, aynı mahalleden geldiğini düşündüklerinin önünü açtığı takdirde partisini de emniyete alacağının hesabını yaptı. Aynı anlam dünyasını paylaştığını zannettiği grup, cemaat ve şahısları koruyup kolladı. Liyakati paranteze aldı, kendisine benzeyenleri önemli mevkilere oturttu.
Çünkü ona göre, alnı secde görenden zarar gelmezdi. Zamanında onu, Gülen Cemaati hakkında uyaran -yakın çalışma arkadaşları dâhil- çok fazla kişi oldu. Lakin o, “ehli kıble”nin yanlış yapmayacağına fazla itimat ettiğinden, bu uyarılara fazla itibar etmedi. Mesela İlker Başbuğ, Genelkurmay Başkanı olduğu dönemde Erdoğan’ı Fetullahçı örgütlenme hakkında uyardığını ancak Erdoğan’ın kendisine “Komutanım siz bunları çok abartıyorsunuz” diye cevap verdiğini anlatıyordu.
Sonrasında olaylar daha hızlı aktı. 2012’de MİT’e baskın yapıldığında ve Hakan Fidan üzerinden içeri alınmak istendiğinde Erdoğan artık yanıldığını anlamıştı. “Biz”e kattıkların, “öteki” olarak kodlandıklarından çok daha büyük bir tahribata yol açabileceğini görmüştü. Ne var ki artık iş işten geçmişti.
Ezcümle Erdoğan, Cemaat’i yoğun saldırılar karşısında sığınılacak bir liman gördü. Ayrıca onları, topyekûn bir bakışla zarar vermeyecek bir “biz” düşüncesinin için yerleştirdi. Bu da Gülenistlerin devlet içindeki egemenlik sahalarını gün be gün büyüttü. Bir noktadan sonra başlayan kavga da 15 Temmuz’u doğurdu.
Şüphesiz, bunlar Erdoğan’a ve AKP’ye mazeret teşkil etmez ya da onların sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Fakat bunları göz önünde bulundurmadan vakayı anlamak da mümkün olmaz.
Kaldı ki bu madalyonun AKP’ye bakan tarafı. Bir de madalyonun diğer siyasi partileri ilgilendiren tarafı da var.
O da bir sonraki yazıya kalsın.
Yazarlar
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025