Vahap COŞKUN
“AKP’nin yedek lastiği”
“Hükümetin ikiz kardeşi”
“AKP’nin muhalefetten sorumlu genel başkan yardımcısı”
“İktidarın değneği”
“Erdoğan’ın kurtarıcısı”
“AKP’nin bastonu” ve daha niceleri…
Tüm bunlar, CHP ve HDP sözcülerinin, MHP ve Bahçeli’ye layık gördüğü sıfatlar. Bahçeli’nin, AKP’yi Başkanlık önerisini Meclis’e getirmesi ve meselenin halkın hakemliği ile çözülmesi çağrısı yapmasından sonra, CHP ve HDP’de sinirler tavan yaptı. Her iki partinin tahkir ifadelerindeki doz arttı ve Bahçeli’ye karşı kullandıkları dil çatallaştı.
CHP ve MHP’ye göre, Bahçeli 2002’den beri AKP’ye örtülü bir destek veriyor. AKP’nin başı dara girdiğinde, MHP hemen onun yanında bitiyor ve AKP’yi içine girdiği müşkül halden çekip çıkarıyor. Bahçeli’nin başkanlık mevzuunda yaptığı çıkış da bunun yeni bir örneği. Artık AKP bile başkanlıktan elini yıkamışken, MHP bir dal uzatıyor ve AKP’nin sönmüş heveslerini yeniden harlıyor. Yani MHP, çok ihtiyaç duyduğu bir vakitte yine AKP’nin imdadına yetişiyor ve hiç yeri değilken sistem tartışmasını AKP’nin isteğiyle örtüşür bir şekilde gündemin ilk sırasına yerleştiriyor.
Cumhurbaşkanlığı sıkıntısı
CHP ve HDP’nin Bahçeli’ye ve MHP’ye dair bu okumalarının çok sathi olduğu kanısındayım. MHP’nin AKP’yi dertten beladan kurtarmak ve elini rahatlatmak için böyle bir girişimde bulunduğunu düşünmek siyasettin doğasına aykırı. Bahçeli’nin söylediklerine bütünlük içinde bakıldığında iki husus öne çıkıyor:
İlki, Bahçeli’nin mevcut pozisyonunu muhafaza etmesidir. İki noktada Bahçeli milim kıpırdanmadı. Biri, sistem tercihidir. Diğeri de Erdoğan eleştirisidir. Bahçeli, her şeyden önce, kendisinin ve partisinin parlamentarizmden taraf olduğunun altını çiziyor. Başkanlığa karşı parlamenter sistemin savunusunu yapıyor.
Keza Bahçeli, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın anayasal hudutları ihlal eden yönetimi biçimine karşı duruyor. Bahçeli’ye göre içinde bulunulan coğrafyada ateş yanı sarmış durumda. Hem ülke hem de bölge çok ciddi bir sarsılmanın eşiğinde. Hal böyle iken devletin en üst katının yasalara aykırı bir tavır içine girmesini eleştiriyor ve bunun ülke güvenliği için ciddi bir zaaf oluşturduğunu ifade ediyor.
İkincisi, fiili durumun açmazlarına işaret etmesi ve AKP’yi bu konuda şeffaflığa davet etmesidir. Her ne kadar CHP sözcüleri aksini iddia etse de, Türkiye’de sistem Cumhurbaşkanının konumuyla ilintili bir sıkıntı içinde. Çünkü:
a. 1982 Anayasası daha baştan itibaren klasik bir parlamenter rejim olarak kurgulanmadı. Anayasa, Cumhurbaşkanına -gerektiğinde halk iradesinden çıkan hükümete karşı bir vesayet odağı olarak işlev görebileceği- büyük bir kaftan biçti.
b. 2007’de Cumhurbaşkanın doğrudan halk tarafından seçilmesini öngören bir değişiklik yapıldı. Böylelikle Cumhurbaşkanı, Anayasada kendisine tanınan yetkilere ek olarak, bir de seçim yoluyla demokratik bir meşruiyet elde etti ve daha da güçlü bir konuma erişti.
c. Erdoğan’ın yönetim üslubu, yönetim katındaki buhranı daha da göze batırır hale getirdi. İki yıllık tecrübe gösterdi ki, Cumhurbaşkanı yetkilerini en son zerresine kadar kullanıyor ve kendince yorumlayarak anayasal sınırları aşmaktan çekinmiyor. Hükümet politikalarını doğrudan tayin ediyor. “Tarafsızlık” kavramına pek değer atfetmiyor, kurucusu olduğu partinin her meselesiyle (teşkilatlanma, parti kurullarının belirlenmesi, milletvekili seçimi, vb.) detaylı bir şekilde alakadar oluyor. AK’nin akıbetine dair nihai kararları o veriyor.
Açık çek
Velhasıl Türkiye’de çözülmedikçe büyüyen bir yönetim problemi söz konusu. Siyaset ise, sorun çözmek için var. Partilerin vazifesi sorunların varlıklarını kabul edip çözümleri için alternatifler geliştirmek. Bahçeli de bunu yaptı ve bir inisiyatif aldı. AKP’ye “Madem sistemi değiştirmek istiyorsun, teklifini getir. Meclis’te yeterli sayıya ulaşır ise halka sorarız. Halkın vereceği cevaba göre meseleyi bir hal yoluna kavuştururuz” dedi.
Burada AKP’ye sunulmuş bir açık çek, “Ne yaparsan yap, arkandayız” bir ima yok. Bahçeli, Erdoğan’ın yapıp ettiklerini tasvip etmiyor, ama onun bu şekilde davranmasını mümkün kılan çerçeveyi görüyor. Meseleye gözlerini kapatmıyor, “Şimdi sırası mı?” deyip sorunu halının altına süpürmüyor “Ortada bir dert var, gelin bunu halledelim” çağrısında bulunuyor. Bu çağrının birbiriyle bağlantılı iki neticesi olacağını düşünüyorum:
Birincisi, AKP’nin bir anayasa ve başkanlık teklifi yapmaya mecbur kılınmasıdır. Kamuoyuna sunulacak olan anayasa önerisi, AKP’nin Türkiye tahayyülünü gösterir. Hak ve özgürlüklerin düzeni, denge ve denetlemenin mekanizmaları, yerel yönetimlerin statüsü, vatandaşlığın tarifi, güçler ayrılığının tanzimi ve benzeri hayati meselelerde AKP’nin nasıl tasavvura sahip olduğu ortaya koyar. Niyetler veya ön yargılar üzerinden değil somut bir metin üzerinde tartışma yapılacak olması, siyasetin sağlığı için önemli.
MHP’nin kurduğu oyun
İkincisi, AKP’nin anayasa ve başkanlığı halkın önüne tek başına götürebilecek bir sandalye gücü yok. CHP ve HDP de, başkanlığa kategorik olarak karşı olduklarını açıkladıklarına göre, AKP’ye referandum için MHP’nin omuz vermesi gerekir. Bu denge, AKP’yi anayasa yazımında MHP’nin hassasiyetlerini gözetmeye zorlar.
MHP’nin ise uzun bir süredir eli açık vaziyette, şartları belli: “İlk dört madde tartışılmayacak, Türklüğe dokunulmayacak, anadilde eğitime geçit verilmeyecek, eyaleti/federasyonu çağrıştıran hiçbir düzenleme yapılmayacak.” Eğer AKP 330’u bulmak için bu şartları olduğu gibi metnine geçirirse, MHP cirminden fazla yer yakmış olur.
Ezcümle “MHP, AKP’nin payandasına dönüştü” demek, bir ezberdir, bir kolaycılıktır, gerçeğe de tekabül etmez. MHP, kendi sözüne azami derecede değer kazandırdı, 40 milletvekili ile dördüncü parti olmasına karşın kendi politik doğrultusunu Meclis’e kabul ettirebilme ihtimali olan bir oyun kurdu.
CHP’nin ama özellikle HDP’nin bundan çıkaracağı çok ders olsa gerek…
Yazarlar
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025