Vahap COŞKUN
İktidar çevrelerinin Kürtlerin sessizliğini HDP’ye keskin bir sırt dönüş olarak yorumlamalarının gerçeğe denk düşmediğini belirtmiştim bir önceki yazıda. Zannımca bu çevrelerin bir yanılgısı daha var: Halkın ses çıkarmamasını, kendi yaptıklarının onaylanması biçiminde değerlendiriyorlar. Nitekim iktidara yakın gazetelerde yapılıp edilenlerden halkın ne denli mesut ve bahtiyar olduğuna dair haber ve yorumlar eksik olmuyor.
Oysa bu haber ve yorumlar, sahadaki gerçekliği yansıtmıyor. Kürtler, PKK’nin silahı tekrar devreye sokmasına, barikatlarına ve hendeklerine rıza göstermedi. Savaşı şehirlere taşımasını reddetti. Doğru. Ama bu, AKP’nin çözüm sürecinden elini ayağını çektikten sonraki söylem ve uygulamalarının Kürtlerce tasvip edildiğini de göstermiyor. Aksine hükümetin giderek sertleşen diline ve eylemlerine karşı derinden derine işleyen bir tepki var. İleri zamanlarda AKP’yi zora sokacak bu sessiz tepkinin başlıca iki kaynağından söz edilebilir:
Şirazeden çıkmak
1. PKK ve HDP’ye dönük eleştirilerin odağında siyaseti muhafazada gerekli ihtimamı göstermemeleri bulunuyordu. Halk gerek bölgesel düzeydeki “iktidar” ve gerek ulusal düzeydeki “temsil” imkânının sonuna kadar kullanılmasını ve elden geldiğince genişletilmesini arzu ediyordu. Öyle ki bir daha şiddetin sözü edilmesin!
HDP’ye görülmemiş seviyedeki desteği mümkün kılan bu duyguydu. Muazzam bir siyasi ağırlığa erişilmişti; dolayısıyla PKK ve HDP’den istenen demokratik mekanizmalara daha fazla yatırım yapmalarıydı. Fakat PKK ve HDP -dört gözle beklenen bu tavrın yerine- siyaseti berhava edecek bir rotaya saptılar. Kürtler de arzuları dışında önlerine konan bu rotayı kabul etmediler. Ve memnuniyetsizliklerini de yapılan çağrılara kulaklarını kapatarak açığa vurdular.
Şimdi ise siyasi sahanın AKP tarafından daraltılmasına tanık oluyorlar. Hükümet, belediyelere kayyumlar atıyor ve seçimle kazanamadığı koltukları -olağanüstü halin verdiği ölçüsüz güce dayanarak- ele geçiriyor. Milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıyor. Yetinmiyor, gece yarısı operasyonlarıyla bütün milletvekillerini gözaltına alıyor ve hapishaneye gönderiyor. HDP ve DBP’nin teşkilatlarına arka arkaya operasyonlar düzenliyor, yöneticilerini derdest ediyor. İş o kadar şirazesinden çıktı ki, PKK’nin hendeklerine açıktan karşı çıkan ve “Hendekler, barikatlar bir çözüm olmaz. Çıkar yol demokratik siyasettedir” diyen 74 yaşındaki Ahmet Türk’ün bile eline kelepçe vurabiliyor.
Ezcümle hükümet de hâlihazırda siyaseti elinin tersiyle itmiş vaziyette. Kürtlerin kahir ekseriyetin, hükümetin bu tercihine prim verdiği -veya vereceği- kanısında değilim. Soru basit: PKK ve HDP’nin siyasetten uzaklaşmasına kırmız kart gösteren Kürtler, AKP’nin siyasi alanı tasfiye etmesini neden benimsesinler? Siyaset sahip çıkmadıkları için PKK ve HDP ile arasına bunun için mesafe koyan Kürtler, şimdilerde siyasete yüz çeviren AKP’ye neden yüz versinler?
Bana göre Kürtler, PKK ve HDP’nin yanlışlarına tavır aldıkları gibi AKP’nin yanlışlarını da tavırlılar. Daha somut söylemek gerekirse; Kürtler nasıl PKK’nin umutlarını çukurlara gömmesine karşı durdularsa AKP’nin de Demirtaş’ı, Anlı’yı, Türk’ü alıp cezaevine tıkamasını da kabul etmediler. Sessizlik, kimseyi yanıltmamalı ve bir tasdik olarak okunmamalı. Zira Kürtler, daha önce müteaddit kereler tecrübe ettikleri ve sadra şifa vermeyeceğini gayet iyi bildikleri bu tür iptidai hareketlere prim vermezler.
Buharlaşan Kürt meselesi
2. Aslında Kürtlerin başına gelen büyük bir talihsizlik. Onlar her vesileyle meselenin hallini siyasette aradıkça, maalesef onların oy verip desteklediği iki parti -bazen eş zamanlı ve bazen farklı dönemlerde- siyaseti çok rahatlıkla dışlayabiliyor.
Bugünlerde AKP siyaseti paranteze almış bulunuyor. Sorunlara tamamen “asayiş” gözlüğü ile bakıyor, siyasi çözüm perspektifini kaybetmiş gözüküyor. Artık AKP cenahında Kürt meselesinden bahseden birine rastlanmıyor. Ne anadilden eğitimden söz eden var, ne âdem-i merkeziyetçilikten, ne vatandaşlığın yeniden tanımlanmasından. Siyasi çözüm uzak durulması gereken kavrama dönüşmüş, kimse ağzına almıyor. Varsa yoksa “terörle mücadele”! Etrafta “ezer geçeriz, vurur kırarız, bitiririz”den başka bir laf duyulmuyor. Çoktan tedavülden kalkması gereken “Son teröriste kadar imha edeceğiz”hamaseti tekrar vizyonda ve pek revaçta.
Sanki bir Kürt meselesi yok! Sanki memleketin bu kadim sorunu bir anda buharlaştı. Ve sanki Kürtler birdenbire hidayete erip bütün taleplerinden vazgeçti.
AKP bu hilaf-ı hakikate bel bağlayabilir ama Kürt meselesi kanlı canlı orta yerde duruyor. Çünkü Kürtlerin dağlarda, cezaevlerinde, yurtdışında çocukları ve onlara kavuşmayı bekliyorlar. Çünkü Kürtlerin haklı talepleri var ve onların tanınmasını istiyorlar. Silahın hangi yolla devre dışına çıkarılacağını, taleplerinin hangi ölçüde karşılanacağını, ortak bir yaşamın çerçevesinin nasıl çizileceğini bilmek ve duymak istiyorlar.
Siyaset dışı güzergâh
AKP, şimdilerde bu sorulara hakkında tek bir kelime etmiyor. Arada bir cılız bir sesle “PKK ile değil Kürt kardeşlerimizle konuşacağız” diyor ama bunun da neye tekabül ettiği meçhul. En basitinden sözü edilen “Kürt kardeşlerimiz” kim? Mesela PKK’nin tabanını oluşturan kesimler bu kardeşlerin içinde mütalaa ediliyor mu? HDP saflarında duranlara “kardeş” gözüyle bakılıyor mu? Altı çok çizilen “birlik” onları da kapsıyor mu? Yoksa onların her halükarda kapı dışında tutulmamaları mı öngörülüyor?
Tüm bu sorulara müspet cevap üretebilmek ancak siyasetle mümkün olabilir. AKP’nin mevcut sorunu da bu; her şeyi şiddete ve PKK’ye endekslemiş durumda. AKP siyaseti bir kenara itmiş, halkla siyasi bir dille konuşmayı bırakmış, meselenin halini asker ve polise devretmiş bir görünüm sunuyor. Bir siyasi çözüm ve gelecek tasavvuru içermeyen bu yaklaşım, geçmişte de Kürtlerden onay görmedi, gelecekte de görmeyecek.
Bu itibarla AKP siyaset dışı bir güzergâhta ısrar ettiği müddetçe, PKK ve HDP ile yaşanan burukluk, bu burukluğu yaşayan kesimlerin AKP ile yakınlaşmaları sonucunu doğurmayacak.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025