Vahap COŞKUN
Temmuz 2015’de çözüm sürecinin rafa kaldırılmasıyla birlikte, Türkiye’de çok sayıda bombalı saldırı yapıldı. Sürecin ardından PKK savaşı şehir merkezlerine taşıdı. “Devrimci halk savaşı” adını verdiği strateji uyarınca birçok kentte hendekler kazdı, barikatlar kurdu ve sokakları patlayıcılarla döşedi.
İkili bir gaye güdülüyordu bu hamleyle. Biri, halkın bir kısmını arkasına alıp devlete karşı bir ayaklanma tablosu sunmaktı. Diğeri ise, devletin bu atağa haddinden fazla sertlikte bir refleks göstermesini ve böylelikle çok sayıda sivil ölümüne sebebiyet vermesini sağlamaktı. Dünyada zaten IŞİD’e destek olduğundan bahisle Türkiye aleyhine oldukça şiddetli rüzgârların estirildiği bir dönemdi. Buna bir de “katliamcı devlet” algısı eklenebilirse, rüzgârlar fırtınaya dönüşecek ve Türkiye’nin bu fırtınanın önünde durması güçleşecekti.
Ancak, çözüm sürecine -- yani sorunun demokratik siyaset içinde çözülmesine -- büyük destek veren Kürtler, PKK’nin bu çatışma tercihini kabul etmediler. Hendeklerin ve barikatların arkasında durmadılar. Yapılan çağrılara itibar etmediler. Yani PKK’nin arzuladığı güzergâha girmeyi reddettiler.
“Artık yeter” duygusunu zorla radikalleştirmek
PKK’nin hendekten beklediği çıktıları elde edebilmesi, halkın en azından bir bölümünün hendeklere arka çıkmasıyla mümkün olabilirdi. Ancak halktan böyle bir destek gelmeyince PKK’nin stratejisi çöktü. Uzun süren bir mücadelenin ardından hendekler kapatıldı, barikatlar kaldırıldı, PKK’nin silâhlı unsurları kent merkezlerinden çıkarıldı.
Bunun üzerine PKK taktik yeniledi; önüne hedef olarak çatışmaları ülkenin batısına kaydırmayı koydu. Metropollerde güvenlik güçlerinin ve sivillerin hedef alındığı çok sayıda saldırı gerçekleştirdi. Temmuz 2015 ile Aralık 2016 arasındaki zaman diliminde PKK 80 adet intihar eylemi gerçekleştirdi. Bu saldırılarda 265 kişi hayatını kaybetti, 1460 kişi de yaralandı.
PKK saldırılarının içte ve dışta birçok amacı var. İki tanesini özellikle vurgulamak lâzım. İlki, ülkeyi destabilize etmek. PKK ardarda bombalar patlatarak kamuoyunda bir endişe, korku, çaresizlik ve ümitsizlik duygusunun hâkim olmasını arzuluyor. Büyük şehirlerdeki saldırılarla kimsenin kendini güvende hissetmemesini ve ülkenin yönetilemediği düşüncesinin kökleşmesini istiyor. İktidar ile muhalefetin karşı karşıya gelmesini, toplumsal ve siyasal düzeyde kutuplaşmanın derinleşmesini hedefliyor.
İkinci amaç ise, etnik bir ayrıştırma zeminin yaratılması. Üzerinde en hassasiyetle durulması gereken de bu. Kalabalık meydanlarda sivillere yönelmenin, Kayseri gibi milliyetçi ve muhafazakâr hissiyatın yüksek olduğu yerlerde kanlı eylemler yapmanın gayesi çok açık: Kürtleri hedef tahtasına oturtmak. PKK “Artık yeter” duygusunu radikalleştiren eylemleriyle, Kürtlere dönük bir toplumsal öfke yaratmak ve/ya büyütmek istiyor. Zira bu öfke taşar da Türkler ve Kürtler bir şekilde karşı karşıya gelirlerse, kaotik bir hal her yere egemen olur ve bütün ülke bunun altında kalabilir.
Nitel dönüşüm
PKK’nin ağırlıklı olarak bombalı eylemler gerçekleştiren bir örgüt haline gelmesinde birçok faktörün rol oynadığı söylenebilir. Meselâ Ortadoğu’daki keşmekeşin PKK’ye uygun bir ortam yarattığına değinilebilir. PKK’yi bilhassa ABD ile kurduğu ilişkinin cesaretlendirdiği belirtilebilir. Türkiye’nin Batı ile ilişkilerinin kötü seviyelerde seyretmesinden ötürü Türkiye’ye dönük eylemlerin Batı’dan çok tepki çekmeyeceği düşüncesinin PKK’de güçlü olmasının altı çizilebilir.
Bunların hepsinin belirli ölçülerde doğruluk payı taşıdığı teslim edilmeli. Ancak daha köklü bir neden var; bu da PKK’nin nitel bir dönüşüm yaşamasıdır. Geçenlerde Cengiz Kapmaz önemli bir noktaya dikkat çekti. PKK’nin Türkiye’de yarı-konvansiyonel bir gerilla örgütüne dönüşemediğini yazdı (http://serbestiyet.com/yazarlar/cengiz-kapmaz/savas-degil-ihmal-kayiplari-kacinilmaz-degil-onlenebilir-zayiat-744509).
Afganistan’daki Taliban, Kolombiya’daki FARC, Suriye’deki IŞİD gibi yarı-konvansiyonel gerilla mücadelesi düzeyine ulaşabilmiş örgütleri ayırdeden birtakım özellikler bulunur: Bunlar kalıcı olarak alan tutarlar; şehir merkezlerini uzunca sürelerle ellerine geçirirler; orduyu -- egemenlik iddiası taşıdıkları -- toprakların dışına çıkarırlar. Bu tür örgütler kendilerini gizlemezler; cephesi belirsiz bir savaşın içine girmezler.
EYP’ler ve bombalar
Kırk yıla varan tarihinde PKK, Türkiye’de hiçbir dönem böyle bir örgüt vasfını kazanamadı. Kapmaz’ın ifadesiyle, “yürüttüğü savaşa bir derinlik kazandıramadı, savaşta yaratıcı taktik hamleleri geliştiremedi. Çünkü devletin etkili mücadele gücüyle karşı karşıya kaldı.” PKK 2015’teki şehir savaşı stratejisinde de umduğunu bulamayınca tamamen bombalı eylemlere ağırlık veren bir niteliğe büründü. Bu da TAK isminin ön plana çıkmasını kaçınılmaz kıldı.
Kapmaz’ın bahsettiği iki çalışma (Necdet Özçelik, PKK ve Bombalı Araç Saldırıları, SETA; Oktay Bingöl, PKK ve El Yapımı Patlayıcılar, Merkezi Strateji Enstitüsü), mücadelenin seyrinin değiştiğini gösteriyor. Bu raporlara göre, PKK’nın kayıplara sebebiyet veren saldırıları dört grupta ele alınabilir: Bombalı saldırılar; el yapımı patlayıcılarla yapılan saldırılar; karakol baskınları; güvenlik güçleriyle arazide çatışmalar. 2014’ten bugüne kadar olan dönemde, güvenlik güçlerinin kayıplarının yüzde 90’ına, bombalı araçlarla ve el yapımı patlayıcılar ile gerçekleştirilen saldırılar yol açıyor.
Dolayısıyla 1990’lardaki gibi karakol baskınları, arazideki sıcak temaslar ve diğer silahlı saldırı türleri, PKK bakımından artık etkili eylem türleri oluşturmuyor. PKK en büyük zararı el yapımı patlayıcılar ve bombalı saldırılarla (araçlı saldırılar ve intihar eylemleri) veriyor. PKK’nin giderek intihar saldırıları ve bombalarla özdeşleşmesinin ardında da bu yatıyor.
Bombalı saldırıların ürettiği sonuçlara bir sonraki yazımda değineceğim.
Yazarlar
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025