Vahap COŞKUN
Irak Anayasası 2005 yılında yürürlüğe girdi. Anayasanın 140. maddesi, merkezi hükümet ile Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (KBY) arasında ihtilafa konu olan bölgeleri düzenliyordu. Tartışmalı bölgeler (a) Musul ve ona bağlı Sehil Ninova, Şihan, Hamdaniyye, Tilkef, Zummar, Sincar, Kerkük ile (b) Salahaddin vilayetine bağlı Tuzhurmatu ve (c) Diyala’ya bağlı Hanekin, Mendeli ve Bedre’yi kapsıyor/du. 140. madde, Kerkük ve diğer tartışmalı bölgelerde vatandaşların iradesini belirlemek için önce bir normalizasyon sürecini; akabinde nüfus sayımı ve halk oylamasının yapılmasını; çıkacak sonuca göre de bu bölgelerin ya Bağdat’a ya Erbil’e bağlanmasını hükme bağlıyordu.
Ancak 2007 yılında bu hüküm uygulanmadı ve kadük hale geldi. Üzerinden on yıl geçmesine rağmen tartışmalı bölgelerin akıbeti bir netliğe kavuşmuş değil, ama bu süre zarfında önemli hadiseler yaşandı. Haziran 2014’te IŞİD Musul’a saldırdı. Irak ordusu hiçbir direnç göstermeden şehri bırakıp çekildi. Bunun üzerine Kerkük’ün güvenliği Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne (KBY) bağlı güçler tarafından sağlanmaya başlandı. KBY, şehri terk eden merkezi hükümet güçlerinin bir daha Kerkük’e gelmelerine müsaade edilmeyeceğini ilan etti.
Kerkük, İl Meclisi tarafından idare ediliyor. Meclisin çok geniş yetkileri var. 41 kişilik Meclisin 26 üyesi Kürt, 9 üyesi Türkmen ve 6 üyesi de Arap. Kentin valisi Necmettin Kerim, Talabani’nin Kürdistan Yurtseverler Birliği’nden geliyor ve 2011 yılından beri bu vazifeyi (kent valiliğini) yürütüyor.
Kerim, bu yılın 14 Mart’ında Kerkük’teki tüm devlet kurumlarına Irak bayrağının yanı sıra KBY bayrağının da asılmasına karar verdi. Kerkük İl Meclisi 28 Mart’ta toplandı. Türkmen ve Arap üyelerinin boykot ettiği toplantıda 26 Kürt üyenin oyuyla Kerim’in kararı onaylandı. Meclis bir adım daha attı ve Kerkük’ün KBY’ye bağlanması için referandum yapma kararı aldı.
Kriz ve muhatapları
Bayrak ve referandum kararları ortamı gerdi ve bir siyasi krize neden oldu. Krizin başlıca üç tarafı vardı: Kerkük İl Meclisi, Erbil ve Bağdat. Kerkük İl Meclisi, geri adım atmadı ve hem bayrak ve hem de referandum kararlarının arkasında durdu. Irak Parlamentosu’nun Kerkük’te resmî binalara sadece Irak bayrağının çekilebileceği kararı almasına rağmen, Kürdistan bayraklarını indirtmedi.
KBY, Kerkük İl Meclisi’nin aldığı kararlardan -- doğal olarak -- memnuniyet duydu. KBY’deki bütün Kürt partileri arasında kısa bir süre önce bağımsızlık referandumuna dair varılan mutabakat, burada daha da perçinlendi. Bütün partiler Kerkük’e bayrak asılması kararını destekledi. Ama Kürdistan yönetimi bir yandan da yükselen tansiyonu düşürmeye çalıştı. İki mesaj verdi KBY.
Bir, Kürdistan bayrağı uzun süredir Kerkük’te dalgalanıyordu zaten! Peşmerge, Kürdistan bayrağı altında Kerkük’ü korumuştu. Yani fiili durum hukuki çerçeve içine alınıyordu. Dolayısıyla meseleyi haddinden fazla köpürtmenin bir gereği yoktu. Ve iki, Kerkük’ün geleceğine Kerküklüler karar verecekti. Nitekim KBY Başbakanı Neçirvan Barzani, Kerkük’ün sadece Kürtlerin değil bütün Kerküklülerin olduğunun ve her türlü kararın onlar tarafından alınacağının altını çizdi.
KBY sorunu sonlandırmak adına bir heyet oluşturdu. Heyet, krizin bir diğer tarafı olan Bağdat hükümeti ile masaya oturdu. Irak, gerek Kerkük ve gerek bağımsızlık referandumu konularına çok siyasi bir tepki verdi. Mesela Başbakan Haydar El-İbadi, bağımsızlık referandumu hakkındaki görüşlerini belirtirken, halkların kendi kaderini tayin hakkına saygı duyduğunu ama Kürtlerin Irak’tan ayrılmasını istemediğini söyledi. İbadi’ye göre, bağımsızlık Kürtlere zarar verirdi; “Kürtler ve bütün Iraklılar için birlikte yaşamak daha kârlı” idi.
Kerkük meselesinde de Irak, fevri bir reaksiyon göstermedi ve oturup KYB heyeti ile görüştü. Bağdat’taki görüşmelerin ardından iki taraf arasında uzlaşmaya varıldı. Irak Başbakanlığı yaptığı açıklamada “Irak Anayasasının 140. maddesinin önündeki engeller ortadan kaldırılarak söz konusu maddenin uygulanmasının sağlanması ve IŞİD'in denetimindeki toprakların tamamı kurtarıldıktan sonra nüfus sayımını yapılmasının önemi”ni vurguladı.
Resmin Irak tarafı, özetle böyle. Ama resim sadece bununla sınırlı değil; resmin bir de Türkiye tarafı var, zira Türkiye bu işe yakın bir alaka gösteriyor.
Hamasetin dibi
Türkiye’nin ilk reaksiyonu çok ölçülü ve dikkatliydi. Dışişleri Bakanlığı, tek taraflı dayatmalardan uzak durulmasını, işbirliği ve uzlaşmayı olumsuz etkileyecek davranışlardan kaçınılması gerektiğini belirtti; tüm taraflara sağduyu, sorumluluk ve itidal içinde hareket etmesi çağrısında bulunuldu. Doğru bir dildi bu, ama ne yazık ki çok uzun süre sürdürülemedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KBY’ye karşı sert ifadelerle olaya müdahil oldu:
“Kerkük’te milli bayrağın dışında orada ikinci bir bayrağın asılmasını kesinlikle yanlış buluyorum. Ve o bayrağın sahipleri bilsinler ki bölücülük yapıyorlar. Ben Irak Bölgesel Kürt Yönetimine sesleniyorum; bu yanlıştan bir an önce dönün… Bunun bedeli ağır olur. Münasebetlerimiz iyi gidiyor, o münasebetleri bozmayın. Hemen o bayraklarınızı indirin. Irak milli bayrağıyla yola devam edin. Yoksa şu andaki geldiğiniz noktadan kusura bakmayın geri adım atmaya mecbur kalırsınız.”
MHP Genel Bakanı Bahçeli ise, hamasetin dibine vurdu. Kürdistan bayrağından “paçavra” olarak söz etti. Kerkük’ün bir Türk şehri olduğunu; bedeli ne olursa olsun hep Türk şehri olarak kalacağını duyurdu. “Barzani’den asla dost olmayacak, olsa da yalnızca üzerine basıp gezeceğimiz post olacaktır” ifadeleriyle – kendince -- Barzani’ye hakaretler yağdırdı.
Kürt fobisi
Irak ve Türkiye tarafında vuku bulan tepkilere bakıldığında, arada muazzam bir farkın olduğunu söylemek mümkün. Irak’taki aktörler ortada çözülmesi gereken bir siyasi problem olduğunu görüyor. Bundan birinci derecede etkilenecek olmalarına karşın bağırıp çağırmıyor, taraftarlarına gaz vermiyor, hakaret etmiyorlar. Görüş ayrılıklarını masaya yatırıyorlar, tartışıyorlar ve asgari de olsa bir mutabakata erişmeye çalışıyorlar.
Türkiye’de ise süreç maalesef böyle akmıyor. “Bedeli ağır olur” denerek KBY’ye gözdağı veriliyor. Üst perdeden bir edayla Kürtlere “hizaya gel” komutu veriliyor. “Dost-post” gibi tuhaf ses benzerlikleri üzerinden bir halkın lideri tahkir ediliyor. Herkesten ulusal değerlerine -- mesela bayrağına -- azami derecede saygı bekleniyor, ama Kürtlerin ulusal değerlerine –bayrağına -- boyuna saldırmaktan geri durulmuyor.
Yani bir tarafta siyaset var, diğer tarafta ise hamasete bulanmış bir Kürt fobisi. Oysa Türkiye’ye ne hamasetten fayda gelir, ne de Kürt fobisinden.
Ama ne yazık ki her ikisi de Türkiye’de çok köklü.
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025