Vahap COŞKUN
Halil (Berktay) Hoca, 15 Temmuz’a ilişkin ilk yazımı (15 Temmuz’un Ardından (1),Serbestiyet, 18.07.2017) “biraz fazla iyimser” bulduğunu belirtti. Hocaya göre, söz konusu yazı “hem 15 Temmuz darbesini, hem FETÖ’yü artık bütün toplumun üzerinde anlaştığı konular gibi” sunuyordu. Oysa gerçek tablo bu değildi; “Kamuoyu baskısıyla ve siyasî imkânsızlıklar karşısında oluşan konformizm görüntülerini, gerçekten içselleştirilmiş bir kavrayış ve samimî bir kabullenme ile birbirine karıştırmamakta yarar var”dı. (“İki Türkiye”yi aşma çabasında, 15 Temmuz’a ilişkin entelektüel bir konsensüs arayışı,Serbestiyet, 19.07.2017)
Hocanın değerlendirmesini okuduktan sonra kendi yazıma dönüp tekrar baktım. Evet, iyimserlik dozu biraz yüksekti. Söylediklerimi biraz daha detaylandırma ihtiyacı hissetim. Sanırım meseleyi tahlil etmek için ikiye ayırmak gerekiyor: Darbe ve FETÖ.
Darbe konusunda, özetle, halkın darbeye karşı koyduğunu, önceki darbelerden farklı olarak 15 Temmuz’un kamusal alanda bir savunanının bulunmadığını yazdım. Meclis’teki bütün partilerin darbenin aleyhine tavır aldıklarını belirttim, siyasileri ve toplumun karşı duruşunu “demokratik rüşt” olarak selamladım.
İçe sinmemişlik
Hem Halil Hoca hem de yazıyı yorumlayan diğer bazı okurlarım, bunu fazlasıyla “genel” ve “iyimser” olarak nitelediler. İtirazları halkın ve siyasilerinin tamamında böyle net bir darbe karşıtlığının olmadığı yönündeydi. Mesela Halil Hoca, bazı sol aydınların ve CHP yöneticilerinin darbe karşıtlığındaki “içe sinmemişlik” haline dikkat çekiyordu:
“Şahsen etrafa baktığımda, faraza bir kısım sol aydınlarda veya CHP’nin üst düzey kadrolarında, ‘elbette karşıyız’ı görüyor ve duyuyorum da, kendi insiyatifleri ve sözcükleriyle, tam olarak ne olduğuna dair özerk bir anlatıyı, kendi bağımsız darbe ve FETÖ tahlillerini bulamıyorum. Dahası, henüz çok yakın geçmişteki ‘kontrollü darbe’söylemi, sanki bu noktaya da hayli sıkıntılı bir şekilde ve içlerine sindirmeksizin geldiklerini yansıtıyor.”
Sotaya yatmak
Kendini “Etiler'de oturan, 60 yaşında, özel sektörde yıllar boyu üst düzey yöneticilik yapmış, tabiri caiz ise tuzu kuru bir beyaz Türk” olarak tanıtan bir okurumun satırları ise çok daha sertti:
“Sosyal çevremi de oluşturan ‘bizim mahalle’nin ( Ulus, Etiler, Bebek, Bağdat Caddesi, v.s) insanlarının o gece nasıl içi içine sığmayan bir heyecanla ve zor zapt ettikleri coşkuyla darbe girişimini, TRT’de okunan bildiriyi izlediklerini, 16 Temmuz sabahında ise nasıl derin bir hayal kırıklığı, hüsran ve nihilizme gömüldüklerini, küskünlükle içlerine kapanıp evden çıkmadıklarını, hunharca katledilen 250 vatandaşı zerre kadar umursamayıp, köprü üzerinde halka ateş açan darbecileri kemerle dövenlere nasıl tepki gösterdiklerini yakından gördüm, yaşadım, whatsapp mesajlarını okudum.
“Bizim mahallenin aykırı bir mensubu olarak, darbelere ve vesayet rejimine 15-16 yaşımdan beri şiddetle karşı oldum, hep. O gece; ‘demokrasi kahramanı’ halkın arasına katılıp darbecilere gövdemi siper etme cesaretini ortaya koyamamamın ezikliği ve burukluğuyla karışık olmasına karşın, darbenin püskürtülmesinden büyük mutluluk ve coşku duydum!”
Okuruma göre 15 Temmuz gecesi hem Kılıçdaroğlu ve CHP yönetimi hem de Demirtaş ve HDP yönetimi “bal gibi sotaya yatmışlar”dı. Darbenin başarılı olmasını, Erdoğan’ın ve AKP’nin devrilmesini “sevinçli bir telaş içinde” beklemişlerdi. Dolayısıyla gereksiz kibarlığın lüzumu yoktu!
Darbe karşıtı dalga
Bu satırlardaki haklılık payını yadsıyor değilim. Ben de hem çevremde, hem de yazılıp çizilenlerin satır aralarında, darbenin başarısız olmasından pek de hoşnut olmayan kişileri ve grupları görüyorum, duyuyorum. Erdoğan ve AKP karşıtlığından gözü dönmüş olanların “Erdoğan gitsin de ne olursa olsun” diye düşündüğünü de biliyorum. Darbecileri Erdoğan’a yeğ tutacak olanların da farkındayım. Tiyatro, kontrollü darbe ve bu minvaldeki ifadelerin, 15 Temmuz’da ne olduğunu tüm ayrıntılarıyla ortaya çıkarmak isteğinden ziyade darbenin akamete uğramasından duyulan rahatsızlığı yansıttığının da ayırdındayım.
Söz konusu satırları kaleme alırken bu hususlar aklımdaydı elbet. Bununla birlikte, söylemek istediğim esas itibariyle şuydu: 15 Temmuz’da darbe karşıtlığı hem ahlâkî hem siyasî bir üstünlük kazandı. Kamusal tartışmalarda darbe savunusu yapan olmadı, olamadı. Hiç kimse AKP’nin ya da Erdoğan’ın yanlışlarından bahisle darbeye bir haklılık kazandırma uğraşı içine girmedi. Hukukçular darbeye fetva hazırlamadı. Medyanın çok ağırlıklı bir kısmı darbeyi reddetti. Sivil toplum darbecilerin önünde el pençe divan durmadı.
Evet, Türkiye’de iktidar karşıtlığını demokrasi karşıtlığına dönüştürenler var. Bunların içinde dört gözle darbe bekleyen ve darbenin püskürtülmesinden ötürü düşleri yıkılanlar da var. Ancak bundan daha fazla önem taşıyan husus, darbe karşıtı dalganın da yükselmesidir. Öyle ki, darbe beklentisi ancak özel sohbetlerde dillendirilebiliyor, kimse halkın gözünün içine bakıp darbeciliğin meziyetlerinden dem vurma cüreti gösteremiyor. Az buz bir kazanım sayılmaz bu; “demokratik rüşt” dediğim bu hal ile Türkiye’de toplum ve siyaset yeni bir faza geçti.
Muhalefete karşı iktidar, iktidara karşı muhalefet
FETÖ’ye dair analize gelince; onun “iyimser” olduğunu düşünmüyorum. Özetle “Gülenistler dışarıda hatırlı dostlar ve etkin rabıtlara sahip olabilirler, ama dışarıda ne denli güçlü olurlarsa olsunlar artık onların Türkiye’de bir istikballeri yok” demiştim. Zannımca bu realist bir tez; zira Türkiye’de FETÖ’cülerin çok tehlikeli ve karanlık bir örgüt olduğuna dair geniş bir mutabakatın olduğu kanısındayım. Mutabakatın hem siyasi hem de toplumsal düzeyde olduğunu söylemek mümkün. Şöyle ki:
FETÖ, AKP’nin ilk on yılında muhalefete karşı iktidarla işbirliği yaptı ve iktidarı kullandı. İktidar ile yolları 2012’de ayrıldı; o saatten sonra ise iktidara karşı muhalefet ile dirsek temasına girdi. Elinde tutuğu ve ürettiği bütün bilgileri muhalefetin hizmetine sundu ve bu kez de iktidara karşı muhalefeti kullandı.
Bu bağlamda Meclis’teki dört parti de FETÖ’den darbe yedi; hedefleri önünde bir engel olarak gördüğünde kendilerini nasıl bozuk para gibi harcadığını -- bedeli çok ağır olarak -- tecrübe etti. Dolayısıyla bu partilerin, bundan sonraki süreçte, FETÖ’ye herhangi bir şekilde müsamaha göstermeleri ve ona yakın durmaları düşünülemez. İster iktidar ister muhalefet, bütün partiler FETÖ’ye karşı teyakkuzda olacaktır.
Toplumsal düzeyde de benzer bir ruh hali var. 7 Şubat’tan 2012’den 15 Temmuz 2016’ya kadar gerçekleştirilen operasyonlardaki Gülenist imza, FETÖ hakkında toplumda bir birikim yarattı. FETÖ dendiğinde sokaktaki insanın aklına gizli kapaklı işler çeviren, insanların her işine burnunu sokan, herkesi gözetim altında tutan, kendilerine muhalif gördüklerini tasfiye etmek için kumpaslar kuran, eğitim ve hizmet maskesi altında gizli emeller peşinde koşan, yabancı devletlerle ve Türkiye düşmanları ile kirli ilişkileri bulunan bir örgüt geliyor.
Zannımca bu, giderek toplumun geneli tarafından paylaşılan bir kanaate dönüşüyor. Bu tür bir örgütün herkes için tehlike teşkil ettiği düşüncesi yerleştikçe FETÖ’ye karşı da tavır sertleşiyor. Dolayısıyla bana göre, artık FETÖ’nün bu topraklarda sığınacak bir barınak bulma ihtimali yoktur.
Devam edeceğim.
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025