Vahap COŞKUN
Talebeliğim sırasında Diyarbakır-Ankara, Ankara-Diyarbakır gidip gelmişliğim çoktur. Gençtim; taşı sıksam suyunu çıkaracağımı sanırdım. Ayrıca seyahat etmeyi de severdim. Ama on dört saat süren o yolculuk bittiğinde ben de biterdim.
Yol boyunca gözüme uyku girmezdi. Uzun boyum başıma belâ olur, ayaklarımı uzatamaz, koltukta ne şöyle rahat oturabilir, ne doğrulabilirdim. Genelde pencere kenarında oturur, akıp giden yolu seyrederdim. Otobüsü şoförle birlikte kullanıyormuş gibi hissederdim her daim. Önde veya arkada fark etmez; hangi koltukta oturursam oturayım, şoför gaz veya fren pedalına bastığında, ben de sanki onunla beraber basardım.
Bazen şoför tanıdık çıkardı. Bazen de yol boyunca bir ülfet peyda olurdu. O vakit çökerdim onun yanına. Havadan sudan konuşur, ardı ardına çay-kahve devirir, gözlerimiz yola dikilmiş vaziyette derelerden tepelerden geçerdik.
Tabii yolcu sınıfı da çeşit çeşitti. Benim gibi uyku haram olanların yanı sıra, daha tekerlek döner dönmez hemen uykuya dalanlar da olurdu. Öyle mübareklere rastladım ki, daha otobüsün basamaklarında gözlerine uyku iner, başları koltuğa değdiğinde ise derin uykuya geçmiş olurlardı. Uykuya hasret olanlar, kimi kez kıskançlık kimi kez gıptayla bakardık onlara. Biz bitap düşmüşken onların rahat bir yolculuk geçirdiklerini, yorulmadıklarını düşünürdük. Ancak yanılırdık çoğu kez; aldatıcı olurdu otobüs uykuları; indiğimizde uyuyanı ve uyumayanıyla hepimiz hurdahaş olurduk.
Serbest düşüş
Bana bu eski günleri hatırlatan, Kayseri Erciyesspor’un bu hafta sonu yaşadıkları oldu. Erciyes, bundan on yıl önce Türkiye’yi UEFA Kupası’nda temsil edecek kadar yıldızı parlayan bir takımdı. Sonrasında işler kötü gitti. Süper Lig’de tutunamayan kulüp adeta serbest düşüş moduna girdi ve her yıl bir alt lige yuvarlandı.
Şimdi Üçüncü Lig İkinci Grup’ta mücadele ediyor. Ancak buradaki misafirliği de geçici, çünkü daha liglerin bitmesine dokuz hafta varken Erciyes’in düşmesi kesinleşti. Hiç puanı bulunmayan, averajı -76 olan Erciyes, gelecek yıl Bölgesel Amatör Lig’de sahaya çıkacak. O da çıkabilirse.
Erciyes, büyük bir maddi sıkıntı yaşıyor. Daha önce Van deplasmanına gidemediği için üç puanı silinmişti; bu hafta sonu ise yürek burkan bir haberle adını duyurdu. Erciyes, otelde kalacak para bulamadığı için Kayseri’den gece yola çıkmış. On saati aşan yolculuktan sonra Diyarbekir’e varmış. Ardından maç saatini de otobüste beklemiş.
On saat yolculuk yap! Yetmedi, dört-beş saatte otobüste maç saatini bekle! Çık, bunun üzerine bir de doksan dakika top koştur; hem de profesyonel bir maçta! İnsan pert olur; beli tutulur, ayağı uyuşur, bırak koşması adım atması bile güçleşir. Olmaz yani, olamaz!
Olmamış zaten. Harap düşen Erciyesli oyuncular sahada ayakta zor durmuş. Ligin iddialı ekibi Diyarbekir karşısında maçı 10-1 kaybetmişler.
“Futbolda dün yoktur”
İşin buraya kadar olan kısmı insanın içini karartır. Sonrasında ise futbolun güzelliği devreye giriyor. Diyarbekirspor maçtan önce rakiplerini kahvaltıda ağırlıyor. Maç sırasında Diyarbekirspor taraftarı Erciyesli futbolculara destek tezahüratında bulunuyor.
Maç bittiğinde ise ligden düşmeleri kesinleşen, ama bundan ziyade içine düştükleri halden ötürü gözyaşlarını tutamayan futbolcuları tribüne çağırıyor ve “Paranız yoksa onurunuz var” diyerek onları alkışlayıp teselli ediyorlar. Her iki takımın futbolcuları sahadan kol kola omuz omuza çıkıyorlar. Diyarbekirspor maçtan sonra rakibini yemeğe götürüp ardından kentten uğurluyor.
Hikâye ibretlik; çıkarılacak ders çok fazla. Bir, futbolda dün yoktur. Kimse geçmişinizle ilgilenmez; bugün kötüyseniz geçmişiniz size bir koruma sağlamaz.
İki, kötü bir yönetim, ya da geleceğe dair tasavvur ve proje yokluğu, sizi ışık hızıyla batırır. Siyasi ve maddi konjonktür belki size yardımcı olabilir, sizi bir yere getirebilir -- ama orada tutmaz tutamaz. Çıkılan noktada kalmak, bir önceki safhadan daha fazla çaba gerektirir.
Üç, futbolun endüstrileşmesi, profesyonel düzeyde dahi, her futbolcunun balyayla para götürdüğü ve bir eli yağda öteki balda bir hayat sürdüğü anlamına gelmez. Uyumadan maça çıkmak zorunda kalan futbol emekçileri de bu dünyanın bir gerçeğidir.
Ve dört, sağda solda Diyarbekir’in takımlarına ve taraftarlarına saldırmayı âdet haline getirenler var. Umarım onlar da Diyarbekir’deki bu tablodan paylarına düşeni alırlar.
Yazarlar
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025