Vahap COŞKUN
24 Haziran seçimlerinde herkesin, ama bilhassa iktidar blokunun dikkate alması gereken iki parametre var.
Birincisi, seçmenin yasama ve yürütmeye gelecek olanları tâyin ederken farklı tercihlerde bulunabilme imkânının olması. Parlamenter sistemde seçmenler bir oy kullanır ve o oyların neticesinde hem yasama hem de yürütme organı şekillenirdi. Oysa cumhurbaşkanlığı sisteminde seçmenin önüne iki sandık konulacak ve seçmen yürütmeyi belirlemek için bir sandığa, yasamayı belirlemek için de diğer sandığa oyunu atacak.
Bunu genel seçimlerde ilk defa tecrübe edeceğiz. Ancak seçmenin buna yabancı olduğu söylenemez. Çünkü yerel seçimlerde benzer bir durum var; seçmenler belediye başkanını ve belediye meclis üyelerini ayrı oylarla seçiyor. Bir partiden belirli bir kişiye belediye başkanlığını lâyık görürken, belediye meclisinde çoğunluğu diğer partilere verebiliyorlar.
“Münafıklık”
Aynı ihtimal artık genel seçimler için de geçerli. Cumhurbaşkanı bir partiden (veya ittifaktan), Meclis çoğunluğu ise bir başka partiden (veya ittifaktan) olabilir. Yürütmeyi elinde tutan, yasamada azınlık konumuna düşebilir.
AK Partililer bunu ciddi bir tehlike olarak görüyor. Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığının anlamlı olabilmesi için Meclis’te de çoğunluğa sahip olmaları gerektiğini belirtiyorlar. Başkanlığı kazansalar bile, eğer parlamentoda azınlıkta kalırlarsa yeni sistemin işlemeyeceğini, birçok arızanın çıkacağını vurguluyorlar.
Nitekim Erdoğan da seçmenlerini tercih farklılığına gitmemeleri yönünde uyardı. Cumhurbaşkanlığı seçiminde kendisine, milletvekili seçimlerinde ise AK Parti’nin dışında bir partiye oy verilmesini “münafıklık” olarak tanımladı. Seçmenin bütüncül davranması ve her iki seçimde de tam bir destek sunmasını istedi.
“Kırık karne”
İkinci nokta, hükümetin karnesi. Pek parlak bir karne ortada yok; tersine, başta ekonomi, dış ilişkiler ve özgürlükler olmak üzere karnede pek çok kırık var.
Ekonomi, iki-üç yıl öncesine nazaran menfi bir manzara arz ediyor. TL değer kaybediyor, altın ve döviz sürekli yükseliyor, insanların alım gücü düşüyor. Ekonomi son derece somut bir alan; insanlar ne kazanıp ne kaybettiklerini görüyor ve kötüye gidişi hamasetle örtmek mümkün olmuyor. Bu nedenle AK Parti, kötüye gidişin etkisinin (en azından seçime kadar) daha az hissedilmesini sağlamak için popülist politikalara abanıyor. Daha önce yüz vermediği, memlekete felâket getirdiğini düşündüğü popülizme bu kez kurtarıcı olarak sarılıyor.
Dış dünya ile ilişkiler irtifa kaybediyor. AB ile limoni, ABD ile gerginiz. Rusya ve İran ile de bir ileri bir geri haldeyiz; bir gün yanyana ertesi gün karşı karşıyayız.
Hak ve özgülüklerde ise muazzam bir gerileme döneminden geçiliyor. Türkiye iki yıldır OHAL ile idare edilmekte. Ve OHAL, sadece ilân edilme amacına uygun olarak kullanılmıyor; aksine, daimi bir yönetim pratiğine dönüştürülüyor. Hukuk devleti sarsılıyor, yargıya olan güven yerlerde sürünüyor. Adaletsizliğin yaygınlaştığı ve yargının siyasallaştığı, genel bir kanaat haline geliyor.
Rakamlar
MetroPoll Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin Nisan 2018 tarihli “Türkiye’nin nabzı” başlıklı araştırması, bu hususlara dair önemli veriler içeriyor. Araştırmada, hükümetin beş konudaki performansı hakkında katılımcıların görüşü alınmış. Buna göre,
- eğitimde hükümeti başarılı görenlerin oranı % 25, başarısız görenlerin oranı % 60;
- ekonomide hükümeti başarılı bulanların oranı % 28, başarısız bulanların oranı % 54;
- dış ilişkilerde hükümet “başarılıdır” diyenlerin oranı % 35, “başarısızdır” diyenlerin oranı % 48;
- Suriyeli sığınmacılara yönelik hükümet politikasını onaylayanların oranı % 26, onaylamayanların oranı ise % 68 olarak gerçekleşmiş.
Araştırılan beş konudan sadece birinde, sağlıkta, hükümet katılımcıların yarısından fazlasının desteğini almış. Katılımcıların % 51 iktidarı sağlıkta başarılı, % 30’u ise başarısız bulmuş.
Ekonomi, seçmen davranışlarını etkileyen en önemli faktörlerden biri. Araştırmada ekonomiye özel bir bölüm açılmış; ayrıntılı sorularla katılımcıların ekonomiye dönük düşünceleri kurcalanmış. Veriler iç açıcı bir görüntü sunmuyor. Katılımcıların:
- % 51’i son bir yıl içinde refah düzeyinin kötüleştiğini, % 16’sı iyileştiğini;
- % 60’ı ekonominin kötü yönetildiğini, % 33’ü iyi yönetildiğini;
- % 55’i ekonomi yönetiminin başarısız olduğunu, % 28’i başarılı olduğunu;
- % 47’si önümüzdeki bir yılda ekonomik durumun kötüleşeceğini, % 34’ü iyileşeceğini;
- % 63’ü doların 4 TL’yi geçmesini beklediğini, % 37’si beklemediğini;
- % 60’ı doların artık 4 TL’nin altına inmeyeceğini, % 40’ı ineceğini;
- % 57’si doların giderek TL karşısında daha da yükseleceğini, % 16’sı sabit kalacağını;
- % 71’i doların geçim şartlarını olumsuz etkilediğini, % 22’si etkilemediğini... belirtiyor.
Katılımcıların % 55’i Türkiye’nin genel olarak kötüye gittiğini düşünüyor. Türkiye’nin iyiye gittiğini belirtenlerin oranı ise % 29’da kalıyor.
Düşüş eğilimi
Bu verilerin şöyle bir anlamı var: AK Parti 2002’de iktidara geldi. Ondan sonra yapılan bütün seçimlerde rakiplerine karşı psikolojik bir üstünlüğe sahipti. Çünkü ekonomide yapısal reformları gerçekleştirdi, orta sınıfın tabanını genişletti, insanların refah seviyesini yükseltti. Sağlıklı bir dış ilişkiler ağı kurdu; hem Batı’da hem Doğu’da örnek gösterilen bir model oluşturdu. Vesayet rejimi ile mücadele etti, demokratik refleksler gösterdi, özgürlükleri ve haklar sahasını kuvvetlendirdi, böylece kendini dışlanmış hisseden kesimlerin teveccühünü kazandı.
Buna karşılık muhalefet Ak Parti’nin gerisinde kaldı ve onunla baş edebilecek bir siyasi program geliştiremedi. AK Parti gerek icraatı ve gerekse tasavvurlarıyla rakiplerinden hep bir adım ileride durdu. Bu da AK Parti’ye bariz bir üstünlük sağladı, sağlıyordu.
Fakat bugün öyle bir görüntü yok. Nerdeyse bütün kalemlerde bir düşüş eğilimi var. Dolayısıyla AK Parti psikolojik avantajını yitirmiş vaziyette. Erdoğan ve diğer iktidar sözcüleri de bunun farkında. Sanki 16 yıldır kendileri hükümet etmiyormuş gibi daha fazla özgürlük, demokrasi ve hukuk devleti sözü vermeleri, ekonomide normalleşme vaadinde bulunmaları da bunun işareti.
İktidarın psikolojik üstünlük kaybı, muhalefet için bir şans demek. Ancak tek başına şansın varlığı, siyasette pek bir anlam ifade etmiyor. O şansı kullanacak bir siyasi maharete de ihtiyaç var.
24 Haziran’da muhalefetin imtihanı da bu olacak.
Yazarlar
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025