Vahap COŞKUN
24 Haziran’ın en çok merak edilen konularından biri, HDP’nin % 10’luk seçim barajını aşıp aşamayacağıdır. Çünkü HDP’nin barajın altında veya üstünde kalması Meclis aritmetiğini doğrudan etkileyecek ve Türkiye’de siyasi dengelerinin yeniden gözden geçirilmesine sebebiyet verecektir. Seçim barajı meselesi iki açıdan önem taşır:
- Siyaset, her şeyden önce temsil demektir. İnsanlar, oy verdikleri kişileri parlamentoya göndermeyi ve taleplerinin onlar tarafından siyasal alana taşınmasını arzu ederler. “Asil (halk)” ile “vekil (parlamenter)” arasındaki uyum, siyasetin doğal mecrasında akmasını sağlar. Eğer “temsilci” postuna insanların tercih etmedikleri aktörler oturtulursa, o vakit siyasetin tabii seyri bozulur.
Halk iradesini çöpe atmak
24 Haziran’daki baraj problemine bu meyanda yaklaşıldığında görünen şudur: HDP’nin barajı geçmesi, temsilde adaleti tahkim eder. Nitekim 2015 seçimlerinde HDP % 10’un üzerine çıkmasıyla birlikte seçmenin iradesi sağlam bir şekilde parlamentoda yansımasını bulmuş ve her parti aldığı oya yakın bir nispette temsil edildiği bir tablo ortaya çıkmıştı.
HDP’nin baraja takılması ise temsilde adaleti zedeler. Bilhassa bölge illerinden yüksek oranda halkın teveccühüne mazhar olanlar Meclis dışında kalırken çok düşük oy alanlar milletvekili olur. Yaklaşık 6 milyon insanın tercihi çöpe atılır. Bölgede HDP’nin tek rakibi olan AK Parti fazladan kazandığı 60-70 milletvekili sayesinde Meclis’te mutlak çoğunluğa erişir. Eğer Cumhurbaşkanlığı seçimini de Erdoğan alırsa, Meclis’in Cumhurbaşkanını denetleme imkânı ortadan kalkar ve bütün güçler bir elde toplanmış olur.
Hülasa HDP’nin baraj altında kaldığında, bir taraftan bu parti adaletsiz bir şekilde siyasi oyunun dışına itilmiş olur. Diğer taraftan da AK Parti hak etmediği bir kuvvet elde eder. Bunun manası, siyasi hayatın muvazenesinin tamamen dağılması ve bozulmasıdır.
Demokratik çözümü canlı tutmak
- HDP’nin alacağı netice siyasi alanın biçimlenmesine ve mevcut politikaların gözden geçirilmesine de doğrudan tesir eder. HDP Meclis’e girmediğinde iktidar bunu muhtemelen yürütülmekte olan siyasete halkın verdiği bir vize olarak yorumlar. Daha önce de oldu bu; mesela 16 Nisan’daki anayasa değişikliğine ilişkin halk oylamasında referandumda halkın başka saiklerle verdiği oylar bile hükümet tarafından asayişçi siyasetin onaylanmasına tahvil edildi. Bu da siyasi alanını daralttı.
HDP’nin tekrardan Meclis’e girmesi, yeni bir siyasi okumayı zorunlu kılar. Her şeyden önce, asayişçi politikalara bel bağlanarak bir çözüme varılmayacağı bir kez daha görülür. Devletin sert tedbirlerle daralttığı manevra alanı genişler. Demokratik mücadele mekânları çoğalır, siyasi aktörlerin hareket kabiliyeti genişler.
Geniş ve güçlü çekirdek taban
Peki, HDP barajı aşabilecek mi? Bu noktada HDP’nin dört önemli avantajından bahsedilebilir:
- HDP, partiye sadakati çok güçlü bir tabana sahip. Partinin tabanı ile olan ilişkisi, klasik bir parti-seçmen ilişkisi olarak ele alınamaz, alınmamalı. Kitleyi partili kılan çok derin bağlar (aile bireylerinin/yakınlarının dağda, cezaevinde veya yurt dışında olması, çatışmalardan büyük maddi ve manevi zararlar görülmesi, büyük mağduriyet duygusu, vb. gibi) bulunuyor. HDP’nin çekirdek tabanı oldukça geniş ve bu tabanın oy tercihlerinde partinin siyasi başarı veya başarısızlığı ilk derecede önem arz etmiyor. HDP’ye mücadelenin taşıyıcısı ve Kürt kimliğinin temsilcisi olarak bakan bir taban var. Seçmeni HDP’nin hatalarını ve yanlışlarını daha fazla hoş görebiliyor ve eğer bir rahatsızlık duyuyorsa bile bu rahatsızlığını seçim dönemlerinde paranteze alabiliyor. Seçmeninin bu bağlılığının HDP’ye güç verdiği aşikâr; zira bu sayede HDP her zaman belli miktarda oyu garanti edebiliyor.
- Parti kimliklerinden bağımsız olarak Kürtlerin kahir ekseriyeti, siyasi sahanın müdafaa edilmesi hususunda hemfikirler. Sorunların çözümü için siyasetin hayati bir işlev gördüğünü düşünüyorlar. Konuşma kanallarının ortadan kalkmaması, siyaset kapısının kapanmaması ve belirleyiciliğin tamamen silahlara terk edilmemesi için Meclis zeminin korunması gerektiğini belirtiyorlar. Dolayısıyla Kürt meselesini merkeze koyan bir partinin Meclis’te yer almasını talep ediyorlar.
Söz konusu talep, bazı durumlarda seçimleri bir halk oylaması havasına büründürebiliyor. Bugün de öyle bir havanın olduğunu söylemek mümkün. HDP’nin kritik bir yerde, barajın çevresinde duruyor. Bu durum Kürt seçmenlerin bir kısmının tercihini yönlendiriyor. HDP’ye mesafeli dursalar da bu seçmenler, iş “HDP, Meclis’te olsun mu olmasın mı?” sorusuna geldiğinde eleştirileri baki olsa da yine HDP’ye oy veriyor. Bu hissiyat ve tavır, HDP’nin barajı aşma ihtimalini artırıyor.
Stratejik oy
- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu geçen hafta yaptığı bir açıklamada, HDP’nin barajı aşması ve parlamentoda olması gerektiğini ifade etti. “Siyasetin ana yeri TBMM’dir. Bütün siyasal partilerin bir şekilde temsil edildiği bir arena olması lazım” diyen Kılıçdaroğlu, HDP’nin ve diğer partilerin Meclis’te olmasını istediklerini ve bunun için mücadele edeceklerini söyledi.
HDP’nin Meclis’te olup olmaması sadece kendisi ilgilendirmiyor. Biraz önce değinildiği gibi bu, Türkiye’de siyasetin alacağı hale de doğrudan tesir ediyor. 24 Haziran’da HDP barajı aştığında mevcut muhalefet Meclis’te daha da kuvvetlenir ve belki de Meclis’te çoğunluğu elde edebilir. Aksi bir vaziyet ise iktidar blokunun lehine işler.
Bundan ötürü CHP seçmeninin –son derece sınırlı da olsa- bir bölümü, sırf HDP Meclis’e girsin ve AK Parti’nin gücünü kırsın diye HDP’ye stratejik oy verebilir. Çünkü CHP’nin + 1 puan alması genel manzara içinde anlamlı bir değişikliğe neden olmaz. Ama HDP’nin + 1 puan alması siyasi haritanın rengini büyük ölçüde değiştirir. Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarını bu minvalde değerlendirmek gerekir.
Hapiste bir Cumhurbaşkanı adayı
- HDP’nin Cumhurbaşkanı adayı. Demirtaş, içerde olmasına karşın çarpıcı bir kampanya yürütüyor. Avukatları aracılığıyla sosyal medyadan verdiği mesajlar, özellikle gençler üzerinde etkili oluyor. Yine medya mensuplarına verdiği mülakatlarla da genel kamuoyuna sesini duyurabiliyor.
Keza HDP’nin ittifaklardan dışlanmasının yaratığı bir psikolojik ortam da var. Yani bir yandan Demirtaş içeride zor koşullar ve kıt imkânlarla bir seçim mücadelesi veriyor. Diğer yandan da iktidarda ve muhalefette siyasi çatılar çatılırken HDP’ye bu çatıların altında bir yer verilmiyor. Her iki unsurun da, bu zor günlerde partiyi sahiplenme duygusunu artırdığı söylenebilir.
Analiz ve temenni
Nihayetinde vardığım kanaat şu: Yetkililerinin belirtiği ve araştırmaların da gösterdiği üzere HDP baraj sınırlarında dolaşıyor. Ancak seçim sathı mailine girildikten sonra HDP’nin belirgin bir şekilde toparlandığını gözlemliyor ve belirtilen faktörlerin etkisiyle de HDP’nin barajın üstünde kalacağını tahmin ediyorum.
Bu tahminim, siyasi bir tahlile dayandığı kadar, siyasi bir temenniyi de yansıtıyor. Çünkü gerek demokratik sahanın açılması, gerek siyasi mücadelenin güçlenmesi ve gerek Kürt meselesinde çözüm umudunun canlı tutulması için HDP’nin barajı geçmesi gerektiğini düşünüyorum.
Bana göre, Türkiye için iyi olan seçenek, HDP’nin Meclis’te temsil edilmesidir, Meclis dışında kalması değil.
O yüzden HDP’nin barajı aşmasını diliyorum!
*kurdistan24.net/tr’de yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar K24 Medya’nın kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025