Vahap COŞKUN
Selahattin Demirtaş, iki yılı aşkın bir süredir cezaevinde. Demirtaş’ı ve diğer HDP’li vekilleri hedef alan süreç, önce milletvekilleri dokunulmazlığının kaldırılmasıyla başladı. Diğer vekiller gibi hakkında başlatılan soruşturmalarda ifade vermeyi reddeden Demirtaş 4 Kasım 2016’da gözaltına alındı. Akabinde de “suç işlemek amacıyla örgüt kurmak”, “terör örgütü üyeliği,”, “örgüt adına suç işlemek”, “propaganda” suçlamalarıyla tutuklandı.
Tutuklama kararının hukuka aykırı olduğu iddiasıyla Demirtaş, diğer vekillerle birlikte, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. Fakat AYM’den karar çıkmasının gecikmesi üzerine Demirtaş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) gitti. Bu arada AYM, tutuklanma kararlarının anayasa uygun olduğunu belirtince diğer vekiller de AİHM yolunu tuttu. Vekillerin müracaatını kabul eden AİHM, HDP’lilerin “dosyalarının öncelikli olarak ele alınmasını” içeren taleplerini de 27 Temmuz 2017’de yerinde buldu.
Demirtaş başvurusunda başlıca üç hakkının çiğnendiğini öne sürdü. Buna göre Türkiye,
- Kuvvetli suç şüphesi olmadan tutuklanması, tutuklama ve tutukluluğun devamı yönündeki kararlarının gerekçesiz olması ve tutukluluğun uzaması nedeniyle özgürlük ve güvenlik hakkına,
- Eş genel başkanlığı ve vekilliği döneminde yaptığı konuşmalar gerekçe gösterilerek yargılanması nedeniyle ifade özgürlüğü ve serbest seçim hakkına,
- Tutuklamada esas saikin kendisini ve partisini siyaseten etkisiz kılıp cezalandırmak olması ve buna karşın AYM’nin tutuklamaya karşı yapılan başvuruları makul sürede karara bağlamaması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 18. maddesine aykırı davranmıştı.
“Hukuki” değil “siyasi”
AİHM, Demirtaş’ın başvurundan tam 21 ay sonra kararını açıkladı. Mahkeme, Demirtaş’ın özgürlük ve güvenlik hakkı ile seçim hakkının ihlal edildiği kararına vardı. Türkiye’yi toplamda 25 bin Euro ödemeye mahkûm etti. Karardaki en dikkat çekici taraf ise, Demirtaş’ın talebine uygun olarak, Türkiye’nin AİHS’nin 18. maddesine mugayir hareket ettiğinin tespit edilmesiydi.
18. madde, AİHS’de ifadesini bulan hakların, sözleşmede belirtilen amaçların dışında sınırlanamayacağını hükme bağlar. Daha açık bir anlatımla bir hak; ancak Sözleşmede belirtilen sebeplere dayanılarak kısıtlanabilir. Başvurularda sıklıkla bu maddeye atıf yapılırsa da AİHM’in 18. maddenin ihlaline dair bir karar vermesi kolay değildir. Mesela Şahin Alpay, Mehmet Altan ve diğer gazeteciler için yapılan müracaatlarda AİHM, başvurucuların bu yöndeki iddialarını kabul etmemişti.
AİHM’in 18. maddenin ihlaline dair daha önce Azerbaycan ve Gürcistan aleyhine verdiği kararlar vardı. Demirtaş kararı, Türkiye için bir ilk oldu. Bir AİHM kararında ilk defa Türkiye’nin 18. maddeye aykırı davrandığı yazıldı. Bunun anlamı, Demirtaş’ın tutuklanmasının “hukuki” değil “siyasi” olduğudur. Demirtaş’ın içerde olduğu süre zarfında Türkiye iki önemli siyasi kavşak noktasından geçti. 2017’de hükümet sistemini değiştirmek için halkoylamasına gidildi. 2018’de de cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimleri yapıldı. AİHM, bu tarihi dönemeçler geçilirken Demirtaş’ın hukuki değil siyasi gerekçelerle hapishanede tutulduğunu kayda geçirdi. Bunun Türkiye için çok ağır bir karar olduğu su götürmez.
“Acil bir ihtiyaç”
AİHM, Demirtaş’ın en kısa sürede tahliye edilmesini de istedi. Davanın özel koşullarının göz önünde bulundurulması gerektiğini belirten AİHM, tespit edilen ihlallere son verilmesinin “acil bir ihtiyaç” olduğuna vurgu yaptı. Bu sebeple Türkiye, tutukluluğunun devamı gerektiren yeni kanıtlar ve gerekçeler ileri sürmedikçe, “mümkün olan en erken tarihte” Demirtaş’ı tahliye etmeliydi.
Türkiye’de iktidar, AİHM’nin bu ağır kararına iki türlü tepki verdi. Adalet Bakanı Gül, olması gerektiği gibi, AİHM’nin kararının Demirtaş davasına bakan mahkemece inceleneceğini ve Demirtaş’ın talepleri hakkındaki kararları da mahkemenin vereceğini belirti. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “AİHM kararları bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapacağız” diyerek sert bir tepki gösterdi.
AİHM’nin kararlarının Türkiye’yi bağlamayacağı ifadesi, hukuki olarak doğruyu yansıtmıyor. Çünkü AİHS’nin 46. maddesi, hiçbir şüpheye yer vermeyecek bir kesinlikte, AİHM kararlarının Sözleşmenin taraflarını bağladığı hükmünü içeriyor. Keza Anayasanın 90. maddesi de, temel hak ve hürriyetlere ilişkin uluslararası sözleşmelerin (iç) kanunlara karşı üstünlüğüne yer veriyor. Dolayısıyla AİHS’nin 46. maddesi ve Anayasanın 90. maddesi uyarınca, Türkiye’nin AİHM kararlarına uymakla yükümlü olduğu açıktır. Bunun tartışması dahi yapılmaz.
Karşı hamle
Kararı eleştirirken Erdoğan bir de “Biz de karşı hamlemizi yapacağız” dedi. “Karşı hamle”, ancak verilen bu kararı temyiz etmek olabilir. AİHM’den çıkan karar, bu haliyle, kesin bir karar değildir. Sözleşmenin 43. maddesine göre Türkiye, bu kararı üç ay içinde temyiz edebilir. Temyiz istemi, Büyük Daire tarafından karara bağlanır. Büyük Daire’nin vereceği karar kesindir ve bu kararla dava nihayetlenmiş olur. Bu itibarla, hukuki olarak, kararı temyiz etmek dışında bir hamle yapılabilmesi ihtimali yoktur.
Erdoğan’ın yaptığı bu açıklama, yargıya müdahaledir. Çünkü bu açıklamayla birlikte Erdoğan, yargının Demirtaş dosyasında vereceği her kararı tartışmaya açık kılmıştır. Karar verildiğinde dönüp Erdoğan’a bakılacak ve bütün kararlarının gerisinde Erdoğan’ın gölgesi aranacaktır. Özellikle yapılacak tahliye başvuruları eğer Demirtaş’ın davasına bakan mahkeme tarafından reddedilirse, bu red kararı da Erdoğan’a bağlanacaktır.
Türkiye, AİHM kararının temyiz edileceğinden ve henüz kesinleşmediğinden bahisle, Demirtaş’ı içerde tutmayı sürdürebilir. Ancak, Demirtaş’ın tutukluluğunun devamının bir hak ihlali oluşturduğunun AİHM’de oybirliğiyle tespit edildiği unutulmamalıdır. Tutukluluğun devam ettirilmesi, bir taraftan Demirtaş’ın mağduriyeti uzatacak diğer taraftan da Türkiye’yi yükümlülüklerini ısrarla ihlal eden bir ülke durumuna sürükleyecektir.
Bu nedenle, hem hukuki hem de siyasi olarak yapılması gereken ve doğru olan, AİHM’nin aldığı karar doğrultusunda Demirtaş’ın tahliye edilmesi ve yargılamasının tutuksuz yapılmasıdır.
* Kürdistan 24, 21.11.2018
http://www.kurdistan24.net/tr/opinion/91144f49-5290-4e86-af24-90f1077f0b60
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025