Vahap COŞKUN
Leyla Güven, Türk Silâhlı Kuvvetleri’nin Afrin’de yaptığı Zeytin Dalı Harekâtı’na ilişkin olarak yaptığı açıklamaları ve sosyal medyadaki paylaşımları nedeniyle 22 Ocak 2018’de gözaltına alındı. 31 Ocak’ta da Güven’in tutuklanmasına karar verildi.
“Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” iddiası ve daha önce başlatılan DTK Soruşturması kapsamında Güven hakkında bir iddianame hazırlandı. İddianamede Güven’in 17 yıl 6 aydan 31 yıl 6 aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılması ve mahkûmiyeti halinde mevzuatta öngörülen hak yoksunluklarına hükmedilmesi istendi.
Güven, 24 Haziran 2018’de yapılan genel seçimlerde Hakkâri’den HDP milletvekili seçildi. Avukatlarının yasama dokunulmazlığına dayanarak yaptıkları tahliye başvuruları mahkeme tarafından reddedildi ve Güven’in tutuklu olarak yargılanmasına devam edildi.
7 Kasım’da kendisine kelepçe takılmak istenmesi üzerine Güven duruşmaya katılmadı. Adil yargılanma yapılmadığını belirtti ve açlık grevine başladığını duyurdu. Güven, eylemini şu sözlerle gerekçelendirdi:
“Ben siyasette PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın kadının siyasette yer alması perspektifinden esinlenerek aktif olarak yer aldım. Bugün Sayın Öcalan üzerindeki tecrit sadece bir kişiye değil, bir halka uygulanıyor. Tecrit bir insanlık suçudur. Ben de bu halkın bir parçası olarak, Sayın Öcalan üzerindeki tecridi protesto etmek amacıyla süresiz-dönüşümsüz açlık grevi eylemine başlıyorum. Bundan sonra mahkemeye hiç bir savunma yapmayacağım. Yargı hukuksuz kararlarına son verene kadar ve tecrit kaldırılana kadar eylemime devam edeceğim. Gerekirse eylemimi ölüm orucuna da dönüştüreceğim.”
Öcalan ile görüşme
Öcalan, en son 11 Eylül 2016’da ailesi ile görüşebilmişti. O tarihten sonra gerek avukatlarının ve gerekse ailesinin görüşme için yaptıkları bütün başvurular ise devlet tarafından çeşitli nedenlerle reddedildi. Güven’in açlık grevinin 66. gününde (12 Ocak 2019’da) kardeşi Mehmet Öcalan, Öcalan’ı İmralı’da ziyaret etti.
Öcalan’ın yeğeni ve HDP Urfa Milletvekili Ömer Öcalan, bu ziyaretin devletin çağrısıyla yapıldığını belirtti. Aile olarak her hafta görüş talebinde bulunduklarını belirten Öcalan, devletin aileyi çağırdığını, taleplerine olumlu karşılık verdiğini ve ziyaretin bu şekilde gerçekleştiğini açıkladı.
“Sabotaj” ve “algı operasyonu”
Öcalan’ın yaklaşık 2.5 yıllık aradan sonra ailesiyle görüşmesinin ardından gözler PKK’nin, HDP’nin ve açlık grevinde olan Güven’in alacağı tavra çevrildi. KCK, İmralı’da Öcalan ile görüşülmesinin tecridin sona erdiği anlamına gelmediğini ve giderek büyüyen eylemi kırmaya yönelik bir “sabotaj” olduğunu açıkladı.
HDP önce Eşgenel Başkanı Pervin Buldan’ın ağzından “Öcalan’ın sağlık durumunun iyi olduğunu ve birkaç gün içinde halkın detaylı olarak bilgilendirileceğini” duyurdu. Ancak görüşmenin üzerinden bir ay geçmesine rağmen, halen partiden detaylı bir bilgilendirme gelmedi. Sadece diğer Eşgenel Başkan Sezai Temelli’nin konuyla ilgili kısa bir değerlendirmesi oldu. Temelli, Öcalan’ın kardeşi ile görüştürülmesini “devletin algı operasyonu ve bir psikolojik savaş zihniyeti” olarak niteledi ve “tecridin bir aile görüşmesi ile aşılabilecek bir mesele olmadığını” söyledi. Temelli’ye göre, açlık grevine devam edip etmeme kararını verecek olan Güven’di.
Güven ise görüşmeden sonra da eylemini sürdürdü. Açlık grevinin 79. gününde (25 Ocak 2019’da), Güven tahliye edildi. Tahliyesinin ardından eylemine evinde devam edeceğini açıkladı.
“Bir makinadan fazlası”
100. gününe yaklaşan bir açlık grevi farklı açılardan ele alınabilir. Benim odaklandığım açı, insanın ve hayatının kutsallığıdır. Birey olarak insan her şeyden daha kıymetlidir. “İnsan” ve “hayatı” bütün toplumsal ve siyasal mülâhazaların üstündedir. Değerli olan insandır. İnsanın üzerinde bir amaç veya dâvâ yoktur. Bir politik tasavvurun, sosyal organizasyonun ve hattâ toplumun kendisinin meşruiyeti, insana atıf yapma ve onu merkeze alma düzeyine bağlıdır. Düzeyin yüksekliği meşruiyeti kuvvetlendirir, düzeyin düşüklüğü meşruiyeti zayıflatır.
İnsan bir araç değil, başlı başına bir amaçtır. Kendisinin dahi feragat edemeyeceği hak ve özgürlüklere sahiptir. Kant’ın ifadesiyle o, “bir makinadan fazlasıdır” ve bundan ötürü hiçbir gayeye ya da kollektif kimliğe araç kılınamaz, kılınmamalıdır.
Dolayısıyla ben açlık grevlerine (ve ölüm oruçlarına) ilkesel olarak karşıyım. Somut hadisede karşı olmamı gerekçelendirecek başka argümanlar da ileri sürebilirim. Meselâ günümüz dünyasında bu tür eylemlerin “işe yararlığı” üzerinde durabilirim. Toplumun kahir ekseriyetinin eyleme karşı duyarsızlığına değinebilirim. Türkiye’de önemli bir seçime gidilirken ve Ortadoğu tarihi değişimlere gebeyken, HDP’nin sadece bir konuya ve kişiye yoğunlaşmasının siyasi açıdan ne kadar yanlış olduğunun altını çizebilirim.
Lâkin bütün bunlar tâlî konulardır. Meseleye bakışımın özü, insanın hayatıdır. Ben bu eylemlere, doğrudan insan hayatını tehdit ettikleri için karşıyım. Uzadıkları ölçüde insan sağlığı üzerinde telâfisi imkansız hasarlara sebebiyet verdikleri için karşıyım. İnsanı ve sağlığını bütün politikalardan daha ehemmiyetli gördüğüm için karşıyım. Tek bir bireyin hayatının hiçbir siyasi hedef için feda edilemeyeceğini düşündüğüm için karşıyım.
Topu taca atmak
Bu çerçevede, Güven’in ve ona destek amacıyla cezaevlerinde açlık grevine giren diğer tutuklu ve hükümlülerin bu eylemlerini bitirmelerini temenni ederim. Cezaevinde olmak zaten başlı başına büyük bir sorundur. Özgürlüğünden mahrum olmak gibi bir ağırlığın altında olanların sırtına ayrıca daha başka bir yük bindirmemek gerekir.
Öcalan’ın ve diğer tutuklu/hükümlülerin yakınları ve/veya avukatlarıyla görüştürülmemeleri hukuki ve siyasi bir sorundur. Eninde sonunda hukuk ve siyaset içinde bir çözümü bulunur. Ama çözüm, zaten çok güç durumda olan insanların hayatlarını ortaya koymaları değildir. Çünkü -- Allah muhafaza -- bir insanı kaybedersek onun geri dönüşü de çaresi de olmaz.
Sorumluluk siyasettedir. Politik mobilizasyon ve hesaplar gözetilerek açlık grevlerinin araçsal kullanımının vebali büyük olacaktır. “Grevi sürdürüp sürdürmemek onların kararıdır” demek, topu taca atmaktır. Siyaseten sorulu konumda olanların, Güven ve diğerlerine “Sizin her birinizin hayatı bizim için her şeyden çok daha önemli ve değerlidir. Taleplerinizin takipçisi biz olacağız, savunusunu biz yapacağız. Sağlığınız daha da kötüleşmeden lütfen bu eylemi sonlandırınız” demeleri ve yükü kendi üzerlerine almaları gerekir.
Siyasete düşen vazife, buradan hayatı savunan bir çıkış yolunu üretmektir.
(*) Kürdistan 24, 13.02.2019
http://www.kurdistan24.net/tr/opinion/9b647865-5949-4b16-8bb3-a1f571e39ea0
Yazarlar
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025