Vahap COŞKUN
İktidarın, Kılıçdaroğlu’na yapılan saldırıya dair topluma kabul ettirmeye çalıştığı bir kurgusu var. Buna göre, HDP’nin 31 Mart’ta CHP’yi desteklemesine halk tepki göstermiş. Çünkü HDP, PKK’nin siyasi gölgesiymiş ve böyle bir partiyle işbirliği yapmasından ötürü halkta CHP’ye karşı öfke kabarmış. Ankara-Çubuk’taki cenaze töreninde de bu öfke dışa vurmuş. Dolayısıyla burada saldırıdan ve saldırganlardan önce, Kılıçdaroğlu’nun neden bu kadar yoğun öfke çektiğine bakmak gerekiyormuş.
Bahçeli’nin ilk açıklamasında “Bu insanları bu kadar kızdıracak ne yaptın Kılıçdaroğlu?” diye sorması, saldırıdan dolayı -- saldırganları değil -- Kılıçdaroğlu’nu sorumlu tutmayı amaçlayan kurgunun en veciz ifadesiydi. İktidarın saldırıya dönük bütün tutumunu da bu kurgu belirledi. Meselâ Kılıçdaroğlu’na açık bir geçmiş olsun dilenmedi. Yasak savmak kabilinden zoraki açıklamalarla yetinildi. İktidar adına verilen beyanatlarda saldırının tasvip edildiği intibaı bırakıldı. İsminin önüne “amca” sıfatı getirilen saldırgan, sevimli bir aktöre dönüştürüldü. Dahası, eli öpülen, iktidarın önemli isimlerince telefonla aranıp hali hatırı sorulan ve ihtiyaçları giderilen saldırgan âdetâ bir kahraman mertebesine çıkarıldı.
Siyaseti zehirlemek
İktidarın doğru bir değerlendirme yapamadığını gösteren vahim bir tablodur bu. Saldırı, ana muhalefet partisinin liderine yapıldığını için memnuniyet duyan bir iktidar görüntüsü var. Oysa saldırı, gerçekte, demokratik siyasetedir. Topyekûn saldırıya karşı durup siyaseti savunmak yerine saldırıyı mecrasından çıkarıp saptırmak, siyasetin altını oyar. Ne yazık ki, rakiplerine yönelik bir linç girişimini kısa vadeli hesaplar için kullanmak iktidardakilere cazip gelebilir. Ancak gözü siyasi hırs bürüdüğünde asıl tehlike görülmez olur, geçmişte yaşananlar unutulur.
Siyasi aktörlere karşı saldırılara ilkesel olarak karşı durulmadığında ortaya üç sonuç çıkar. Bir, zehirlenen siyasal alan her türlü provokasyona açık hale gelir. İki, durumdan vazife çıkarmaya amade ve meyyal unsurlara gün doğar. Ve üç, bir saldırıya net ve yekpare bir karşı çıkışın olmaması yeni saldırıları teşvik eder. Umduklarını elde edemeyenler, siyasi ve toplumsal olarak kendilerini mahkûm eden net bir tepki görmediklerinde cesaretlenir ve ilk fırsatta yeniden harekete geçerler.
Zemini aşındırmak
Bütün bunlar, üzerinde siyaset yapılan zemini aşındırır. Siyasetin dışında tutulması gereken güçler, bu ve benzeri olayları bahane ederek siyasal alana müdahale edebilir. Bir müdahale olduğunda ise -- bugün memnuniyet ifade edenler de dâhil -- herkes bunun altında kalır. Dolayısıyla bir siyasetçinin uğradığı saldırıyı binbir dereden su getirerek meşrulaştırmaya gayret edenler, aslında kendi altlarındaki halıyı çekmek için fırsat kollayanlara -- bilerek ya da bilmeyerek -- katkı sağladıklarından, kendilerine de kötülük etmiş olur.
Görmek isteyenler için yakın Türkiye tarihinde birçok örnek mevcuttur. O nedenle çok ama çok dikkatli olunması gereken bir dönemden geçiyoruz. Hava puslu; ilerleyen günlerde toplumsal fay hatlarını tetiklemeye yönelik eylemler olabilir. Muhalif kesimler kışkırtılmaya çalışılabilir. Demokratik siyaseti hedefleyen yeni saldırılar yapılabilir.
Saldırıyı ambalajlamak meşgul olan iktidar, maalesef bu büyük tehdidin farkındaymış gibi görünmüyor. Tersine, küçük ve büyük ortaklarıyla iktidar, kızgın demiri soğutmamakta kararlı bir tavır sergiliyor. Böyle bir ortamda muhalefetin sorumluluğu büyüyor. Muhalefet, sükûnetini yitirmemeli ve her daim sakin olmalı. Ateş yakıp üzerine benzin dökenlere, onların istediği gibi mukabele etmemeli. Oyunun raydan çıkmasına izin vermemeli, kendi sahasına çekmeli ve soğukkanlı bir şekilde oynamalı; ahlâken de siyaseten de doğru olan budur.
Yazarlar
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025