Vahap COŞKUN
Türkiye’nin yaptığı hazırlıklar ve yetkililerden gelen açıklamalar, “Fırat’ın Doğusu”na bir askeri operasyonun eli kulağında olduğu görüntüsünü veriyordu. Ancak operasyon ihtimalinin güçlenmesi üzerine hız kazanan görüşmeler neticesinde Türkiye ve ABD, Suriye’de bir güvenli bölge kurulması konusunda uzlaşmaya vardıklarını ilân ettiler.
Genel prensipleri ihtiva eden uzlaşma üç maddeden oluşuyor. Bir, ilk etapta Türkiye’nin güvenlik kaygılarını gidermeye dönük tedbirler alınacak. İki, güvenli bölgenin inşası, koordinesi ve yönetimi için Türkiye’de bir Ortak Harekât Merkezi kurulacak. Ve üç, bölgenin bir barış koridoru olması ve Suriyelilerin dönmeleri için ek önlemler alınacak.
Uzlaşmanın duyurulmasından sonra ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), Rûdaw’ın sorusuna verdiği yazılı cevapta, varılan uzlaşmanın hem Türkiye’nin güvenlik endişelerini gidereceğini, hem de Kuzeydoğu Suriye’nin güvenliğini sağlayarak IŞİD’in tekrar geri dönmesine engel olacağını açıkladı. Pentagon’a göre söz konusu uzlaşma, Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) kendilerine yönelik olası bir saldırıyı düşünmekten ziyade bölgenin güvenliğine odaklanmasını ve IŞİD Karşıtı Uluslararası Koalisyonun ortaklarının asıl amaçları olan IŞİD’i tamamen bitirmeye yoğunlaşmasını sağlayacaktı. (https://www.rudaw.net/turkish/world/13082019)
Köprüleri yıkmaktan kaçınmak
ABD ile Türkiye’nin uzlaşmasına -- haklı olarak- büyük bir anlam atfediliyor. Zira bu sayede bölgedeki durumu daha da ağırlaştırması muhakkak olan askeri bir operasyon olasılığı, bütünüyle ortadan kalkmasa da epey zayıfladı. Bununla birlikte, hayati öneme sahip birçok konuda sır perdesi varlığını muhafaza ediyor. Misal, güvenli bölgenin derinliğinin ve genişliğinin ne kadar olacağı, yönetimin nasıl şekilleneceği, takvimin nasıl işleyeceği noktasında bir bilgi yok. Keza güvenli bölgenin oluşturulmasının akabinde buraya hangi Suriyelilerin yerleştirileceği de belli değil. Mebzul miktarda senaryo ya da duyum var bütün bu konularda, ama henüz hiçbiri taraflarca teyit edilmedi.
Yani ortada muğlak bir durum var. Ayrıntılarda bir kesinlik olmadan tarafların bir uzlaşmaya varmaları ve bunu deklare etmeleri, kimsenin bütün köprüleri yıkmak istemediğinin bir göstergesi. Muhatapların hepsi, zayıf da olsa halen var olan bağları kesip atmanın büyük bir maliyet doğuracağının farkında; bu sebeple bir esas üzerinde anlaşmayı ve görüş birliğine varılmamış noktaları müzakerelere bırakmayı kabullendiler.
Kaldı ki, muğlaklık üzerine bina edilse de bir uzlaşmaya varılmasının taraflara üç önemli kazanım sağladığını söylemek de mümkün. Birincisi, ABD ve Türkiye arasında son zamanlarda bilhassa S-400 ve F-35’ler üzerinden gerilen ip, bir nebze de olsa esnedi. Pentagon’un açıklamasında, NATO müttefikliği özel olarak vurgulandı, Türkiye’nin güvenlik kaygıları “meşru” olarak nitelendi ve ortak çalışma kararlılığına bağlılık bildirildi. Diplomasiye alan açıldı; iki köklü müttefik arasında krize varan problemlerin çözülme yoluna girdiğine dair bir mesaj verildi.
Masada güçlü olmak için sahada var olmak
İkincisi, muğlaklık taraflara hem zaman kazandırıyor hem de hareket kabiliyetlerini artırıyor. Çünkü her bir aktör, muğlaklığı kendi pozisyonunu tahkim etmek için kullanabilir; bâtıni ve/ya zahirî amaçları doğrultusunda alanı düzenlemek adına, siyasi, hukuki ve askeri birtakım tasarruflarda bulunabilir.
Üçüncüsü, söz konusu uzlaşma, her bir aktöre mevcut hali kendi tarafına yontma şansı da veriyor. ABD için en önemli mevzu, hem tarihsel müttefiki Türkiye ile ipleri koparmamak hem de Suriye stratejisinde önemli bir yer tutan SDG’yi koruma altına almaktı. Uzlaşmayla varılan orta yol, ABD’yi bu çerçevede kazançlı kıldı.
Türkiye, Azez-Cerablus ve Afrin’den sonra Suriye’de yeni bir etki sahası kazandı. Böylece “masada güçlü olmak için sahada var olmak” şeklinde özetlediği politikasına uygun bir adım daha attı. YPG ise, Türkiye’nin “Fırat’ın Doğusu”na operasyon yapmaktan caydırılmasını ve ABD’nin koruma kalkanının bir kez daha devreye girmesini artı hanesine yazdırdı. Velhasıl uzlaşma kimseyi zor durumda bırakmadı; aksine, her bir tarafa kendi kamuoyuna anlatabileceği bir başarı öyküsü verdi.
Çözüm için bir fırsat
Gelinen aşamada sorunun tam manâsıyla çözüldüğü değil, ancak ötelendiği söylenebilir. Çatışmanın gündemden düşürülmesi için atılması lâzım gelen adımlar var. Bunlardan biri, şimdilerde dolaylı olarak görüşen Türkiye ile YPG’nin doğrudan görüşmeye başlamalarıdır. ABD arabuluculuğunda varılan kısmi uzlaşma, direkt müzakerelerle daha ileri boyuta taşınabilir.
Öcalan’ın devreye girmesi bu bağlamda ele alınabilir. Tekrar sahneye çıktıktan sonra Öcalan hep Suriye hakkında değerlendirmelerde bulundu. YPG’yi uyardı; onlardan Suriye’nin toprak bütünlüğüne riayet etmelerini ve Türkiye’nin hassasiyetlerini gözetmelerini istedi. Türkiye’deki iktidara da sorunu savaşla çözemeyeceğini görmesi ve barışı zorlaması gerektiğini söyledi. En son görüşmesinde de “Çatışma durumunu bir haftada bitiririm” dedi. Bütün bunlar, devletin Öcalan ile görüşmelerinin merkezinde Suriye’nin yer aldığına delâlet ediyor.
Eğer Suriye’de varılan uzlaşma derinleştirilir ve güvenli bölge tarafların işbirliği yaptıkları bir alana dönüşürse, Öcalan PKK’ye o çok sözü edilen “silâhları bırakma” çağrısını yapabilir. Bu da hem Suriye’de açmazların daha rahat bir şekilde giderilmesini sağlar, hem de Türkiye’de barışı tetikler. Dolayısıyla güvenli bölge, her iki sahadaki sorunların çözümü için bir fırsata dönüştürülebilir.
Türkiye’nin nihai hedefi, Suriye’de bir güvenli bölge inşası olmamalıdır; Türkiye, güvenli bölgesinin ötesini düşünmelidir. Asıl gaye, kendi sınırlarındaki çatışmaları bitirmesi ve barışı kurmasıdır. Güvenli bölge uzlaşması, buna hizmet ettiği oranda değer kazanacaktır.
(*) Independent Türkçe, 18.08.2019
Yazarlar
-
Ali BULAÇ“İçerde Nutuk, dışarda Kur’an!” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR103 kişinin ölümündeki suçu sahte belgeyle gizlediler 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRSiyaset çıkar, itibar, zenginleşme aracı olmadığında… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer Solgun“Geri zekalıya anlatır gibi” 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUİnsan hiç üzülmez mi… utanmaz mı hiç? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUEski bir anıdan günümüzde yaşananlara çıkartılacak ders 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEKim bu Ümmet? 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURKutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağacı taşımanın suç olduğu ülke: Portekiz 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcılık ve post-İslamcılık ve modernizm ve milliyetçilik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolOrta Doğu’da İsrail tehdidi 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKardeşinin cenazesine gidememek 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZCumhurbaşkanı’nın ittifak çıkışı ve silahsızlanma sürecinin gölgesinde muhalefet 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasi meşruiyet ve matematik 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuErdoğan’dan tarihi itiraf… 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürtler, Türkler ve Araplar 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilÖtekileştirmek Ve Ötekileştirdiklerimizle Yüzleşmek – “Kürt Sorunu”na Alternatif Bir Bakış 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYBırakın ömür boyu otursunlar o koltuklarda 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kahveciİşsizlik Vergisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Kutup başı” 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Öcalan’ın Önerisi… 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜRECE DOĞRU TUTUM 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluCoğrafyanın kader olmadığı ülke... 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATarihi Anlamak, Yargılamak Değil; TKP ve TBKP, Yasallık, Yenilenme ve Kürt Özgürlük Hareketi Üzerine 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHepiniz oradaydınız be-2 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanZenginin malı züğürdün çenesi: Bu tekneler neden yanıyor? 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNGeri Dönüşsüz Yol 15.07.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRYeni süreç, yeni stratejiler: İktidardaki çatlaklar ve çelişkiler muhalet için tuzak mı, yoksa fırsa 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIK11 Temmuz’dan sonra sıra neye geldi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞTARİHSEL “TKP’NİN TARİHİ” YAZILMALI… 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanPKK silahları yaktı acaba şehre de demokrasi gelir mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKMutlular, kızgınlar, endişeliler: Kürt sorunu nasıl çözülecek? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanSoykırım ekonomisini ifşanın bedeli 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞErdoğan’ın imkânsız hayali: Suriye’de Rojava’yı Türkiye’de CHP’yi kendi kaderine terk etmeye razı bi 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünTürkiye kazandı… 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYüz yıllık düğümü çözme yolunda cesur adım Devlet Bahçeli’den geldi 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayDış borç ve sosyalist kemer sıkma 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNBundan sonra top devletin sahasına geçiyor 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİÖcalan’ın 7 dakikası 10.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçHalk TV ve Sözcü TV'nin karartılması hakkında 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANMuhalefetsiz muhalefet; medyasız medya!... 7.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.07.2025
28.06.2025
15.06.2025
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025